30. Bölüm

10.2K 465 40
                                    

Selamün aleyküm arkidislerrr.

Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?

Beni sorarsanız valla çok kötü olmasamda kötüyüm şu an saat 7.06 ve servisteyim gece geç yattım ve uyuyamadım inanılmaz berbat. Neyse dayanacagiz artık. Hayır bir de ilk ders beden off bizim bedenci serbestte bırakmıyor Allah kahretmesin.

Neyse neyse size iyi okumalar ben bölüm yazayım.

Bu bölümü bu türkü ile okumanız daha iyi olabilir bence dinleyin


Arabada çalan şarkı bu merak edenler dinleyebilir
...........................................................

Saynur'dan:

Şu an Meriç'in arabasında sessizce yol alıyorduk. Sessizce yolu izliyordum. Sessizliği bozan o olmuştu "Bugün fazla sinirliydin" demesiyle derin bir nefes aldım "Ben sinirlenmeyeğim de kim sinirlensin." hafif sinirle demiştim sakin ol Saynur bak geçti.

"Niye ki?" Diye sormasıyla ona dönüp anlatmaya başladım "Ya adam göz göre göre karısını ölüme gönderiyor kadın da tümör var acilen ameliyat edilip tedavi görmesi gerekiyor. Kadında tedavi olmak istiyor ama adam diyor ki 'hastanenin masrafını kim ödeyecek' diyorum ki hastanemizin bu gibi tedavilerin %30'unu karşıladığını yetiştiremediğiniz kısım da benim yardımım olacağını söylüyorum gerçekten bu tedaviler çok pahalıydı. Yok Nuh diyor peygamber demiyor sonra gelmiş şey diyor 'Onun çalışması gerekiyor' sonra öğrendim ki adam çalışmıyor kadını çalıştırıyormuş o da akşama kadar kahve kahve gezermiş. İşte az önce tartışırken de siz geldiniz gerizekalı herif bir de el kaldırıyor." Sonlara doğru daha çok sinirli çıkmıştı sesim. Derin bir nefes açıp hava soğuk olsa da cam açtım yüzüme çarpan soğuk rüzgar ile rahatladığımı hissetmiştim. "Peki kadın ne diyor?" Ona dönüp "ilk başlarda tedavi olmak isteyen kadın şimdi onun yüzünden tedavi olmuyordu büyük ihtimalle şiddet de vardı çünkü vücudunda morluk vardı ne olduğunu sorduğumda düştüm diyordu." Kaşları çatıldıkça daha çok çatmıştı. Be adam zaten çok sertsin bir de kaşlarını çatma. Tekrar cama dönüp gözlerimi kapattım.

Tekrar bir sessizlik olurken bu sefer başka bir şey sordu "Peki nasıl bu kadar çabuk duygu değiştirebiliyorsun veya saklayabiliyorsun." demesiyle tedavi sürecim ve hayatın bana öğrettikleri gelince bir süre sessizce bekledim "Uzun hikaye." diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım "Yolumuz uzun." Demesiyle derin bir nefes alıp camı kapattım.

"Yıllar önce sinirim yüzümden evi çok pis dağıtmıştım kırılmadık cam, tabak kalmamıştı öyle sinirlenmiştim ki kendime zarar vermekten bile çekinmemiştim hatta o günle alakalı bir iz de var." şaşkınlıkla bana döndü "Ciddi olamazsın." Elimin içindeki izi gösterdim bakışları elimin içindeki yaraya bir süre bakıp tekrar yola çevirdi "Neyse işte o günden sonra beni tedavi görmem için götürdüler. Sinirlenince ellerimin titremesinden ağlamaktan etrafı dağıttıp milleti kırdıktan sonra öyle berbat bir his oluşuyorduki içimde, bir an önce tedavi olmak istedim ondan öncesinde de zaten söylemiştim böyle böyle hep geçirmiştik. İlk olarak öfkeme sahip çıkmayı sonra ise duygularımı saklamayı öğrendim yıllar sonra da profesyonel bir şekilde yapmaya başladım. Sırf öfkem yüzünden kardeşime inanılmaz travmalar yaşatmış olabilirim ama şu an iyiyiz Allah'a şükür. Sinirim yüzünden çok kavga ettim ilk olarak küçük bir tartışmayla başlıyor sonra ise kocaman bir kavgaya dönüşüyordu bu yüzden sayısız arkadaşımı öfkem yüzünden kaybettim bazıları ben buna dayanamıyorum deyip çıktı gitti bazıları beni çok kırıyorsun dedi haklılardı o yüzden hiçbir şey diyemedim bana dayanabilen sadece Asya'lar oldu ama onları da çok kırdım zamanında. Genellikle kavgalarımız beni dinlemedikleri için başlar şiddetli bir şekilde biterdi aslında ilk başlarda sakince gösterirken sonlara doğru çok sert bir dille dile getirirdim." sözümü bitirmemle bütün şaşkınlığı ile beni dinledi kim beklerdi sessiz sakin Saynur'dan bu kadar fazla öfkeyi. "Peki o kişiler şimdi gelse tekrar arkadaş olmayı yakın olmayı teklif etse kabul eder misin?" Kesin bir dille "Etmem. Evet onları kırdım ama onlar benim sinirimi biliyordu ve alttan almaları gerekirken daha çok üstüme geldiler şimdi gelseler yardım isteseler yardım ederim bir nebze konuşurum da ama affetmem böyle düşünüyorum kendime soruyorum yok bilmiyorum-" sonlara doğru iyice saçmalarken "Ağrına dokunuyor" benim söyleyemediğim şeyi direkt söylemişti o an sustum.

Fındık Güzeli-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin