AK/14

64.6K 3.7K 940
                                    


Kayıtlı olmayan numaranın attığı mesajları çatık kaşlarımla okurken bir mesaj daha gelmişti.

053+: Sonunda gördün :)

Hemen WhatsApp'tan çıktım. Numaramı ona kim verdiyse iyi halt yemişti. Tekrar mesaj gelince sinirle bildirime dokundum.

053+: Ayboluyor aama 😏

Cevap vermeyi düşünmüyordum. Ama dakka başı mesaj atıp beni rahatsız etmesinide istemiyordum. Bu nedenle onu rehberime kaydettim ve vakit kaybetmeden numarayı engelledim. Bitmişti.
Bir an bu durum bana Ateş'e gizli numaradan yazmamı hatırlattı. O da böyle rahatsız oluyor muydu acaba?

Gülüp kendimi alayladım. Ateş, gün içinde aldığı mesajların yarısından fazlasının kimden olduğunu bilmiyordur. Buna kalıbımı basabileceğim kadar emindim. Konuşmayalı çok uzun zaman olmuş gibi geliyordu. Ve ben ona sövmeyi özlemiştim. Evet, sadece sövmeyi!

Kararsızlıkla elim telefonuma giderken tuş kilidimi açmama kalmadan telefon çalmaya başladı. Kayıtlı olmayan başka bir numaraydı. Yetti ama! Sinirle telefonu açtım.

"Kimsiniz?"

Birkaç saniye sonra yanıt geldi. Sesi hiç tanıdık değildi. "Ama ayıp ettiniz hanımefendi. Neden engellediniz anlam veremiyorum" takındığı yapmacık ciddi konuşmasına öğürme isteğimi sonraya bıraktım.

"Kimsin lan sen?"

Bir anda içimdeki gerçek Gece çıkıp şovunu yapmıştı.

"Oha, sen gerçekten Gece'sin!"

Çocuğun söyledikleri daha da kaşlarımı birbirine yaklaştırırken "beni tanıyor musun?" diye sordum. Merakıma yenik düşmüştüm. "Seni çok iyi tanıyorum Gece Neval Dağlı. Ancak numaranı bulmak çok zor oldu" dedi. Ses tonundaki garip hissi algılayamıyordum. Neydi bu şimdi? "Bak beni rahatsız etme! Arama sakın bir daha!" sonlara doğru yükselen sesimin ardından telefonu hızla kapattım. Sinirim bozulmuştu. Üstüne üstük boğazım acımıştı.

Ateş'in engelini kaldırma isteğim bile içimden uçup gitmişti. Telefon tekrar çalmaya başlayınca sesli bir nefesle aramayı reddettim. Ve telefonu sessize aldım. Sinirlerim daha da gerilmişti. Kapım aniden açılınca  telefonu ters bir şekilde yastığımın altına soktum. Telefon birkaç kez titresede Karan bunu fark edemeyecek kadar uzaktaydı. Yatağa oturmaması için dua ederken, hayatımda ilk kez bir duam bu kadar hızlı kabul olmuştu. Duama bonus olarak ekleme yapılmış gibi, Karan ilerlemeyip kapının önünde kalmıştı.

"Bizimkiler geldi de onu haber edeyim dedim."

Söylediklerine sadece kafamı salladım. O da kafasını sallayarak kapıyı kapatmak için gerilesede durdu. "Bir şey istiyor musun" diye sordu. Kafamı hayır anlamında salladım ancak bununla yetinmeyip "hayır" dedim. Gülümseyip gitmesini bekledim. Tebessüm ettikten sonra kapıyı kapatıp gitti. O sıra titremekten bir hal olmuş telefonumu yastığın altından çıkardım. Yine bilinmeyen numaradan bir sürü mesaj vardı. Mesajlara girmeyip bildirim panelinden okudum. Yine 'neden cevap vermiyorsun, kırıyorsun beni' tarzında mesajlardı. Ard arda gelen mesajlardan sonra telefonum tekrar çalmaya başladı.

Sinirle gözlerimi devirip aramayı reddettim ve telefonu uçak moduna aldım. Yeter artık! Bir telefon sapığım eksikti. O da oldu. Telefonu bir kenara bırakıp rahat bir yatış pozu aldım. Uyusam iyi olurdu. Şu an ihtiyacım olan tek şeyin uyku olduğuna karar vererek yavaşça gözlerimi kapadım.

...

Sağa dönmüş, sola dönmüştüm ancak bir türlü uykuya dalamamıştım. Neredeyse bir gün uyumuştum ve şu an hiç uykum yoktu. Sinirle telefonumu elime alarak saate baktım. Neredeyse 1 saattir uyumaya çalışıyordum. Sıkıntıyla nefes verdim. Ve kararsızlıkla telefonu uçak modundan çıkardım. İnternete bağlanan telefonuma aniden bir sürü bildirim gelemeye başladı. Çoğu bilinmeyen numaradandı. Mesajları sallamayıp İnstagram'a girdim. Biraz buralarda takılsam uykum gelirdi. Bilinmeyen numaradan her hangi bir yeni mesaj gelmeyince de tedirginliğimi atıp bildirimler kısmına girdim.

Abimin Kankası || TextingWhere stories live. Discover now