AK/65

18.6K 959 88
                                    



"Allah'ım şu tatlılığa bak ya!"

Geldiğimizi gören Esin, hiç birimize selam dahi vermeden Ateş'in kucağında ki minik bebişe doğru atıldı.

Yani Ateş'in kardeşine.

"Oy ben seni yerim" şeklinde sevgi cümleleri ve çıkardığı bebek sesiyle Berrin Su'yu severken kıkırdamaktan alıkoyamadım kendimi. Çünkü Esin'i böyle sevecen görmek pek rastladığımız bir şey değildi.

Esin'in dakikalarca Berrin'i sevmesinin ardından Elif teyze lavabodan çıkıp gelmişti.

"Geldim."

Şu anda tüm ekip Eris'in kafesindeydik. Elif teyze buralardan geçtiği için yanımıza uğramıştı. Ve lavaboya gitmek içinde Berrin'i abisine bırakmıştı.

"Teşekkür ederim" diyerek Ateş'e hitaben konuştu. Ardından Berrin'i Esin'in kucağından aldı.

"Hemen gidiyor musun?"

Ateş'in sorusu üzerine "Berrin acıkmıştır eve geçmem lazım" derken önce Ateş'le vedalaşmıştı. Ardından masada oturan herkesle. Yani ben, Karan, Yade, Kutay ve Yalçın ve Esin ile vedalaştı. Ardından da kafeden ayrılmıştı.

Berrin gidince bizimde burada olduğumuzu fark eden Esin gülümseyerek "hoşgeldininiz" demişti. "Ooo birileri varlığımızı hatırladı" diye onunla alay edense Karan olmuştu. Karan ve Esin sürekli birbirleriyle alay edip şakadan tartışırlardı. Ve bu tartışma her zaman Karan'ın "sen git abin gelsin" cümlesi ile sona erirdi. Bu cümle her defasında Esin'i sinirlendirip gerçekten de gitmesine neden olurdu. Eris onun abisi değildi, ikiziydi. Buna rağmen herkes abisi olduğunu sanıyordu. Ve yetmezmiş gibi Eris'te ona abilik taslıyordu.

Sonucun bu noktaya gelmemesi için elimi kaldırarak dur işareti yaptım. "Ya başlamayın yine! Sinirlendireceksin kızı gidecek şimdi! Daha yeni geldik" demiştim. Ve müdahalemle az önce düşündüğüm olay örgüsünün gerçekleşmesini engellemiştim.

Esin, ben ve Yade sohbet etmeye başladığımız sıra masaya Eris'te gelmişti.

"Ooo agalar hoş geldiniz ya, özlettiniz kendinizi" diyerek masada ki herkesle el sıkıştı. Herkes "hoşbulduk" derken Eris en son Ateş'e dönmüştü.

"Benimki, naaber" diyerek yayık bir tonlama ile konuştu. Bu flörtöz tavrına göz devirdim. Ancak aynı zamanda gülümsüyordum. Esin ve Eris birer sandalye çekip oturdular.

Ateş Eris'e bir cevap veremeden Kutay lafa atladı.
"Yalnız o seninki değil, benimki" dedi yapmacık kıskançlığıyla. Eris elini masaya vurup "sen kimsin lan sonradan bitme! Ben onu daha önceden beri tanıyorum bir kere" derken Kutay'ın takındığı tavıra eşlik ediyordu.

"Hah! Hacım farkında mısın? Ben onunla aynı evde yaşıyorum. Asıl sen kimsin sen" derken Eris'e üstten bir bakış atmıştı.

"Eğer benim yanımda +1 ikizim olmasaydı bir kere o evde sen değil ben olurdum" dedi. Artık gülüşlerini tutamayan Yade ve Karan kahkahaya boğulurken bende gülüşerek kavgaya dahil oldum.

"Ben, sevgilim ve kumalarım. Biz kocaman bir aileyiz" dedim.

Masadaki muhabbet koyulaştıkça koyulaştı. Saatlerin ne ara geçtiğini anlamamıştık bile. Hep birlikte çok eğlendiğimizi bir kez daha birbirimize kanıtlamıştık. Sohbetimiz kafenin garsonlarından biri masaya gelince bölünmüştü.

"Patron, sana az bir ihtiyacımız var. Bakabilir misin" diye Eris'e doğru konuştu. Lafı bölünen Eris bize eliyle 1 dakika işareti yapıp oturduğu yerden kalktı. Ve garsonla birlikte masadan uzaklaştı. O gidince sohbet bölünmekle kalmayıp bitmiştide. Anlamsız bir sessizlik oluşmuştu masada. Herkesi tek tek incelerken gözlerim Ateş'in yanında oturan ve geldiğimizden beri gıkı çıkmayan Yalçın'a kaydı.

Abimin Kankası || TextingWhere stories live. Discover now