1.4

3K 342 316
                                    

Baji

Sabah erkenden uyanmaya zorlanmış, lüks yiyeceklerle dolu bir masada aceleyle kahvaltı yapmış ve boktan eğitime başlamıştım. Chifuyu da kedileriyle ilgilenmeye gitmişti.

Nişanda ve kokteylde, kendimi rezil etmemeyi başardığım için Wakasa daha düzgün davranıyordu bugün. İkide bi' mendille tokatlamıyor, bana saray adabı vermeye çalışıyordu. Ona göre, fazla vahşiydim.

Tanrım, çok fazla kural vardı. Chifuyu, tüm bu saçmalıklara nasıl dayanabiliyordu ki cidden? Birkaç sene önce, çıldırıp sarayı yakmaya kalkıştığı için onu kim suçlayabilirdi ki?

Dün, onun da en az benim kadar mutsuzluğa boğulduğunu hissetmiş ve anlattıklarından sonra da onun için üzülmüştüm ister istemez. Baskı altında eziliyor ve çareyi kafası güzel gezmekte buluyordu.

Belki de... ona kötü davranmayı kesmeliydim artık.

Onu sevmem ya da ideal bir kocaya dönüşmem imkânsızdı ama arkadaş olabilirdik sanırım. Kızarmış erişteye bayılıyor, kedileri seviyor ve yakmaya tapıyorduk.

Mola verince, ağrıyan yanaklarımı ovaladım. İki saattir, sırıtkan bir embesil gibi görünürken nasıl sohbet edileceği üzerinde çalışıyorduk ve çok yorulmuştum.

"Okulda çok ama çok dikkatli davranmalısın," diyordu Wakasa. "Prensi küçük düşürebilecek eylemlerden sakınmalı, kurallara uymalı ve ona tapar gibi görünmelisin." Mendilini salladı. "Hoş, ona tapmaman hata."

Yani, okulun ağası gibi takıldığım günler bitmişti...

Kazutora'nın beyinsizce ettiği laflardan sonra, hiçbir arkadaşımla konuşmak gelmemişti içimden. En yakın arkadaşım bile sapıtmışken, diğerlerinden medet umamazdım sonuçta.

Üstelik, yeni bir numaram ve de telefonum vardı artık. Son model, ultra zengin işiydi hem de. Rahat bırakılınca karıştırmak için sabırsızlanıyordum.

Biraz daha çalışmış, Senju'nun yönlendirmeleriyle Chifuyu'yu bulmuştum. Siktiğimin sarayına kaybolmak çok kolaydı ve yalnızken gezmeye götüm yemiyordu henüz.

Tam olarak nasıl bir manzarayla karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim ama bu kadarını da beklememiştim. Minik ve oyuncaklarla kaplı odanın ortasında uzanıyordu Chifuyu ve kedileri de üstüne çıkmış, mırıldanıyordu. Chifuyu, kedilerini severken kıkırdıyor, sevgi sözcükleri sıralıyordu.

Tanrım... şirin görünüyordu.

Kapıyı kapatıp yanına, bağdaş kurarak oturdum. Kediler, benimle ilgilenmemişti bile. Chifuyu'ya sırnaşıyor, keyifli sesler çıkarıyorlardı.

"Hey," dedi muziplikle parlayan gözlerini bana çevirirken. "Sana büyük bir kucaklama veremeyecek durumdayım maalesef, üzgünüm!"

Kedileri incelerken, içim acımıştı. Hiçbiri de, özel cinslerden ya süslü değildi. Kedilerden biri tek gözlü, birisi üç bacaklı, bir diğeri de tek kulaklıydı.

Boynundaki, beyaz-sarı tüylü kediyi okşadı. "Noodle olur kendisi. Geçen ay, iki yaşına girdi."

Ah, kıyafetlerini parçalayan Noodle, bu kediydi anlaşılan. Tek gözü mavi renkteydi ve beni tartmaya çalışır gibi bir hali vardı. Elimi uzatınca, tıslamış ve Chifuyu'ya daha fazla sokulmuştu.

Chifuyu, kıkırdadı. "Zamanla seni de çok seveceklerine eminim. Üçünü de yavruyken buldum."

Tek kulaklı olan Poe, simsiyah tüyleriyle çok asil görünüyordu. Suratıma bile bakmamış, Chifuyu'nun karnına yayılmıştı. En yaşlıları da oydu.

Üç bacaklı olan da Yuri'ydi ve gri tüyleri çok yumuşak görünüyordu. O da bana bir bakış atmakla yetinmiş, Noodle gibi fazla umursamamıştı.

Yemek için çağrılınca, kedilerinden güçlükle ayrılmış ve üstündeki tüyleri temizlemesi için bir hizmetliden faydalanmıştı. Düne göre, çok daha neşeli ve mutluydu. Kedileriyle takılmak, moralini düzeltmişti belli ki.

Yürürken koluma girmiş, kocaman gülümsemişti. "Kraliçeyi ikna etmek çok zordu. Ona göre, sadece kusursuz görünen hayvanlar edinmeliyim."

Kraliçenin bana attığı soğuk bakışları anımsayınca ürpermiştim. "Kedilerin gerçekten de çok sevimli. Bana alışırlar umarım."

Başını omzuma yaslasa da hemencecik geri çekilmişti. Yine de, parfümünün kokusunu alabilmiştim. "Alışırlar sanırım."

Geceki yakınlığımızı anımsayınca kızarmıştım. Ne sikime yatağına oturup çocuğa sokulmuştum ki sanki? Beni sapık zannedecekti böyle giderse!

boşluk bulunca yazdım söz verdiğim gibi falan ,d


























kıçımın prensi || tokyo revengers  Où les histoires vivent. Découvrez maintenant