/73/ Gizemli Vampir

3 2 0
                                    

Akşam olmuş etraf iyice karanlık olmuştu. Herkes evine çekilmiş eğlenmek isteyen insanlar merkezde gezip dolaşmaktalardı. Sokakları sadece sokak lambaları aydınlatıyor geri kalan yerler karanlıktı. Serkan yatakta uyuyan Alev'in yanına geldi yavaşça. Omzundan dürttü. " Alev uyan hadi." Dedi. Dokunmanın ardından Alev birden kalktı yataktan. Korkmuşa benziyordu, surat ifadesinden belliydi. Tabi birde nefes nefese kalmıştı. Serkan hemen yanına oturup sakinleştirmeye çalıştı.
" Alev. Sakin ol benim. Ne oldu?" Alev derin bir nefes aldı, anlındaki teri sildi.
" Bilmiyorum. Garip bir rüya. Çok etkiledi beni. Sadece korktum biraz o kadar." Serkan Kara ile ilişkisi olduğu için sarılmak istemiyordu. Alev'e baktığında ise sakinleşmesi gerekiyordu. Gördüğü rüya onu çok etkilemiş olmalı.

Serkan yardım edecekti. Ama önce kafasında yer etmesi lazımdı. Alev'e sarılmak Kara'yı aldattığı anlamına gelmezdi. Kararını vermişti, sakinleştirmek zorundaydı. Yoksa yapacakları işlerde dikkat dağınıklığı en büyük hataları olurdu. Serkan kendini toparlayıp Alev'e döndü. " Gel sakinleş biraz." Dedi ve kollarını açtı. Alev öylece Serkan'a bakmaya başladı. " Emin misin Serkan? Benim bildiğim benim yanımda olmaktan bile rahatsız oluyorsun." Serkan kafasını salladı. " Eminim. Evet hala yanında olmaktan rahatsızım. Sadece haline bakarak ihtiyacın olduğunu düşündüm." Alev Serkan'ın bu düşünceli davranışına gülümsedi. Daha sonra Serkan'ın kollarının arasına girerek göğsüne kafasını dayadı. Serkan daha iyi hissettirmek için kollarını sımsıkı kapattı. Alev şu anda o kadar mutluydu ki gözlerini kapatıp hayaller dünyasına daldı.

Bu durumu daha fazla uzatmak istemeyen Serkan biraz daha durduktan sonra kollarını açtı. Alev ise girdiği hayal dünyasından çıkmak zorunda kaldı. Serkan ayağa kalkıp kıyafetlerini düzeltti. Alev Serkan'a bakıp asıl soruyu sordu. " Beni neden uyandırdın?" Dedi. Serkan Alev'e baktı. " Biz buraya tatile gelmedik. Biliyorsun kitap kayıp. İpucu lazım." Alev bu duruma sinirlenmişti.
" Valla beyimiz yaptığı ve yapacağı şeyleri bana söylemediği için, ne zaman ne yapacağını kestiremiyorum. Kâhin felan değilim ya hani." Dedi. Serkan hak verdi bu isyana. " Tamam özür dilerim. Bizim geceleri çalışmamız lazım. Gündüzleri fazla ortada gözükmemeye çalışacağız. Zorunda olmadığımız zaman. Şekil değiştirmem gerekirse rahatca gece karanlığında değişebiliyim diye." Alev kafasını salladı. " Anladım. İlk nereden başlıyoruz?" Serkan kafasını iki yana salladı. " Bilmiyorum. Başlayacak bir konu bile yok. Ama aslında benim aklımda bir yer var." Alev merakla. " Neresi?" Dedi. Serkan gideceği yeri biliyordu. " Sabah bir kafeye gitmiştim. Oradaki çalışanların yarısı kurt kadın veya kurt adam. Yerli halktan bilgi alabiliriz." Alev mutsuz bir şekilde yavaşça kafasını salladı.
" Anladım. Benim için her ne kadar kötü bir tecrübe olacağını düşünsemde, senin yanındayım. Ve Serkan, söylecekleri her ne olursa olsun önce beni dinle tamam mı?" Dedi. Serkan ne demek istediğini anlamamıştı, ama kafasını sallayıp onay vermişti. " Hadi üzerini giyin. Gidiyoruz." Alev kafasını sallayıp yataktan kalktı.

Ömür, Kara ve Buse otelin önüne gelmişti. Arabayı durdurup indiler arabadan. Çantalarını alıp otele doğru yürüdüler. İçeri girip asansörü aşağı çağırdılar.

Serkan Alev ile otel odasından çıktılar. Asansörün kendi katlarını geldiğini gören Serkan koşup düğmeye bastı. Asansör geçip gidince sinirlendi. " Ah yetişemedim. İki saat aşağıdakilerini bekleyeceğiz birde." Dedi. Alev yanına gelip sadece gülümsedi.

Asansör aşağı gelmiş kızlar içine binmişti. Kapı kapanacağında Buse'nin çantasına takıldı, çanta kapının kapanmasına engel olup geri açılmasını sağladı. Buse hemen çantasını öne çekip düğmeye bastı. Kapı tekrar yavaş yavaş kapanmaya başladı.

Serkan'ın sabrı kalmamıştı. " Ya bir asansör neden bu kadar meşgul edilir acaba!" Dedi. Alev Serkan'a baktı. " Ya bir sakin olur musun." Serkan daha fazla beklemek istemiyordu. " Ben merdivenlerden iniyorum. İstersen gel." Dedi ve merdivenlere yürümeye başladı. Alev arkasından gülümseyerek takip etti.
" Sen istersinde ben gelmez miyim." Dedi.

Onlar merdivenlerden inmeye başlayınca asansör yukarı çıkmaya başladı. Asansör 4. Kata geldiğinde durdu. Kızlar yan yana durup biri gelecekmiş gibi yerlesmeye başladılar. Kapı yavaş yavaş açıldı. İçeri kimse girmeyince Buse kafasını dışarı uzatıp bir sağa, bir sola baktı. Kimsenin olmadığını görünce tekrar içeri girdi. Kapıyı kapatmak için asansörün düğmesine bastı. Buse kapı kapanırken yanındaki arkadaşlarına döndü. " Çocuklar bastı herhalde." Herkes farklı şey düşündüğü için bir şey dememişlerdi. Asansör istedikleri kata geldiğinde kapısı açılmıştı. Kızlar ellerindeki çantalarla uzun koridorda yürümeye başladılar. Kısa bir yürüyüşün ardından kendi odalarının kapısına gelmişlerdi. Ömür cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açmak için anahtarlığa yerleştirdi. Ömür anahtarı çevirdiğinde kapının açılması gerekirken birinci kilidi açıldı. Ömür önce durup öylece kapıya baktı. Çıkarken kapıyı kilitlediğini hatırlamıyordu. Bir kez daha çevirdiğinde ise kapı açıldı. Ömür kapıyı itip içeri girdi. Annesi Yasemin yatakta uyuya kalmıştı. Yanındaki komidinin üzerinde ise kapının anahtarı duruyordu. Anlaşılan Yasemin uyumadan önce kapıyı kilitlemişti. Herkes yatağına yerleşirken Ömür annesinin yatağına oturup eliyle saçını okşmaya başladı. Gülümseyerek tatlı bir dille. " Anne uyan." Dedi. Yasemin ilk başta tepki vermedi. Daha sonra kıpırdanarak gözlerini açtı. Öyle çok uyumuştu ki, sanki yıllar boyunca uyumuş gibi hissediyordu. Yasemin yanı başında oturan Ömür'e baktı. " Ben ne zamandır uyuyorum?" Ömür saate baktı. Saat neredeyse 8'e geliyordu. " Eğer hiç uyanmadıysan rahat 8 saat uyumuş olmalısın." Yasemin gözlerini ovarak yattığı yerde doğruldu. " Bu kadar çok uyumazdım ben. Neden böyle oldu acaba?" Ömür kafasını sallarken aklına birden bir şey geldi. " Anne sen uyumadan önce kapıyı kilitledin mi?" Yasemin kafasını sallayarak. " Hayır kızım kilitlemedim." Ömür birden ayağa kalktı. Öylece etrafına bakınıyordu.
" Bir kaç saat önce burada bir vampir varmış. Varlığını hala hissedebiliyorum. Bu odaya kokusunu bırakmış." Dedi. Ardından herkes ayaklanıp Ömür'ün yanına geldi.

" Kapının kilitlenmediğini söylemişti annem. O zaman buraya gelen vampir kilitlemiş olmalı. Ama benim anlamadığım neden zarar vermeden gitti. Yanlış anlamayın, bir vampir bir kurda zarar vermeden gitmez bunu hepimiz iyi biliyoruz." Bu konuşmadan sonra herkes düşünmeye başladı. Hiç kimsenin aklına biri gelmiyordu. Kimseden ses gelmeyince Ömür herkese bakarak. " Bugün annem hariç hepimiz ikişer saat nöbet tutacağız." Yasemin Ömür'e baktı. " Neden?" Ömür annesine baktı. " Çünkü anne seni korumak zorundayız. Sana zarar vermek isteyen bir vampir var." Yasemin onlarla aynı düşünceye sahip değildi. " Nereden biliyorsun zarar vereceğini?" Ömür bu cevaptan sonra kaşlarını kaldırıp baktı.
" Anne. Vampir bir sevgilin yoktur umarım." Yasemin şaşırdı. " Ne! Saçma sapan konuşma. Benim bir vampir eşim vardı. O da İsa." Ömür kararını vermişti artık. " Tamam o zaman. Şimdi sen tekrar uyuyorsun. İlk ben olmak üzere hepimiz sırayla nöbet tutacağız." Dedi. Yasemin yeni uyandığı için tekrar uyuması biraz zaman alırdı. O yüzden bu duruma sitem etti. " Durun be. Daha yeni uyandım. Hemen tekrar nasıl uyuyayım." Ömür kafasını salladı. " Tamam. Uykun geldiğinde yat ama." Dedi.

Serkan ve Alev sokakta yürümektelerdi. Olay yaşadığı kafeye doğru yürümektelerdi. Oraya yaklaştıklarında ise insan sayısı artmaktaydı. Merkeze yaklaştıklarında ise iyice kalabalıklaşmıştı.

Karanlık Savaş Where stories live. Discover now