1.9

2.9K 330 387
                                    

Chifuyu

Kılık değiştirmiş, gizli tünelleri kullanarak şehre inmiştik. Sınav senemize dek, aşağı yukarı her gece sıvışırdık saraydan ama artık haftada ikiden fazlasına mecalimiz kalmıyordu. Kaçışlarımıza göz mü yumuluyordu, yoksa sahiden de hiç kimse durumu çakmıyor muydu, bilemiyor ve umursamıyorduk.

Geçiçi boyayla saçımı siyaha çevirmiş, yeşil lens takmış, dikkat çekmeyen siyah kıyafetler giymiş, suratımı da maskeyle gizlemiştim.

Takemichi ve Senju da benden farksızdı zaten.

Bir kasa bira, iki şişe votka ve bir şişe de şarap alıp her zamanki gibi sahilin sakin bir köşesine geçene dek de pek konuşmamıştık. Sesimin tanınması gibi bir riske giremezdik sonuçta.

Ortalıkta hiç kimseyi göremeyince, maskemi çeneme indirip biralardan birine yumuldum. Son birkaç saatte yaşananları sindirebilmek adına, midemi bolca sikecektim bu gece sanırım.

Priv hesabıma genellikle okuduğum mangalarla ilgili ya da kaçış gecelerimden anları post olarak atardım. Fazla takipçim yoktu ve herkes benim gibi anonim takıldığı için zevkliydi.

Keisuke, uzun zamandır benimle takipleşse de attığım hikayelere bakmaz ya da postlarımı beğenmezdi. Hesabına girdiğinden bile şüpheliydim.

Ah, hayır. Onu düşünmemeliydim.

Takemichi, bir sigara yakıp omzuma sarıldı. "Canını sıkanı zehirle öldürtürüm, biliyorsun."

Kıkırdayıp biraz votka içtim. "Orta çağ saray entrikası köpeği amcık seni."

Senju, yanağımı sıktı. "Baji bu defa ne bok yedi?"

Şişeyi kafama dikip boğazım sızlayana dek de durduramadım kendimi. Gözlerim sulanmış, sıcak basmıştı. "Onun hakkında konuşmak istemiyorum bu gece. Şu anda, Bj Alex okuyup sikiyle oynuyordur muhtemelen."

Eşyalarımı izinsiz kurcalamış, üstüne de ahkâm kesmişti sokuk beyinli. Eşcinsel birinin tam olarak ne okumasını bekliyordu ki zaten?

On yedi yaşında, hormonlu bir ergendim. Yaoi okuyup kudurmak, en doğal hakkımdı.

Takemichi, öksürdü. "Çocuğa yönelim sorgulaması yaşatmayı başardın demek, ha?" Alnımı öptü. "Görürsün bak, o gemi yerine sana binecek."

Gözlerimi devirdim. "Lanet prensiniz olarak, konuyu değiştirmenizi emrediyorum ulan."

Homurdanıp orta parmak sallasalar da, uzatmamış ve okuldaki gereksiz dedikoduları anlatmaya koyulmuşlardı. Odaklanmaya çalışsam da, zihnim Keisuke'yle doluydu çokça.

Kalbimin piçi, kafamın sikicisi sevmiyor beni.

Yanağını öpmem hakkında tek kelime bile etmemesi, tuhaftı. Bağırıp çağırmasını, iğrenç hakaretler savurmasını beklerdim. Benden kurtulacağı tarihin öne çekilmesi üzerine hiçbir sevinç belirtisi bile göstermemesi, daha da ilginçti gerçi.

Gemiden bahsettiğimde, suratı düşmüştü ama neden? Benden ve tüm kraliyetten tiksindiğini neredeyse her gün söyleyen kendisi değil miydi?

Votkadan sıkılınca şaraba geçtim ve priv hesabıma hikaye attım.

Siktir, Keisuke anında görmüştü

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Siktir, Keisuke anında görmüştü. Bu da neyin nesiydi şimdi? Birden bire, stalk damarı mı tutmuştu? Amaç neydi ki yani?

Kalbimin piçi, neden böylesin sen? Azıcık sarılıp öpüşsek, hiçbir sorunumuz kalmayacak inan ki... Yaoi serilerimi göm ve üstüme atla... Söz, nazlanmam...

Telefonum titreyince gözlerimi kırpıştırdım.

justgivemeafire :
ne zaman geleceksiniz?
hava soğudu.
üşütme.

Elimi ağzıma bastırdım. Keisuke'nin dengesizlikleri, bende de denge bırakmamıştı. Hiçbir mantık bulamıyordum hareket ve davranışlarında.

Senju ve Takemichi, beni unutup bir anime hakkında tartışmaya dalmıştı. Biraz daha mesajla bakıştım.

slaveforgayships :
hastalanıp da üstünüze kalırım diye mi korkuyorsunuz yoksa?

Saniyeler içinde cevap gelmişti.

justgivemeafire :
hayır.
üşütme sadece.

Uzun uzun bakıştım ekranla ve sonrasında da telefonumu cebime atıp şaraba abandım.

Uçmak, tüm dertlerimden sıyrılmak istiyordum umutsuzca. Her daim kusursuz görünme ve davranma zorunluluğunun üstüne binen bokların altında eziliyordum artık. Poe'nun hastalığı ve Keisuke'nin nefret yüklü tavırları, canımı mahvediyordu.

Prens olmayı ben seçmemiştim ki. Keisuke'nin aksine, kaçma şansım da yoktu. Denediğimde, hiç de iyi sonuçlanmamıştı işler.

Üstelik, beni seven insanlara ihanet edemezdim. Japonya, bana bayılan insanlarla doluydu. Eşcinselliğimi dert etmiyor, beni desteğe boğuyorlardı. Onları yüz üstü bırakamazdım. Günün birinde tahta çıkacak, ülkeyi yönetecektim.

Ne vardı ki beni sevseydin be çocuk? Tamam, sevmesen de olur ama en azından bir şans veremez miydin? Götün mü düşerdi, ha?

Takemichi'nin sigaralarından birini yaktım ve minik nefes çektim.

Götün düşsün, Keisuke. Götünden yahni yapıp sana zorla yedirsinler.

Biten şişeyi çift görünce gülmeye başladım. Bu gece, bokunu çıkarana dek içecek ve Keisuke'nin yumuşak yanağı ya da beni anlamsızca kışkırtması üzerine düşünmeyecektim.

Halıya devrilen halini anımsayınca gür bir kahkaha atmış, arkadaşlarımı ürkütmüştüm. Tamam, şu andan itibaren onu zihnimden uzaklaştıracaktım. Evet, bunu kesinlikle yapacaktım!







































kıçımın prensi || tokyo revengers  Onde histórias criam vida. Descubra agora