/80/ Sezon Finali

7 2 0
                                    

Melisa ayakta durmakta zorlanıyordu. Demir'i kaybetme korkusu daha fazla arttı. Kendini yiyip bitirmişti bile. Demir için ayakta duruyordu bu zamana kadar. Onun bulunmama haberi çok üzdü. Serkan karşından çekildiğinde ise Demir'i gördü. Yolun karşısından yaklaşıyordu. Yüzündeki mutsuzluk ifadesi birden kayboldu. Yüzünde güller açtı. Kendisi yürüyemediği için heyecandan ayakta zor duruyordu. Demir Melisa'nın karşısına geçti.

Melisa annesinin ve babasının elinden kurtulup Demir'in boynuna attı kollarını. Kafasını omzularına koydu. Demir düşmemesi için sımsıkı kucakladı. Melisa'dan mutluluk göz yaşları düşmeye başlamıştı bile. Demir'den ayrılıp gözlerine baktı. " Neden böyle bir şey yaptın? Bak ne hallere düştüm." Demir biraz geri çekilip baştan aşağı süzdü. Melisa acınası durumda olduğu için Demir elinin birini gözlerine diğer eliyle ise Melisa'yı tutmaktaydı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Dudaklarının arasından sadece şu cümle çıktı.
" Özür dilerim. Lütfen beni affet." Dedi. Melisa Demir'in bu durumuna dayanamayıp sakinleştirmek için sarıldı. " Tamam. Ben sen ağla diye söylemedim." Yaşlı gözlerle Melisa'ya baktı. " Tamam ama ben gitmeseydim sen bu durumda olmazdın." Melisa sinirlenir gibi yaptı. " Bana bak bakiyim." Deyip çenesinden tutup başını kaldırdı. " Şimdi ağlamayı kesiyorsun. Kes bakiyim." Deyip bekledi. Demir eliyle göz yaşlarını silip ağlamayı kesti. Melisa gülümsedi. " Aferin. Şimdi hadi gidelim. Seni çok özledim." Dedi. Demir gözünün ucuyla Can'a baktı. Can ise Melisa ve Demir ilişkisini onaylayarak kafasını salladı. Demir bu onayı gördükten sonra Melisa'yı kucağına aldı. " Madem benim yüzümden bu durumdasın, seni yormak istemiyorum." Dedi ve arabaya doğru yürümeye başladı.

Can karşısındaki herkese baktı. " Serkan seni tebrik ediyorum. Haberlerini aldım. Hazırsanız hadi gidelim." Dedi. O sırada otelden İsa çıktı. Demir İsa'yı görünce birden üzerine yürüdü. Serkan karşısına geçip durdurdu. " Dayı tamam. Sakin ol. Emin ol durum gözüktüğü gibi değil." Can Serkan'a baktığında kafasını sallıyordu. " Tamam o zaman. Serkan'a itimadım tam." Dedi. Daha sonra herkes arabasını hazırladı. Bagajlar kapatıldı.

Serkan babası İsa ile arabanın yanına geldi. " Bir kere kaza yapıldı. Ama emanetine sahip çıktım baba." İsa birden kulağını çekti. Yasemin ve Kara bıyık altından gülümsedi. Serkan ise kulağını kurtarmaya çalışıyordu. " Ahh baba ne oldu ya?" Dedi. İsa sert bir tavırla.
" O nasıl araba kullanmak lan. Dikkat etsene." Serkan kulağını kurtarıp babasından bir adım uzaklaştı. " Bir kere orada benim hatam yok. Tuzak kurulmuş." İsa sert tavrına devam etti.
" Olabilir. Tuzak olsa bile dikkat edeceksin." Serkan küçük bir kedi gibi.
" Tamam ya sakin ol baba." Serkan direksiyona geçti. Yanına Kara, arkaya ise Yasemin ve İsa bindi.

Yola çıkmışlar arka arkaya gidiyorlardı. Serkan artık doğdu yeri özlemiş sabırsızlıkla gidiyordu. Arkadan hızlı bir şekilde yanlarından düdük çalarak geçti. Kara kaşlarını çatıp baktı. " Noluyo be?" Çünkü düdük çalarak geçen araba önlerine kırmıştı. Serkan frene basıp durdu. Önlerine kıran arabadan Serkan'a yardım eden kız inince Kara önden sinirli bir şekilde açtı kapıyı. İndiğinde arabanın önüne gelip kıza baktı. " Sen ne yaptığını sanıyorsun." Arabadan inen Serkan Kara'nın yanına geldi. " Hayatım sakin ol." Dedi. Arabadaki herkes inip arabanın yanına geldi. " Önce ne olduğunu söylesin." Dedi Serkan. Kız Serkan'ın karşısına geldi. " Serkan sen ne yapıyorsun!" Serkan kızın ne dediğini anlamamıştı. " Anlamadım. Ne yapmışım?" Kız gülümsedi. " Bir şey yaptığın yok. Ama seçimde seni seçtiler. Eğer böylece gidersen senin kazandığın oyları yakarlar. Senden sonraki başa geçer. Böylece gidemezsin, sistemin başında durman gerekiyor." Serkan ailesinden ayrılması gerektiğini anlayınca birden döndü ailesine. Özellikle Kara'ya. Herkes ne yapacağını bilemezken herkesin arasından geçerek İsa geldi. Gülümseyerek Serkan'ın karşısına geçti. " Evlat. Bir seçim yapman gerekiyor sanki." Serkan Kara'ya bakarak. " Baba benim tercihim zaten belli." Dedi. Kara gülümseyerek elini tuttu. Kız oradan lafa atladı. " Ama Serkan bunca çaba boşunama mıydı, yani o kadar uğraştık didindik." Serkan kıza döndü. " Benim ilk önceliğim kitaptı. Onu buldum. Seninle böyle anlaşmıştık zaten. Ben bu işe kitabı bulmak için giriştim." İsa birden Serkan'ı kendine çekti. Sert bir tavırla. " Evlat. Sen ne dediğinin farkında mısın! Hayranlarının gözünden düşmek mi istiyorsun. Bu ne demek sen biliyor musun? Düşmanların arkandan menfaati olduğu için olmuş diyecek. Sen bu değilsin." Serkan özlem dolu gözlerle baktı. " Ama baba benim yerim sizin yanınız." İsa baştan aşağı Serkan'ı süzdü. " Ulan eşşek kadar olmuşsun. Çocuk musun sen benim yanım sizin yanınız diyorsun." Dedi. Herkes bir kaç saniyeliğine orada güldü. İsa konuşmaya devam etti. " Oğlum. Bağzı insanlar buraya gelmek için yıllarını veriyor. Sense kitabı bulmak için giriştim diyorsun. Bence kal, güven bana." Dedi. Serkan herkese tek tek baktı. Herkes kafasını sallamaktaydı. Daha sonra Kara'ya döndü. " O zaman Kara benim yanımda kalsın." Dedi. Kız üzgün bir şekilde baktı. " Maalesef Serkan. Bu resmi bir iş. O yüzden kafana göre yanına birini alamazsın. Sadece sana seçilen sekreter olacak yanında." Serkan bunu duyduğu anda ciğeri yerinden sökülmüştü resmen. Yanında duran Kara'ya baktı. " Aşkım ben senden ayrılmak istemiyorum." Dedi. Kara gülümseyerek ellerini Serkan'ın yanaklarına koydu. " Aşkım. Sen git. Ben ara sıra senin yanına gelirim. Mesafe benim aşkımı öldüremez merak etme." Serkan kafasını salladı. " Peki tamam." Deyip kıza döndü. " Geliyorum." Dedi.

Serkan herkesle tek tek vedalaştı. Daha sonra Kara'nın karşısına geçti. " Seni her zaman sevdim. Her zaman sevicem, Karam." Dedi. Kara gülümseyip Serkan'a sımsıkı sarıldı. Daha sonra babasının karşısına geçti. " Baba. Ailem sana emanet." İsa kafasını salladı. " Başım gözüm üstüne oğlum. Bende artık çifliğimin başına geçiyim. Özledim." Dedi. Serkan gülümseyip kafasını salladı.

Kızla beraber bindiler arabaya. Hızla oradan uzaklaşmaya başladı. Serkan aynalardan geride bıraktığı ailesini izlemekteydi. Kız bu durumu anlayıp elini Serkan'ın dizlerine koydu, yola bakarak. " Biliyorum ailene çok düşkünsün. Merak etme sistemi yerine oturttuğunda rahatlayacaksın. Ondan sonra istediğin kadar aileni görmeye gidebilirsin." Serkan kıza baktı. " Becerebileceğimi sanmıyorum." Kız elini çekip tekrar direksiyona koydu. " Sekreter onun için var zaten yanında. Sen zorlandığında devreye o girecek." Serkan önüne dönüp Antalya'ya geri dönüşünü seyretmeye başladı.

Diğerleri ise arabaya binmiş çoktan yola çıkmışlardı. İsa direksiyonda Yasemin ise yanında el ele tutuşuyorlardı. Kara arkada ortaya oturmuş arabaya bindiğinden beri telefonu elinden düşürmemişti. Galerisinde Serkan'la çekindikleri fotoğraflara bakıyordu. Ekranın üzerine Serkan'ın fotoğrafinın üstüne göz yaşı damlası düştü.

Yasemin ve İsa dikiz aynasından sürekli Kara'ya bakmaktaydılar. Durumun farkında olmalarına rağmen üzmemek için kendi haline bırakmışlardı. Bu çekilen özlem ayrılık özlemi. Her aşkta olduğu gibi buda ayrılıkla bitmişti. Ama sonsuza kadar değil, bir süreliğine. O bir süreliğine olan zaman birbirlerine bağlı olan çiftler için, bir asır gibi gelmekteydi. Gerçek aşkta böyle değil mi zaten? İnsan sevdiğini sonsuza kadar olsa bile bekler. Bir günlük değil, bir ömrülüktür o aşk. Çünkü o aşkta buram buram emek vardır. 

Karanlık Savaş Where stories live. Discover now