52

5.4K 221 50
                                    

Az önce hayal ettiğim arsız düşüncelere küfrederken Nazife'nin buruşmuş yüzüne bakıyordum.
Alpay, Nazife'nin evine doğru ilerlerken sessiz kalmakla yetiniyordum.

"Tutku sende gel. Yardımına ihtiyacım olabilir." Alpay'ın dediğiyle güldüm. O da Nazife'den korkuyordu. Ne bilim musluk borusunu çıkarayım derken başka bir şeye denk gelir falan.

"Ben böyle iyiydim aslında ama; sen çok ısrar ettiğin için geliyorum." tabiki de onları yalnız bırakmak istemiyordum. Alpay nasıl kaçacağını bilirdi de Nazife'nin neler yapabileceğini bilmiyordum.

"Boru tıkanmış Nazife Hanım. İçine büyük bir cisim mi düşürdünüz?" dediğinde Nazife'yle bakıştım. Sanki ne düşürdüğünü biliyor ama söylemeye çekiniyor gibiydi. Alpay'ı bu iş için çağırdığına göre Alpay'dan değil benden çekiniyordu. Halbuki hemcinsi olan bendim.

"Bilmem ki. Bende sonradan fark ettim bozulduğunu." kısa bakışlarıyla beni keserken keyifle sandalyelerinden birine oturup borudan ne çıkacağını beklemeye başladım.

"Ne yapacaksın Alpay?" dediğimde yarı çıplak haliyle bana kısa bir bakış attı. Açmaya korkar bir hali vardı.

"Açmasaydım bu halde olmazdık. Biliyorsun değil mi?" dediğinde güldüm. Kapıyı açmamızdan bahsediyordu.

"Gülüşü güzel." dediğinde öylece kalırken Nazife'nin bakışları altında eziliyordum.

"Nazife Hanım ingiliz anahtarınız falan var mı?" Alpay'ın sorgulayıcı bakışları altında Nazife bir şey diyemezken masanın üzerindeki kumanda benzeri şeyi görünce üzerindeki herhangi bir düğmeye bastım.

"Bu ne Nazife Teyze?" kumandayı elimde sallarken Alpay'ın hızla elimden almasıyla ne olduğunu anlamadım. O sırada borunun içinden gelen titreşimli ses Alpay'ın utançtan kapanan gözleriyle daha da netleşti.

"Sakın ba-"

"Sus lütfen."
Kesin düşündüğümdü. Nazife'nin utanç dolu bakışları ikimizin üzerinde gezinirken ikimizde sessiz kalmaya yemin etmiş gibiydik.

"Nazife Hanım ben..." nasıl izah edeceğini bilemez bir şekilde yüzüne bakıyordu.

"Al- Sarp rica etsem bir dakika Nazife Teyze'yle beni yalnız bırakır mısın?" dediğimde emin olmamakla beraber onaylayıp odadan çıktı.

"Nazife Teyze bu gayet normal bir şey. Yani illa bazı duyguları biriyle yaşamak zorunda değilsin. Hissettiğini çok iyi anlıyorum. Bir başına kalmak ve bunun vermiş olduğu bir ihtiyaç. Bunda utanılacak bir şey yok tamam mı? O yüzden gönlünü rahat tut ve yanlış bir şey yapmadığını anla.
Ki bizi şaşırtan bu şeyi kullanmandan çok neden mutfak borusunda olduğu." dediğimde derin bir nefes verdi.

"Bizim iki üstümüzdeki komşu Kadriye almış gelmiş. Dene dedi. Bende kabın içinde diye temiz midir pis midir bilemedim bari yıkayayım dedim. Benim de musluğun ortasındaki süzme yeri kırık. Yıkarken elimden kaydı boruya kaçtı. Bende herhalde bir şey olmaz diye uğraşmadım. Birkaç gün sonra delik tıkandı ama aklıma bunun tıkayacağı gelmedi. Bende Sarp'ı çağırayım en azından neyi varsa düzeltiverir dedim. Sonra sen kumadaya dokununca onun tıkadığını anladım. Olay kısaca bundan ibaret." dediğinde öylece kaldım.

"Tamamdır. O zaman sen içeriye geç biraz uzan. Biz şimdi Sarp'la bunu halledip sana getiririz." dedim.

"Aman yok getirmeyin. Başıma milyon tane iş açtı. Çöpe atın gitsin."

"E sen o zaman nası-"

"Kadriye bana zaten milyon tane şey yaptırıyor. Bu eksik kalsın. Bir şey olmaz." dediğinde pes edercesine elimi kaldırdım. O odasına geçerken Alpay mutfağa girdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 24, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Where stories live. Discover now