36. Bölüm

7.7K 455 370
                                    

Selamün aleyküm canım okurlarım

Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?

Benimki de işte iyi, anlık duygu değişimleri yaşasam da şu an iyiyim.

Hepiniz iyi olun, hepiniz mutlu olun.

Ayy son zamanlarda bir şarkıya sardım bırakamıyorum.

Off benim canım sıkıldı ya oturup sizinle sohbet edesim geldi jssmsmmsns.

Neyse artık bölüm yazim tutmim sizi zaten okumazsınız çünkü bende okumuyordum dbdjsnjdndn

Valla bölüm hakkında zerre fikrim yok dört olay arasında gidip geliyorum hangisini seçsem diye nsjmsmsms.

Tamam tamam üçünü şimdi yazayım diğerini öbür bölüme atayım veya ondan da ilerideki bir bölüme neyse benim bir dediğim diğerini tutmuyor hangisini yaparsam zaten anlarsınız offf ne çok konuştum ya

Laan 2 günde nasıl geçtiniz sınırı ben bu kadar hızlı beklemiyordum helal olsun valla

Keyifli okumalar.
...........................................................
Saynur'dan:

Dün geceden devam;

Meriç'in arkasından bir metre bırakacak şekilde peşinden ilerliyordum. O ise köpeğiyle ilgileniyordu. Aga sen en son köpeklerden korkuyordun nasıl oldu da köpek sahiplenecek kadar samimi oldunuz, tabi köpekten korktuğun zamanlar bile iyi anlaşıyordun, millet benim gibi değil ki anam. Bir tane parka geldiğimizde tasmasını çıkarmıştı. Deli gibi koşmasıyla hızla bir bankın üzerine çıktım. Köpeklerden kaçmak benim için resmen bir refleks olmuştu. Meriç benim bu halime gülerken onu umursamadan ne olur ne olmaz diye köpeği gözlerimle takip etmeye başladım. Meriç yanıma geldiğinde hemen hemen aynı boyda olmuştuk tabi ben birkaç santim daha uzun duruyordum. Bu halime gülüp başını iki yana salladı ve hemen yanıma oturdu.

Hiçbir şekilde istifimi bozmadan köpeği izlemeye devam ettim. O ise her bana baktığında gülüyordu. "Ya ben sana dedim de mi beni de götürme diye sen eğlen işte hayvancağız ile bak vallahi bana geliyorlar." Meriç olduğu durumdan memnunmuş gibi güldü. Başını bana çevirip "Ne taraftan geliyorlar?" demesiyle dik dik ona baktım tam cevap vereceğim zaman köpek havlamasıyla hızla o tarafa döndüm. Allah'ım sen beni koru Yarabbim.

Meriç ise hâlâ gülüyordu. İyice palyaço olduk resmen beyefendiye. Ama o hep gülsün gülünce ayrı güzel oluyordu. Köpeği hızla bize doğru koşunca Meriç'in arkasına geçtim. O ise kendinden geçecek kadar gülüyordu. Bir anda Meriç'in üstüne atlamasıyla hızla banktan atlayıp onlardan uzaklaştım. Zaten başıma ne geldiyse şu köpek korkumdan gelmişti. Meriç köpeği ile oynarken uzaktan onları izledim. Ah be adam tam senden vazgeçeçekken tekrar gelmen bir şeyler mi ifade ediyor aslında ben sana gittim ama sen bana gelmişsin gibi oldu. Seni sevmek güzel her şeye rağmen.

Meriç en sonunda ayağa kalkıp köpeğiyle at-getir oynamaya başlamışlardı. Meriç'in oturduğu yere oturup onları izledim. İçim gidiyordu keşke sende beni sevsen.

Bir saate yakın oyun oynadılar ben ise onları izledim. Meriç arada korkumu yenmem için ısrar etse de konuyu hızla değiştiriyordum. Tasmasını takmasıyla yanıma geldi. Tasmayı bana uzak ama oturduğumuz yere yakın bir yere bağlayıp yanıma oturdu. Köpeği Güneş ise hemen olduğu yere oturmuştu.

İkimizde sessizce Güneş'i izledik. Konuşmasıyla ona döndüm "Şiir okuyorum demiştin en çok hangi şiiri seviyorsun?" Demesiyle bir süre düşündüm bir sürü şiiri ona çıkacak şekilde okumuştum. "Öyle ayırt edebileceğim bir şiir yok ama sen böyle deyince aklıma Mehmet Akif'in Zulmü Alkışlayamam şiiri geldi." Meriç gülümseyip uzun uzun bana baktı. Gözlerimin içine bakıp;

Fındık Güzeli-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin