/36/ Sakın Arkana Bakma

6 3 0
                                    

Gürkan ve diğerleri evin içinde ellerinde bir kitap araştırma yapmaktaydılar. Sadece içlerinde Can ve Sema yoktu. Geri kalan herkes kitaplardan büyülü veya zehirli oklara dair bir şeyler arıyordu.

Can'ın ve Sema'nın içeri bodoslama girmesiyle herkesin dikkati dağıldı. Gürkan Can'a baktı.

" Ne oldu?" Can tedirgin bir şekilde baktı.

" Savaş Alev'i bir grup vampirle götürüyordu. Ebru'nun topraklarında ise Savaş'a ait vampirler dolaşmaktaydı."

" Dikkatli olmalıyız. Büyük bir oyun olabilir. Dikkatleri Ebru'nun topraklarına verip, Alev'in topraklarından saldırabilirler." Melisa biraz düşündükten sonra bunun saçma olduğunu düşündü.

" Hayır öyle bir şey olamaz. Çünkü Savaş intikam güden bir vampir. Babasını öldüren kişi Ebru. Bence Alev'le ittifak olup önce Ebru'nun işini halledecek. Daha sonra bizim üzerimize bir harekat gerçekleştirilebilir."

" Arkadaşlar her şey olabilir. Bizim yapacağımız tek şey önlem almak. Anlaşmayı bozan taraf biz olmayacağız." Can ve Sema konuşmalardan sonra tekrar dışarı çıktılar.

Diğerleri aynı şekilde araştırma yapmaya devam ettiler.

Kara havaalanına inmişti. Gözünde büyük bir tatil gözlüğü, üzerinde beli açık kesme bir kıyafet. Üzerine siyah kot bir ceket, altında dar siyah bir kot vardı. Elinde tekerlekli çantası vardı.

Çıkışa ilerleyip kapının önündeki taksiye bindi. Çantasını şöför alıp bagaja yerleştirdi. Kara arabaya bindiğinde şöförde onunla birlikte bindi.

" Nereye?" Kara dikiz aynasından şöföre baktı.

" Taşucu Çadırlı." Adam hemen hareket edip Kara'nın istediği yöne doğru ilerledi.

" Ablacım ormanda gezerken dikkat edin."

" Neden?"

" Söylentilere göre ormanda canavarlar olduğu söyleniyor. Bu benim duyduklarım, ama siz yinede tedbiri elden bırakmayın."

" Tavsiyeniz için teşekkür ederim." Şöför yola devam etti.

Alev Savaş'ın mekanına gelmişti. Aslında yabancı gelmiyordu. Bütün odaları koridorları adı gibi biliyordu. Adamlar eşliğiyle büyük kapı açıldı ve salona giriş yaptı.

Salon bomboş sadece ortasında uzun bir masa vardı. Masanın ucunda Savaş ayağa kalkmış beklemekteydi. Yanındaki adam belirli bir yere kadar eşlik edip bırakmıştı.

Daha sonra onları baş başa bırakmak için yanındaki adamlarla birlikte kapıya ilerlediler.

Alev Savaş'ın karşısına geldiğinde, Savaş hemen elini tutup nezaket göstererek öpmüştü. Daha sonra gülümseyerek gözlerine baktı.

" Hoş geldiniz Alev hanım. Lütfen yerinize buyrun." Dedi. Alev arkasını dönüp masanın ucuna yürümeye başladı. Savaş yerine oturup Alev'in oturmasını bekliyordu.

Alev sandalyeyi çekip yerine oturdu. Ardından gözleri önündekilere takıldı. Önünde tabakta içi kan dolu bir et parçası vardı. Bir yandanda kan sızdırmaktaydı.

Tabağın yanında ise kadehte kan doluydu. Kokusu burnunun derinliklerine kadar işlemişti. Savaş'ın konuşmasıyla bütün dikkati dağılmış gözlerini Savaş'a çevirmişti.

" Öncelikle seninle tanışmak büyük bir zevk benim için." Alev olduğu gibi davranıyordu.

" Teşekkürler. Bende herkes gibi bir vampirim." Bunu duyan Savaş gülümsedi.

Karanlık Savaş Where stories live. Discover now