32. Bölüm

8.9K 502 104
                                    

Selamün Aleyküm canım okurlarım

Nasılsınız, hayat nasıl gidiyor?

Valla ben iyiyim koronalı bir şekilde hayatım devam ediyor ahskshhsjs.

Neyse uzatmayayim de bölüm yazayım bölüm biriktirmem gerekiyor bu korona da biriktiririm diye düşünüyorum. İnsaAllah yapabilirim oğlum tam bölüm yazacam bir bakıyorum şarjım hep 15 altı sizin şanssızlığınız sanırım.

Arkadaşlar bu bölümle beraber bundan sonra size gün yüzü yok aklımda neler var neler bundan sonra ki hedefim bölümleri 3000den fazla tutmak insaAllah başara bilirim

Neyse keyifli okumalar.
...........................................................
Asya'dan;

Elimdeki takvim kağıdına uzun uzun baktım üzerinden yıllar geçse de yaşadığım şeyler dün gibi aklımdaydı. Elim istemsizce boynuma gidince gözlerimi yumdum ve o anlar bir bir gözümün önüne serilmişti. Dayanamayacak gibi olunca hızla gözümü açtım. Nefes almakta zorlandığımı fark edince "Saynur ilacımı getir çabuk lütfen" diye bağırdım. İçerden koşma sesleri geliyordu yavaşça yatağın kenarına çöktüm. Ben o anları hak etmemiştim ben daha çok küçüktüm gözümden yaşlar hızla akarken Saynur hızla yanıma geldi ilacı ağzıma dayamasıyla bir fıs içime çektim. İlaç yavaş yavaş etkisini gösterirken hıçkırarak ağlamaya başladım "Saynur üzerinden yıllar geçti ama ben niye atlatamıyorum neden peşime kuyruk gibi takıldı neden kurtulamıyorum NEDEN?" hıçkırarak ağlamalarım şiddetlenmişti.
Kendimden geçercesine ağlarken Saynur bana sarılmış beni dizginlemeye çalışıyordu.

İkimizde bir süre ağladıktan sonra Saynur "Hazırlan burada mükemmel bir yer keşfettim oraya gideceğiz tamam mı o anları aklına getirme lütfen yalvarırım." Demesiyle göz yaşlarımi sildim. Sadece kafa sallamakla yetindim. Hadi Asya kızım yılın 364 günü dayanıyorsun 1 günde daha dayanırsın. Saynur'u odadan yollayıp kalın bir şeyler giydim havalar cidden fazlasıyla soğumuştu.

Saynur da hazır olunca kabanımı ve spor ayakkabımı giydim. Saynur'un koluna girip yavaşça aşağıya indik. Erkeklerin hepsi oturmuş çardakta sigara içiyorlar ve bir yandan da sohbet ediyorlardı bu soğukta. Bizi fark etmeleriyle iletişime girmeden hızla arabaya geçtim. Yiğit Alp arkamdan seslense de cevap vermemiştim. Saynur herkese 'Kahvaltıya gittiğimizi' söyleyip hızla arabaya geçmişti. Yol boyunca Yiğit Alp'ten mesaj gelmiş fakat hiçbirine bakmamıştım. Yiğit Alp'le geçen bir ayda baya yakınlaşmış hatta onun benden hoşlandığına emin olmuştum. Büyük ihtimal o da anlamıştı. Yarım saatlik bir yolun ardından varmıştık. Sessiz sakin bir köşeye geçip sipariş verdik. Bizim kızların aramasıyla telefonu açıp bir köşeye sabitledim. Beni neşelendimeys uğraşırlarken yalandan da olsa gülmeye çalışıyordum. Bir anda masaya çekilen koltuklarla başımı o tarafa çevirdim. Yiğit Alp'ler yanımıza gelmişti. Hadi ama ciddi olamazsınız. Onlara inanamaz bir şekilde bakarken Yiğit Alp yanıma oturdu. Kulağıma eğilip "Sende bir şeyler var akşam konuşacağız" demesiyle sesli bir şekilde yutkundum.

Yiğit Alp'ler de sohbete katılmış hep beraber yemek yiyorduk. Fakat ben fazla gerilmiştim. Sessizce yemek yerken kimse bana neden böyle olduğumu sormamıştı. Sanırım yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Öylece etrafa bakarken bize doğru gelen Tarık ile Saynur'a döndüm. Tarık beni görmesiyle hızla elindeki bereyi kafasına geçirmisti. Ben daha çok gerilirken Yiğit Alp'le Tarık bir anda tokalaştılar.

Yiğit Alp'le Tarık anne tarafından kuzenmiş. Onlara daha fazla dayanamayip Saynur'un çantasından ilacimı aldığım gibi hızla yerimden kalktım "Lavoboya gidip geliyorum." kimseye baş vermeden lavobonun arkasındaki balkona çıktım. Şansıma fazla kişi yoktu köşeye bir yere geçip hızla ilacı ağzıma götürdüm. Yanıma gelen Yiğit Alp ile hızla ilacı saklamaya çalıştım. O hızla yanıma gelip önümde diz çöktü ve ellerimdeki ilacı yanıma bırakıp ellerimden tuttu.

Fındık Güzeli-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin