AK/61

22.8K 1.3K 454
                                    

Hiç lafı uzatmadan bölüme geçiyorum

İyi okumalar.

...

Nefes seslerim.

Tek duyabildiğim, daha doğrusu tek algılayabildiğim şey nefes seslerimdi. Bacaklarımı zorladım. Daha hızlı koşabilmek için. Sanki yapabilirmişim gibi. Elimi kaldırıp önümde ki cam kapıyı hızla ittirdim. Ve aklımda dönüp duran kata çıkmak için hiç asansöre bile bakmadan merdivenlere koştum.

"Gece bekle!"

Arkamdan bağıran Yalçın'ı neredeyse duymadım bile. Sadece koştum. Tüm gücümle.

Onun olduğu kata ulaştığımda çevreme bakındım. Kalabalığın olduğu yeri gördüm önce. Koştuğumdan soğuk havanın yaşarttığı gözlerim bir süre seçemedi insanların yüzünü. Bir kaç saniye sonra kalabalığın içinde Kutay, Tanju amca ve Eris gibi tanıdık yüzler gördüm. Ve oraya doğru hızla yürümeye başladım.

O an kalabalığın içinde başka bir surat gördüm.

Bir anda içimde kopan fırtına ile tekrar koşmaya başladım. Gözümü karatmış bir şekilde tüm gücümü adımlarımda ve kollarımda topladım. Adım seslerim tüm kalabalığın dikkatini çekti. Ancak benim gözlerim sadece ondaydı. Kalabalığı aşıp ona ulaştığım ilk an bütün gücümle onu ittirdim.

O kadar sert ittirmiştim ki dağ gibi cüssesini yere sermeyi başarmıştım.

Ben hayatımda ilk kez ciddi manada ona güç uygulayıp onu devirmiştim. Uzun bedeni yere serildiği gibi bir çift kol beni arkamdan sarıp durdurmak istedi.

"Gece! Kendine gel!"

Konuşan kişiyle beni tutanın Kutay olduğunu fark ettim. Ayaklarım yerden kesilmişti ancak ben hala onun kollarından kurtulmak için çırpınıyordum.

"Bırak! Bırak beni! Ödeyecek! Yaptığının hesabını ödeyecek!"

Bağırmaya başladığım sıra Kutay beni yere bıraktı. Hızla bedenimi kollarıyla yöneterek sırtımı duvara yasladı ve sabit kalmamı sağladı. Bir eliylede ağzımı kapamıştı.

"Kendine gel dedim! Hastanedeyiz! Ve Ateş iyi. Sakin ol."

Tek duyduğum 'Ateş iyi' olmuştu. Bu cümle beni sakinleştirirken yere düşmüş olan Karan'ın ayağa kalkması ile dikkatimi yeniden ona verdim. Yüzünde ki keskin sinirli ifadesiyle bana bakıyordu.

Hızla önümde ki Kutay'ı ittirip kendimi onun prangasından kurtardım. Ve Karan'a doğru ilerledim. Yüzüme ona baktığım için kalkan midemin görüntüsünü yansıtmaktan çekinmedim.

"Sen nasıl bir insana dönüştün böyle!"

Her an yüzüne tükürecekmiş gibi bir halim vardı. Bu kadar ileri gitmemek için kendimi tutuyordum. Çünkü ben onun gibi değildim.

"Ne hakla burada duruyorsun sen!"

Dolan gözlerim ile elimi kaldırdım. İşaret parmağımla Tanju amcayı gösterdim.

"Hala bu adamın yüzüne nasıl bakabiliyorsun sen! Onun içeride yatmasının sebebiyken hangi yüzle buradasın!"

Ağzıma, dilime hakim olamıyordum. Canını yakmak istiyordum. Çünkü o benim canımı çok yakmıştı. Bir anda uykumdan 'Ateş hastaneye kaldırıldı' denmesi için defalarca aranarak uyanmıştım. Yüreğimin ağzıma gelmesine neden olmakla kalmamış bir de hastenelik olmasının sebebinin abim olduğunu öğrenmiştim.

"Git buradan!"

Yeniden bağırdığımda bu kez kolumu tutup beni durduran Yalçın oldu.

"Eğer buradan giden kişi sen olmak istemiyorsan bağırmaya son ver. Hastane polislerinin buraya doluşması an meselesi olacak yoksa" diyerek beni uyardı. Onu sallamadan Karan'a döndüm yeniden. Başını öne eğmişti. Yüzüme bile bakamıyordu.

Abimin Kankası || TextingWhere stories live. Discover now