/67/ Serkan Kaçtı mı?

5 1 0
                                    

Yasemin hariç herkes Serkan'ın nereye gittiğini tartışmaktaydı. Yasemin elini bir kaç kez önündeki masaya vurup herkesi susturdu. Herkes Yasemin'e döndüğünde konuşmaya başladı. " Grupları oluşturdum. 1. Grup: Gürkan, Buse, Ömür ve Kara." Dedi. Kara birden Yasemin'e döndü. Daha sonra Gürkan ve Buse'ye baktı. Anlaşılan Yasemin ikisinin arasını yapmaya çalışıyordu, Kara'nın anladığı buydu. Yasemin konuşmaya devam etti. " 2. Grup: Ben, Sema ve Can." Dedi. Melisa durumundan haberdar olduğu için kendisinin neden sayılmadığını biliyordu.

Akşam olmak üzereydi. Güneş battı batacaktı. Yasemin ayağa kalktı. " Tamam. Akşam olmak üzere. 1. Grup şimdi yola çıkacak. Saydığım şehirlerin sınırlarına köy kasaba civarlarını arayın. Tahminimce yarın sabah burada olacaksınız." 1. Grup ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladı. Evden çıktıktan sonra grup halinde kurda dönüşüp Konya sınırına doğru yola çıktılar.

Serkan 3 saattir yoldaydı. Antalya'ya varmasına ise 3 saat kalmıştı. Aralıksız araba sürmekten yorulmuş ve çok acıkmıştı. Yol kenarında ilk gördüğü restoranta durdu. Arabayı stop edip kapıyı açtı. Önce anahtarı aldı daha sonra arabadan indi. Kapıyı kapatıp yol kenarındaki kendi halinde duran restoranta yaklaştı. Merdivenlerden çıkıp öylece içeri göz gezdirdi. Neredeyse yarısı doluydu, kapıyı itip içeri girdi. Yanına garson geldi. " Buyrun masanıza kadar eşlik ediyim." Dedi. Serkan kafa sallayarak onayladı. Garson önden gidiyor boş bir masa arıyordu. Serkan arkasından takip ediyordu. Garson sonunda kıyıda köşede boş bir masa bulmuştu.

Serkan'ı hemen oraya buyur etti. Oturduktan sonra. " Ne yemek istersiniz?" Diye sordu. Şu anda aklında bir şey olmadığı için menüyü isteyecekti. " Aklımda bir şey yok. Menüyü alabilir miyim?" Dedi. Garson kafasını sallayarak oradan uzaklaştı. Serkan arkasına yaslanıp rahatladı. Elini cebine atıp cüzdanını aldı. Kimseye çaktırmadan arasına bakıp saydı. Tamı tamına 1000₺ vardı. Serkan bunu idareli harcamak zorundaydı. Oraya vardığında önceliği iş bulmak olacaktı. Yoksa bir haftaya kalmaz aç kalırdı. Cüzdanı tekrar yerine koydu. Önüne döndüğünde karşı masada bir aile vardı. Kıpırdamadan Serkan'a bakıyorlardı. Bunlar vampirdi, gözleri Serkan'ı öldürmek istediğini söylüyordu. Ailenin içinde bir anne, baba ve yetişkin bir kızları vardı.

Garsonun menüyü getirmesiyle iki tarafında dikkatli dağılmıştı. Vampirler yemek yemeye devam etti, Serkan menüyü açıp neler olduğuna baktı.

- Etliekmek 35₺
- Adana Dürüm 15₺
- Kuzu Çevirme 150₺
- Tavuk Dürüm 20₺
- Et Dürüm 40₺

Çeşit çoktu ama Serkan daha fazla beklemek istemiyordu. " Kuzu Çevirme." Dedi. Garson verilen menüyü getirmek için oradan ayrıldı. Serkan karşısına baktığında vampirler hala kendisine bakıyordu. Bu artık tehtit derecesine gelmişti. Fazla oyalanmadan gitmek istiyordu ama bu bakışlar sinir bozmaya başlamıştı.

Yasemin, Sema ve Can evde Melisa'nın yanında oturuyorlardı. Kimse bir şey konuşmadığı için boş boş oturuyorlardı. Serkan'ın kaçması Melisa'yı çok üzmüştü. Herkesten üzgün o gözüküyordu. Sema bu durumu fark etti ama diyecek bir şeyi yoktu.

Yasemin ise Melisa'nın durumunu görmüş Sema'nın da bir şey diyemediğinin farkındaydı. " Melisa söyle bakalım ilerideki planın nedir?" Dedi. Sema ve Can Melisa'ya odaklandı, Melisa ise Yasemin'e. " Bilmiyorum ama Demir'le mutlu bir hayat sürmek istiyorum. Düşünebildiğim tek şey bu." Can Melisa'nın hala Demir'i düşünmesine inanamıyordu. Yasemin gülümseyerek baktı. " Çok güzel. Aslında buda bir plan. Yani Demir'le mutlu bir şekilde hayal sürmek." Melisa kısa olsada gülümsedi.

Kara, Gürkan, Buse ve Ömür Konya sınırındaydı. Etrafa bakınıyorlar bir ipucu arıyorlardı. Buse sinirlendi. " Lanet olsun ayağıma diken girdi...ahh bu lanet Serkan'ı neden burada arıyoruz." Der demez Kara Buse'ye omuz attı birden. Buse bir kaç adım geriye gitti. Ömür hemen Kara'yı durdurup omzundan geriye doğru itti. Kara sinirli bir şekilde baktı. " Beni dinle kuş beğinli. Bir daha Serkan'a hakaret edersen seni öldürürüm." Dedi. Buse bir şey diyemedi ama Gürkan yanına durdu. " Sende beni iyi dinle kuş kafalı, bu kadına bir daha diklenirsen, bir daha tehtit edersen seni parçalarım." Dedi. Kara olduğu yerde sinirden gülümseyip sağa sola baktı. Daha sonra Gürkan ve Buse'ye baktı.
" Evde olanları unuttunuz herhalde. İstesem orada ikinizi de gebertebilirdim. Sadece aramızda annem vardı. İstesem şimdi bile gebertirim ama annem kendi gelemediği için Ömür'ü gönderdi yanımızda." Ömür Kara'yı oradan uzaklaştırmak için hala itmekteydi.

Buse sinirden duygusallaşmış sinirini göz yaşı dökerek göstermekteydi. Gürkan Buse'ye sımsıkı sarıldı. " Şşş tamam. Sadece Serkan gittiği için ona üzgün ve sinirli. Yoksa bize karşı bir düşmanlığı olamaz. Anladın mı?" Dedi. Buse kafasını salladı.

Serkan söylediği yemeğin kemiğindeki eti sıyırmaktaydı. Vampirler ise hala bakmaktaydı. Kemiği tabağa koyduğu anda birden ayağa kalktı. Vampirler korkmuş olacak ki Serkan'la birlikte onlarda ayağa kalkmıştı. Serkan masanın yanından ayrıldı. Vampirlerin yanından geçerken hepsinin gözünün içine bakıyordu. Kasaya geldiğinde ne yediğini söyledi. Çalışan karşısında duran fiyat listesine baktı. " 150₺" dedi. Serkan cebinden 200₺ verdi. Çalışan kasadan Serkan'a 50₺ para üstü verdi.

Vakit kaybetmeden restoranttan çıktı. Merdiveni koşturarak indi. Kafasını çevirdiğinde vampirler masada yoktu. Adam hesabı öderken annesi ve kızı hızla dışarı çıkmıştı. İşte Serkan'ın peşine düşmüşlerdi. Arabasına bindiği gibi çalıştırdı Serkan. Birden yürüyüp üzerlerine sürdü. Annesi kızı çekmeseydi kızını ezecekti. Yola düşüp hızla oradan uzaklaştı. Adam arabayla kızının ve karısının yanına gelmişti. Arabaya bindiklerinde ise hemen Serkan'ın peşine düştüler.

Ömür Kara'yı ormanın başka bir yerine götürmüştü sakinleştirmek için. Hala Buse'nin dediklerine sinirliydi. " Sürtüğün dediklerine bak ya. Resmen Serkan'ın bırakıp kaçtığını söylüyor. Sanki buralara zorla getirmişiz gibi tavırlara giriyor." Ömür'ün Kara'yı sakinleştirmesi gerekti. " Tamam. Sen sadece sakin ol. Böyle bir durum olduğu için öyle düşünüyor. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Serkan kaçmaz." Kara Ömür'e hak verdi. " Haklısın. Ama o beyinsiz bunu bilmiyor." Ömür sustu. Ne dediyse dediği şey Kara'yı daha fazla sinirleniyordu.

Gürkan Buse'yi sakinleştirmiş kayanın üzerine oturmuş onunla konuşuyordu.
" Benim konuşmalarım yanlış mı?" Dedi Buse. Gürkan kafasını sallayarak. " Hayır. Sadece seni yanlış anlıyorlar o kadar." Buse kendine yüklenmeye devam etti. " Bilmiyorum kendimi fazlalık gibi hissediyorum." Gürkan gülümseyerek sarıldı. " Hayır. Sen benim canımın içisin. Asla kendini fazlalık gibi hissetme. Ben seni çok seviyorum ve sen sadece benim hayatımdasın. Öyle olmayada devam edecek." Dedi. Buse'de bu cümlelere karşılık Gürkan'a sarıldı.

Serkan anayolda hızla gitmekteydi. Dikiz aynasından baktığında arkasında kimse yoktu. Kurtulduğunu düşünürken karşı yolda ağaç devrildiğini gördü. Serkan sert bir fren yaptı. Araba yan bir şekilde kaydı. Daha sonra durduğunda ortalıkta araba dumanından başka bir şey yoktu. Serkan camlardan etrafına bakındı, henüz kimse yoktu. Arabanın kapısını açtı. İndiğinde ise kapıyı her ihtimale karşı açık tutuyordu. Ağacın devrildiği yöne baktığında onlar vardı. Yavaş adımlarla Serkan'a yaklaşmaktaydılar.

Serkan olduğu yerde duruyor mantıklı bir plan yapmaya çalışıyordu. Bir anda o düşünceler aklından uçup gidiverdi. Acaba bu Kara'yı son görüşümüydü. Belki de bu vampirler Serkan'ı öldürecekti.

Karanlık Savaş Where stories live. Discover now