50. Bölüm

3.2K 182 78
                                    

Selaaammüünn aleyküm arkidisleeeerr

Nasılsınız, keyifler nasıl?

Beni sorarsanız iyiyim Allah'a şükür. Ayyy bacılar ben fındık derdine buraya bölüm atmayı unutmuşum bu unutkan yazarınızı affedin güllerim.

Yevmiyeler de 250 ile 350 arasında dolanıyormuş sizin orada kaç lira?

Of gitmek istiyom da babam göndermiyor maalesef :(

Evet 2 tane peş peşe bölüm atacam unutmadım 

Neyse size keyifli okumalar
...........................................................

1 hafta sonra;

Yiğit Alp'den;

En sonunda Ordu'ya gelmiştik saat 21.47'di. Asya yarın yola çıkacağız sanıyordu ama benim aklımda başka planlar vardı ilk önce adam akıllı kendimi affettirmem gerekiyordu.

Bu gece Meriç'lerde kalacak, sabah olunca da sürpriz için hazırlıklara başlayacaktık. Aslında birçok şey hazırdı ama birkaç dokunuş gerekiyordu.

Bakışlarımı yoldan çekip araba süren Meriç'e döndüm "Ne kadar kaldı?" diye sormamla saniyelik bana bakıp yola geri döndü "10 dakikaya varırız" demesiyle kafa sallamakla yetindim.

Meriç'in kıpırdanıp durmasıyla yandan ona baktım heyecanlanmış gibiydi hatta gibi fazlaydı direkt heyecanlıydı. Çevredeki evlere şöyle bir bakıp tek kaşımı kaldırarak ona baktım "Hayırdır marul kafa kimi arıyorsun bir heyecanlandın gibi" anında kendine çeki düzen verip kaşlarını çattı "Ne alakası var ben sadece çevredeki evlere bakıyordum" deyip ensesini kaşıdı.

"Marul kafa sen mi dökülürsün yoksa ben mi seni dökerim" dememle ofladı ve sert bir dönüş yapıp sahil yoluna girdi. Bir süre sahil boyu ilerledikten sonra kayalıkların orada arabayı park edip indi bende hemen peşinden indim.

Kayalıkların birine oturunca yanına bende oturdum. Bir süre denize baktıktan sonra "Saynur" deyip sustu ve hemen ardından gülümsedi.

Bizim marul kafa vurulmuş.

Hiç yüzüme bakmadan sanki denize anlatır gibi bir anda her şeyi anlatmaya başladı.

"O mahallede Saynur'lar oturuyor bende kapıların önündeki arabalara bakıyordum hangisi onların evi diye" imalı bir şekilde sırıtıp ensesine bir tane geçirdim "Hayırdır ula aşık mı oldun ismini söylerken ayrı bir sırıtıyorsun" dediğim şey ile donup kaldı. Bir süre denize bakıp "Sanırım" dedi.

Gülümseyip onun gibi bir süre denize baktım. Saynur'la ciddi anlamda çok yakışıyorlardı olmalarını isterdim.

"Şu bir hafta boyunca her gece türlü türlü bahaneler bulup hep onu aradım. Oğlum onunla konuşmak, ya ne bilim sanki yıllar önce kaybolan biriyle konuşuyormuş gibi. Kurduğu cümleler çok tanıdık, verdiği hissiyat çok tanıdık ve bu tanıdıklık germek yerine huzur veriyor sanki yıllardır birbirimizi tanıyor gibiyiz onun yanındayken kendim olmaktan çekinmiyorum. Saynur çok" deyip sustu.

Tek kaşımı kaldırıp "Saynur çok ne?" diye sordum.

"Saynur çok, çok farklı herkesten, her şeyden ve şunu demeden geçemeyeceğim çok çok güzel. Rahatsız etmeyeceğimi bilsem saatlerce izlerim, onunla susmak bile çok özel." gülümsedi uzun uzun gülümsedi ve devam etti "Aşık mıyım bilmiyorum ama ona karşı hislerim var bunu inkar edip kaçamam hoş kaçsam da bir şey değiştirmez." gülümsedim ve kendime çekip sarıldım.

Fındık Güzeli-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin