AK/67

11.7K 738 248
                                    



Şoklar içerisinde Esin'in yanına gidip gerçekten dediğini yapan Yalçın'ın ardından bakıyordum. Hala olayın etkisindeyken Kutay bir anda "oha!" diye bağırınca oraya döndüm. Fazla uzağımda olmadığı için onu duyabiliyordum. Yanında ki Ateş ve Karan'a doğru şok içinde konuştu.

"Abi bakın ben dedim size Esin'den hoşlanıyordu diye! Al işte kızı konuşmaya götürdü! Ben demiştim! Ben hep anlarım. Ehehehe."

Bu kez Kutay'a şaşırırken adımlarım istemsizce beni onların yanına götürmüştü.

"Nasıl ya? Nerden anladın" diye düşünmeden konuşmuştum. Kutay egoist bir şekilde gülüp omuz silkti.

"Yalnız hanımefendi, Ateş beyin sizden hoşlaştığını ben Ateş'ten bile önce anlamıştım. Şaşırmayın bence. Çünkü ben anlarım. Benim soyadım anlar. Kutay anlar deyin bana bundan sonra."

Hafifçe gülsem bile aklım hala Yalçın'da olduğu için odaklanamamıştım. Gözlerim yeniden ikisinin çıktığı balkon gibi yere kaydı. Kapılar cam olduğu için onları görebiliyorduk. Ama bu yeterli değildi. Ne konuştuklarını deli gibi merak ediyordum.

...(Yalçın'ın ağzından)...

"Şuraya geçelim" diyerek elimle balkon olamayacak kadar büyük ama teras sayılmayacak kadar küçük yeri işaret ettim.

Elimi klasik hareketimi yapmak adına cebime attım. Esin bana eşlik edip yürümeye başladı. Cam kapıya ulaşınca önce onun geçmesi için kapıyı açtım. Sonra kendim geçtim.

Bir kaç adım daha.

Sessizlik.

Tamam uygun alan.

İç sesim onay verdikten sonra bedenimi ona döndürdüm. Merakla konuşacağım şeyi bekliyordu. Yüz hatları gevşek, hareketleri rahat. Önemli bir şey konuşacağıma dair bir düşünceye hakim değil.

Bu beklentiyi düşürür; güzel.

"Lafı uzatmayı hiç sevmem."

Başlangıç cümlesi; ideal.
Kısaca boğaz temizlemek; tamamdır.

"Sana son zamanlarda biraz sert davrandım farkındayım. Bunun nedeni karışık duygularımdı."

Evet. Cümlem onu daha farklı bir merak duygusuna itmek için yeterli oldu. Omuz silktim.

"Ben düz bir insanım. Gevelemeden konuşurum. Ve gevelemeden düşünürüm. O yüzden olay şu ki son zamanlarda senden hoşlandığımı fark ettim. Ama bu konuda bir karmaşa yarattım. Birbirimize fazla benziyorduk ve bu beni korkuttu. Hislerimi kabullenmek istemedim bu da sana öyle davranmama neden oldu. Ama artık eminim. Ve gelip konuşmak isteyecek kadar yoğun hissediyorum."

Her bir kelimemde yüzünde ki şok, şaşkın ifade daha da arttı. Dudakları açılırken gözleri büyüdü. Hiç beklemediği belliydi. Nefesleri sıklaştı.

"Demek istediğim eğer sende bana karşı farklı düşüncelere veya hislere sahipsen seni daha fazla tanımak isterim."

Ve söylemem gerekenleri söyledim. Cümlem bittiğinde yüzünde daha da büyüyen şaşkın ifadesine oldukça stabil suratımla bakmaya devam ettim. Bir şey söylemesini beklesem dahi aynı ifade ile bana bakmaya devam etti.

Şaşırtma; gereğinden fazla oldu.

Diğer elimi cebime attım. Konuşması için baskı uygulayacak değildim. Beklemeye devam ettim.
O ise dumur olmuş suratından yavaş yavaş acı çekiyormuş gibi bir ifadeye geçiş yapıyordu.

Gözleri hafifçe dolmaya başladı.

Bir şey anlıyor musun?
Hayır.

Kaşlarım hafifçe çatıldı. Konuşma gereği hissettim.
"İyi misin?" Gözlerini aniden benden çekti.

Abimin Kankası || TextingWhere stories live. Discover now