26. Bölüm

12.2K 493 65
                                    

Selamün Aleyküm canımlar

Bugün pek aktif olmayacağım hatta telefonu kapatmayı düşünüyorum bölümü yollayıp kaybolacam haberiniz olsun o yüzden çok saat sonra bakabilirim mesajlarınıza

Keyifli okumalar.

...........................................................
~İki hafta sonra~

Asya'dan;

Karşımdaki ağaca bir süre daha bakıp merdiveni ağaca dayadım. Bugün bazı sebeplerden dolayı restaurant çalışmayacaktı. Bende gün bugündür deyip evin yanında ki ağaca salıncak kurma kararı almıştım şansıma 2 haftadır yağmurlu olan hava bugün sıcaktı. Elimdeki iple ağaca çıkıp sağlam olan bir dala oturdum. Sıkıca bağladım adım sesleri duymamla başımı aşağıya eğdim Yiğit Alp'i görünce kaşlarımı çattım "Sen gitmedin mi la?" diye sormamla bir anda kafasını yukarı kaldırıp "Ağacın tepesinde ne aradığını sorabilir miyim Asya" sırıtıp "İlk önce ben sordum." Dediğimde başını iki yana sallayıp açıkladı "İzin günüm." demesiyle aydınlanmış bir şekilde kafa salladım. "Şimdi benim soruma gelelim ne işin var senin orada?" Gülüp birkaç kez ağaca vurdum "Ne olacak salıncak yapacağım." Dememle kaşlarını çattı "İn aşağıya düşeceksin şimdi ben hallederim." Ona küçümser bir bakış atıp "Ne düşmesi be benim çocukluğum ağaç dallarında geçti maymun gibi o daldan o dala gidiyordum heheyt be ne güzel günlerdi, hem ben hayatımda sayısız salıncak kurdum tabii ki şimdi tekrar kuracağım." bir süre bana bakıp "İpi nereden buldun?" İlerideki marketi gösterip "Hayrettin amcadan aldım." diyerek açıkladım. Kaşlarını çatıp "Adamın aklına nasıl girdin o ip satmaz ki" sırıttım "Karşınızda Asya Asena Kahraman var beyefendi ben ağızdan girer burundan çıkar istediğimi alırım."bana gülüp ağaca doğru adımladı "Gel bari yardım edim de buradan çiğköfte gömmeye gidelim." anında onaylayıp "Mükemmel bir fikir uzun zamandır yemedim" dediğim de merdiveni sabitleyip yukarı çıktı zaten 4 basamak çıkması ona yetmişti. "Merak ediyorum en son ne zaman yedin?" Biraz düşünüp "Sanırım dün öğlen arası yedim." Bana dik dik bakıp başını iki yana salladı. İpin bir ucunu ona uzatıp bağlamasını bekledim kendinin kini halledince benimkini de sıktı. Merdivenden inip merdiveni bana uzatınca merdivene basıp hemen yere indim. Getirdiğim minderlerden birini salıncağa koyduğum da tam olmuştu. "Hadi gidelim." Demesiyle cüzdanımı kontrol ettim yerinde görünce peşinden ilerledim. Bir 5 dakika yürüdükten sonra bir çiğköftecinin önüne gelince içeri girdik. O kendine göre söylerken, bende kendiminkini söyledim. Yiğit Alp'ten önce davranıp ikisinin parasını ödedim. Yiğit Alp bana dik dik bakınca "Oğlum bakma öyle bir dahaki sefere sen ısmarlarsın." Sırıtarak dediğim şeye tek kaşını kaldırdı "Zaten öyle olacak." Demesiyle sırıttım "Benim için sorun yok ne demiş ünlü düşünür 'Hayatta ikinci en güzel şey yemek yemekse birincisi beleşe yemek yemektir." Dememle sırıttı "Kim demiş bunu ilk defa duyuyorum." Sırıtarak kendimi gösterdim ve kafamı bilmiş bir edayla sallayarak "Ünlü düşünür ve bir o kadar da aşçı olan Asya Asena Kahraman demiş." ikimizde güldük. Çiğköftelerimiz hazır olunca ayranımızı da alıp eve geri döndük. Ben yaptığımız salıncağa otururken Yiğit Alp hemen karşımda merdivenin masamaklarına oturmuştu.

Hızlıca yemeğimizi yedikten sonra çöpleri alıp çöpe atmaya gitti. Etraftan kaybolunca söyledim "Oğlum iki dakika da nereye kayboldun ya." Bir anda birisinin beni sallamasıyla "Eûzubillahimineş-şeydaniracim Bismillahirrahmanirrahim Allah'ım ne oluyor Yarabbim" diye bağırmam ile Yiğit Alp kahkaha atmaya başladı. Ona kötü kötü baksam bile beni umursamıyor gülmeye devam ediyordu. Zalimin oğlu güzel gülüyordu he. Bir süre daha gülüp kesik kesik kelimeler halinda "Kusura bakma-" tekrar bir gülme dalgası "Bu kadar korkacağını düşünmemiştim." On ters ters bakmayı kesip bende güldüm. Zaten kendimi zor sıkmıştım. Gülmesi durunca "Gel seni sallayalım." İpleri sıkıca tutup beni sallamasını bekledim. O beni sallarken ayaklarımı bir ileri bir geri götürüp ona yardım ediyordum. Bir süre beni sallayıp kenara çekildi. Yanaklarıma çarpan rüzgarla acıyan yanaklarımı atkımın altına saklayıp biraz daha sallandım. En sonunda durunca ayağa kalktım bu bana şimdilik yeterdi. "Hadi bize gel sana çay ısmarlayayım hem bizim 5 üyeyi de görürsün." Kedimiz 1 hafta önce doğurmuştu. Birbirinden güzel 4 yavrumuz vardı. Ben önde o arkada eve çıktık. Sıcak eve girmemle gülümsedim. Canım evim ya. Elimi yıkayıp mutfağa geçtim. Bir çay suyu koyup Yiğit Alp'in yanına oturup Nazlı'yı sevdim. Hamileliği boyunca fazla nazlandığı için Saynur ismini Nazlı koymuştu.

Fındık Güzeli-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin