/112/ Mutlu Aile Tablosu

6 2 0
                                    

Serkan Alev'le birlikte eve girdiler. Kuddusi çoktan alçıyı halletmişti. Çantasını ve malzemelerini topladı. Ayağa kalkıp İsa ile el sıkıştı. Daha sonra kapıya doğru yürüdü. Serkan'ın yanından geçerken hafifçe kafasını salladı.

Serkan Buse'nin yanına geldiğinde daha iyi olduğunu gördü. Yanındaki koltuğa oturdu. " Buse nasılsın?" Mutlu bir şekilde kafasını salladı. " Teşekkür ederim Serkan. Daha doğrusu hepinize teşekkür ederim. Yanımda oldunuz bana destek oldunuz. Gürkan'ın beni bugün yine sevdiğini fark ettim. Bir saniye olsun yanımdan ayrılmadı." Gürkan orada tekrar Buse'nin elini tuttu.

Yasemin ayağa kalktı. " Hadi Buse hariç bütün hanımlar mutfağa. Adam akıllı yemek yiyelim." Bu sözlerden sonra Melisa, Sema ve Alev kalkıp mutfağa gitmeye başladılar. Sude'nin kalkmadığını gören Yasemin ona bakıp.
" Sude sende kızım." Dedi. Sude Yasemin'e baktı. Gerçekten gelmesini istiyordu, Yasemin kafasıyla mutfağa gitmesini söyledi.

Sude ayağa kalkıp mutfağa gitmeye başladı. Bir yandan gitmeye pek niyeti yoktu. Melisa ile bugün gerginlik yaşadığı için biraz çekiniyordu. Geride dönemezdi çünkü hemen arkasından Yasemin takip ediyordu. Mutfağa girdiklerinde Sude hemen kenara çekildi, Yasemin kızların ortasına geçti. " Hadi bakalım kızlar, erkeklerin kalbine giden yol midesinden geçer. Ne hazırlıyoruz?" Melisa Yasemin'e baktı. " Ben Özbek pilavı düşünüyorum." Yasemin kafa salladı.

Sema düşündükten sonra. " Kaz oturtması yapardım ama elimizde kaz var mı?" Yasemin dolabı işaret ederek.
" Dondurucuda var." Alev yapacağı yemeği biliyordu. " Bende yanına uygun mezeleri hazırlarım." Yasemin ona da kafa salladı. Son olarak Sude'ye döndü. " Sende neler var kızım?" Sude çekinerek Yasemin'e baktı. " Yemekten sonraki tatlılarıda ben yaparım." Yasemin iki elini birbirine vurdu. " Süper. Her şeyimiz hazır." Sema bir şeyi kaçırmamıştı. " Hazır değil. Sen ne yapacaksın?" Yasemin bu soruya gülümsedi. " En zor işi ben üstleniyorum tatlım. Sizin eliniz ayağınız olucam." Sema gülümsedi.

Erkekler salonda oturuyorlardı. Gürkan yerinden kalkmaması gereken Buse'yi ilgi manyağına çevirmişti. Serkan, Can ve İsa sohbet etmektelerdi. " Bu durumu ele almak lazım. Yani şurada savaş oldu çevre kabillelerin kılı kıpırdamadı baba." İsa'nın buna mantıklı bir cevabı vardı.
" Ben o olayın aslını biliyorum oğlum. Buraya olduğu gibi oraya yakın sınırlarada saldırı olmuş. Yoksa Mustafa bu kadar rahat girip buraya kadar gelemezdi." Serkan bunu duyduğuna çok şaşırmıştı. " Yani buraya saldırı yapmadan önce oradaki sınırlara mı saldırmış!" İsa kafasını sallayarak. " Evet çok kayıpları varmış Serkan. Hala savaş devam ediyor." Dediği anda Can'ın ve Serkan'ın tüyleri diken diken olmuştu resmen.

" Baba gerekiyorsa desteğe falan gidelim." İsa kafasını salladı. " Gerek yok. Savaşın %80'i bitmiş. Sürmek üzereler yani vampirleri. 25 kayıpları var." Serkan pişman olmuştu. " Baba savaşı keşke oraya taşısaydık. Hep birlikte hallederdik." İsa bu hareketi mantıksız buldu. " O zaman burayı kolayca ele geçirir, hepimizi ortalarına alırlardı. İşte o zaman tam bir katliam olurdu." Dedi. Serkan bunu mantıklı buldu.

2 Saat Sonra
Yasemin mutfaktan kafasını uzatıp. " Sofrayı hazırlayın." Diye seslendi Yasemin. Daha sonra mutfağa geri girdi. İsa Serkan'a baktı. " Valla ister kanatlı vampir ol ister normal vampir. Annenin denildiği yapılmadı mı adamın hayatını sikiyo." Dedi ve Serkan'la beraber gülmeye başladı. " Hanımcılık online diyorsun ha baba." Dedi.

" Ee napacan oğlum. Senide görücez." Serkan, Can ve İsa kalkıp sofrayı hazırlamaya başladılar. Gürkan Buse ile ilgilenmesi için kalkmasına müsade etmemişlerdi.

3 kişi oldukları için sofrayı iki dakikada hazırlamışlardı. İsa ve Can yerlerini alıp oturduklarında Serkan ayakta durmaktaydı. Aklına bir fikir gelmiş onu uygulamak için harekete geçmişti. Evin bir köşesinden iki tane sehpa alıp Buse ve Gürkan'ın yanına geldi.

Birini Buse'nin önüne diğerini Gürkan'ın önüne koyup göz kırptı. Gürkan anlamış olacak ki gülümsedi.

Daha sonra Serkan mutfağa ilerlemeye başladı. Kapıdan içeri girmedi kapıya yaslandı. " Anne." Dedi. O anda herkes Serkan'a bakmaya başladı. Yasemin hemen Serkan'a döndü. " Annem."

" Yemekleri getirmeden önce iki ayrı tepsi hazırlayın. Buse ve Gürkan için." Yasemin gülümseyerek. " Tamam annem hemen yaparım. Sen geç otur." Dedi. Sude Serkan'ın gözüne bakıyor ama Serkan ona bile bakmıyordu.

Serkan, Can ve İsa masaya oturdular. Gürkan ve Buse koltukta oturmaktalardı.

Kadınlar ellerindeki nefis yemeklerle mutfaktan çıktılar. Yasemin elindeki bir tepsi ikişer tabak yemek vardı. Yasemin Buse ve Gürkan'a giderken, diğerleri masaya gitti.

Kadınlar yemekleri masaya yerleştirdikten sonra masaya oturdular. Sude ayakta duruyor herkesten çekiniyordu. Yasemin hemen arkasından gelip sandalyeye oturttu Sude'yi. Kendiside hemen yanına oturdu.

İsa masadaki herkese bakıp. " Hadi buyrun. Afiyet olsun." Dedi İsa. Daha sonra samimi ve mutlu bir aile tablosu oluştu. Herkes görevini, sıkıntısını bir kenara bırakıp eğlenmeye baktı...

3 Saat Sonra
Güneş batmak üzereydi. Sofrada yeme içme daha yeni bitmiş çaylar içiliyordu. Masaya bakıldığında yemekten sonra tatlılar şekerler neredeyse her şey yenmişti.

Kimisi eline telefonu almış oyalanıyordu, kimisi ise yanındakiyle sohbet ediyordu. Geri kalanlar ise sofraya öylece dalmış bakıyorlardı. Yasemin kafasını kaldırıp etrafındakilere baktı. " Yanlız seneler sonra ilk defa bu kadar rahat yemek yedim." Serkan kafasını sallayarak.
" Düşmanlara ne zaman böyle büyük bir darbe vursak bir kaç ay ortada gözükmüyorlar." Herkes bunu mantıklı buldu.

Serkan birden ayağa kalktı. " Size iyi eğlenceler. Benim biraz dinlenmem lazım." Deyip merdivenlere yürümeye başladı. Yasemin Serkan'a döndü. " Oğlum iyi misin?" Dedi. Serkan merdivenlere çıkmadan durup annesine döndü. " Anne biraz kafamı dinlemem lazım." Yasemin kafasını salladı. Herkes önüne dönünce Serkan merdivenleri tırmanmaya başladı.

Yasemin ayağa kalktı. " Biz yedik Allah artırsın, sofrayı kuran kaldırsın." Deyip masadan ayrıldı. Gürkan ve Buse'nin yanına gitti. Melisa yavaşça ayağa kalktı. " Ben hayatımda bu kadar doğru söz duymamıştım." Deyip oda Buse'nin yanına gitmeye başladı. " Kızıma katılıyorum." Deyip hemen arkasından takip etti Sema.

Erkekler birbirine bakarken Alev Sude'ye döndü. " Biz yardım ederiz. Sude." Dedi. Hemen kafasını sallayarak kalktı. " Evet evet." Alev ve Sude kalkıp erkeklere yardım etmeye başlamışlardı.

Gece Yarısı OO.OO
Herkes odasında mışıl mışıl uyumaktaydı. Yasemin bugün herkes için evini açmış kalmaları için çok ısrar etmişti. Israrın sonunda başarılı olmuş misafir olarak kalmayı kabul etmişlerdi.

Sude'yi aşağı katta küçük bir oda vermişlerdi. Buse her ne kadar ona sinirli olsada arkadaşıydı. Gitmesini istemiyordu.

Alev'e ise salondaki koltuk kalmıştı. Gece yarısı olmasına rağmen hala uyumamış telefonda takılıyordu. Yukarı kattan kapı açılma sesiyle hemen telefonu yorganın altına koydu. Karanlıkta kimin çıktığını seçmeye çalışıyordu.

Gelenin erkek olduğunu anlamıştı. Elinde beyaz bir bornoz vardı. Belli ki banyoya girecekti her kim giriyorsa. Kapının önüne geldiğinde kapıyı açıp ışığı yaktı. Tam içeri girdiği sırada kapıyı kapatırken banyoya girenin Serkan olduğunu gördü.

Alev bugün Serkan'ın öpmesinden etkilenmiş olacak ki durup derin bir nefes alıp verdi. Daha sonra öptüğünü hayal etti. Kendinden geçmiş olan Alev daha fazla dayanamadı. Üzerindeki yorganı atıp ayağa kalktı. Sessiz ve sakin adımlarla merdivenin başına geldi.

Parmak uçlarıyla oldukça sessiz bir şekilde merdiveni tırmandı. Banyoya doğru yaklaştığında daha da sessiz olması gerekiyordu. Çünkü karşısı ve yanları odaydı ve içeride uyuyanlar vardı.

Karanlık Savaş Where stories live. Discover now