24. Bölüm

12.8K 570 100
                                    

Selamün aleyküm canım okurlarım.

Nasılsınız nasıl gidiyor hayat?

Beni sorarsanız sıradan iyi gidiyor işte 

Regaip kandiliniz mübarek olsun.

Keyifli okumalar.
...........................................................

İşten gelir gelmez kendimi duşa attım. Sıcak bir duş iyi gelmişti. Üzerime ördekli pijamalarımı giyip mutfağa geçtim. Dün bugün olmak üzere 2 gündür işe gidiyordum. Selin Tarık'la konuşmuş ve o da saygıyla bu durumu karşılamış restauranta gelse bile karşılaşmıyorduk. Selin'le çok teşekkür ettiğimi iletmiştim.

Saynur'un birazdan geleceğini bildiğim için yemek hazırlamaya koyuldum. Yemekler hazır olunca altlarını kapatıp anamı görüntülü aradım. Onla konuşurken kapı çalmasıyla kapıya adımladım. Kapıyı açtığımda karşımda Saynur yerine Yiğit Alp'i görmemle kaşlarımı çattım. "Kim gelmiş kızım" diyen annemle "Komşu anne ben seni birazdan ararım." Annemin tabii ki de binanın asker dolu olduğundan haberi yoktu. Ne tepki vereceğini de kestiremiyorum açıkçası. O yüzden dememiştim. "Yok kızım sen hallet ben beklerim burada" ah be sultanım ben sanki seni bilmiyorum. "Efendim Yiğit Alp" dedim annemin bir anda tüm dikkatiyle burayı dinlediğini fark edince başımı olumsuzca iki yana salladım. 

"Sizde koli bandı var mı?" Demesiyle kafa sallayıp hemen yanımda ki dolaptan çıkardım. "Al bakalım" uzattığım da "Teşekkür ederim getiririm birazdan." Ayy teşekkür mu edersin sen Asya çabuk kendine gel annen var telefonda gülümseyip "Rica ederim." Merdivenlere doğru adımlayınca kapıyı kapattım. "Bu Yiğit Alp kim?" diyen annemle "Komşu üst katta oturuyor." hızla açıkladım. 

Buyurun cenaze namazına en ince ayrıntısına kadar soracak şimdi. "Kaç yaşında?" aklıma gelen konuşmamızla sırıttım "30 yaşına girecekmiş yarın." kafa sallayıp "Ne iş yapıyor?" diye sordu bu sefer hemen cevapladım "Yüzbaşı" memnun bir şekilde kafa sallayıp "Tamam kızım askere istediğin kadar güvenebilirsin askerler bizim en büyük dayanağımızdır neyse şimdi kapat senin yüzünden pancar torbası taştı kapat çabuk." Benim yüzümden mi "Anne ben ne yaptım ya?" Diyerek çıkıştım "Sus sus beni konuşturdun hadi görüşürüz." deyip telefonu yüzüme kapattı. "Görüş-" telefona biraz bakıp kafamı iki yana salladım. 

Tam içeriye geçiyorken tekrar kapı çaldı. "Ne ara bitti lan işin?" diyerek kapıyı açtığımda karşımda Saynur vardı. Kaşlarını çatıp saatine baktı "Asya ben hep bu saatlerde geliyorum zaten." demesiyle hemen kaşlarımı kaldırıp "Yok yok ben seni Yiğit Alp sandım koli bandı aldı da az önce." açıklamamla kafa salladı. "Selamün aleyküm." diyerek içeri geçti "Aleyküm selam aç mısın?" diye sordum. "Ne yalan söyleyim kurt gibi açım." benimki de soru. "Sen üzerini değiş bende tabakları koyim." o odasına geçerken "Tamam." dedi. 

Masayı hazırlayınca o da gelmişti. "Tarık işi halloldu mu?" diye sormasıyla kafa sallayarak onayladım. "Selin halletti." dememle kafasını salladı "Kanka istersen başka bir iş bakabiliriz." demesiyle anında karşı çıktım "Yok kanka artık bir şeylerin üstesinden gelmeliyim o olayın üzerinden 14 yıl geçti aynı şeyler yaparsak bir arpa boyu yol alamayız." kafasını sallayarak beni onayladı. "Orası öyle ilaçlarını içiyorsun de mi?" kafamı sallayarak onayladım. "İlaçları içiyorsan sorun yok." yemeğin geri kalanında sessizce yemeğimizi yedik. 

Bulaşıkları yıkarken kapı çalmasıyla Saynur'a döndüğümde saçının açık olduğunu gördüm. "Ben bakarım." ellerimi yıkayıp kapıya gittim. Ellerim ıslak olduğu için dirseğimle kapıyı açtım. Yiğit Alp karşımda bir elinde telefona bakıyor diğer elinde ise bant vardı. Kapıyı açmamla bakışlarını bana çevirmişti "Teşekkür ederim tekrardan anneme paket yollayacaktım da bant kalmamış diğerleri de evde değildi bende sizden aldım." açıklamasıyla gülümseyip "Önemli değil bizden isteyebilirsin." bandı bana uzatmasıyla ıslak ellerimi gösterip "Acaba hemen şu dolaba koyar mısın ıslak ıslak dokunmayayım şimdi." kafasını salayıp uzanarak gösterdiğim dolaba kaydı. Geri çekildiğinde "Teşekkür ederim." dedim bana bakıp önemli değil manasında kafa salladı.

 Pijamalarıma bir süre bakıp sırıtarak "Pijamaların güzelmiş." dedi anında üzerime baktığımda ördekli pijamalarımı gördüm. Allah kahretmesin ben bunu hep unuttum. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum başımı kaldırıp hala sırıtan yüzüne baktım "Teşekkür ederim görüşürüz." diyerek cevabını beklemeden kapıyı kapattım.

Hızla Saynur'un yanına gidip "Saynur Yiğit Alp beni bu şekilde gördü." üzerime kısa bir bakış atıp gülmeye başladı. Ona ters ters bakıp "Gülme ya." a'yı biraz uzatmıştım. Bu sefer daha çok güldü. Hızla mutfağa geçip bulaşıkları hızla makineye dizdim.  

Telefonda bizimkiler ile görüntülü konuştuktan sonra odama geçtim. Saate baktığımda 23.43 olduğunu görünce Yiğit Alp'e yazdım. 

Fındık Güzeli= İşin yoksa çardağa insene bende gelicem şimdi

Yiğit Alp= Tamam 

Uygulamadan çıkıp aynadan kendime baktım. Kıvırcık saçlarımda fönün hale izleri vardı. Üzerime baktığımda değiştirip değiştirmemek arasında ikilemde kalınca "Aman zaten gördü." deyip uzun bir hırkayı üzerime geçirdim. Hediyemi alıp odadan çıktım. Saynur içerde telefona bakıyorken görünce "Ben Yiğit Alp'in hediyesini verecem yatacak mısın sen, alayım mı anahtarı?" diye sordum. "Yok ben birazdan kalkıp kitap okuyacağım zaten sen anahtarı alma ben açarım sana kapıyı." kafa sallayıp hızla evden çıktım. Çardağa doğru ilerleyince onun kenarda oturduğunu gördüm. Pat diye yanına ilerleyip yanına oturdum. 

Saate baktığımda tam 00.00 olduğunu görünce "Doğum günün kutlu olsun doğum günü çocuğu." sırıtıp "Çocuk mu?" diye sormasıyla sırıttım "Yani pek olmadı ama olsun." gülüp kafasını iki yana salladı. Hediyemi ona uzattığımda şaşkınca hediyeye baktı "Ne ara aldın gerek yoktu" elimi hava da sallayıp "Bla bla bla neyse aç hadi hediyeni merak ettim beğenecek misin valla ben çok severek aldım inşAllah beğenirsin." gülümseyerek hediyeyi açtı. Gördüğüm sweatle memnun bir şekilde gülümsedim. Tamda gözlerinin renginden almıştım. Bana dönüp sarılınca ilk bir duraksadım anında kendime gelip sarılışına karşılık verdim. "Teşekkür ederim." dediğince "Rica ederim." kokusu çok hoştu acaba hangi parfümü kullanıyordu?

 Ayrılınca bir süre yüzüme mahcupça bakıp "Ama ben sana bir şey alamadım doğum gününde." elimi tekrar hava boş ver manasında sallayıp "Bir kere o zamanlar yeni tanışmış ve sen operasyonda idin." dememle başını olumsuzca iki yana salladı "Olmaz ki böyle." demesiyle elimi tekrardan havada sallayıp "Amaaan boş ver ama illa istiyorsan bir ara alırsın." yüzüme bir süre bakıp tekrardan konuştu "Bu arada sana sormadan sarıldım kusura bakma." düştüm Allah kaldırmayın beni. Ben bunu yerim. Oyş senin bunu düşünen aklını öperim. Gülümseyip "Önemli değil" dedim. Bir süre istemsizce güven veren gözlerine baktım. 

Hava daha çok soğuyunca yerimden kalkıp "Hadi görüşürüz." dedim. Benimle beraber kalkıp belimden beni ileri sürükledi "Gel beraber geçelim." sadece kafa sallayarak onayladım onu. Bizim kata gelince "Allah'a emanet ol." dedim gülümseyip "Sende." deyince kapıyı çaldım. O da üst kata doğru çıktı. Saynur kapıyı açınca içeri girdim. Her şeyi anlattığımda gülümseyerek yüzüme baktı. İyi geceler deyip odama doğru adımladım.

Bugün gece benim için fazlasıyla güzeldi.

........................................................................

Evvet yeni bölüm hakkında fikirleriniz nelerdir?

Bu bölüm biraz kısa oldu ama olsun bence çok etkili bir bölümdü. 

Sizde Yiğit Alp'ime düştünüz de mi ah canım yavrucum kendisi aynı anası gibi çok ince düşüncelidir jfmmssmsmsms

Hadi görüşürüz

Allah'a emanet olun.

Fındık Güzeli-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin