DUYGUNUN ÖTESİNDE +18

17

Sana güveniyorum Tutku.

Kafamda dönmekte duran o cümle iliklerime kadar titrememe sebep oldu. Bu onun etkisinde olduğumdan değil, korktuğumdan dolayıydı. Bana güvendikten sonra arkasından çevirdiğim işleri eğer öğrenirse...

Her şey biterdi.

Aramızda geçen çekimi ne kadar saçma da olsa hissetmiştim fakat onun gözlerindeki istek sanki sahteydi. Onu çözmekte zorlanıyordum. Kapalı kutu gibiydi. Gizemli ve merak uyandırıcı.

Ve bu seni işkillendiriyor.

Aynen öyle. Şimdi ben şüphelendiğim kişiye güvenmiş mi oluyordum? Kimi kandırıyorum ki güvenmiyorum. Ve onun da bana güvenmediğinden emindim.

Güvensen de güvenmesen de Nil'in istediğini yapmalısın.

Aramızda geçen çekime aldanacak kadar salak değildim. O da değildi. Ki hareketleri masum da değildi. O sırada yaptıklarına nasıl sustuğumu bilmiyordum.

Salağı oynamayı kes. Onunla yatmak istiyorsun.

Evet onunla yatmak istiyorum. Fakat bu onu sevdiğim anlamına gelmiyor. Sadece ihtiyaç. Onda da olduğu gibi.

İhtiyacını karşıla o zaman.

Aramızda iki üç dakikalık çekim oldu diye sevişecek halim yoktu.

Yataktan aşağıya kafanı sarkıtmayı kes o  zaman gözün akacak.

Kaldığım pozisyonu fark ettiğimde birkaç küfür mırıldandım. Gecenin üçünde yaptığım hareketlere bak. Çocuk mu kandırıyorum?

Sekiz saat önce:

— Sana güveniyorum Tutku.

— Sarma çok güzel olmuş yesene.

Şimdiki zaman:

İhtiyaç. Aradan sekiz saat geçmesine rağmen şu an mı ihtiyaç duyuyorsun? Orada olacak şeyleri engelleyen de bendim oysa.

Hiç yapmamış olmanı da hesaba kat.

Abaza oldum iyice. Kendime gelmem lazım. Böyle durarak olmayacak. Yataktan inip odadan çıktım. Yan odada kalan Alpay'a bakmamayı kendime görev edip oturma odasına geçtim. Koltuğa yayıldıktan sonra televizyonu açıp kanal gezmeye başladım.

Dört saat sonra:

"Ne bu hal?" duvara yaslanıp beni izleyen Alpay'a zorla baktım. Uykusuzluktan yanağımdan süzülen yaşa aldanmayıp televizyonu kapattım.

"Uyuyamadım."

"Yediklerin mi dokundu?"

Evet. Yediğim boklar dokundu.

"Dün fazla kaçırmışım. Sen giyindiğine göre emniyete mi gideceksin?"

"Evet. Çabuk hazırlan seni de bırakacağım. Zaten bu halde araba kullanamazsın. İki üç makyaj yap. Panda yavrusu."

Dediklerini önemsemeyip odama girdim. Üzerime kot pantolonla gömleği geçirip kendime biraz çeki düzen verdim. Gözümün altındaki morlukları kapattıktan sonra odadan çıktım.

…

"Tutku? Solgun görünüyorsun. İyi misin?" Duygu'nun sesi kulaklarıma istila ederken bardaktaki son yudumu kafama dikip çöpe attım. İki bardak kahve iyi gelmişti.

"İyiyim. Sadece biraz yorgunum."

"Doğru. Sarp hastalandı demiştin. Ona bakmaktan bu haldesin anlaşılan. İyi mi bari? İyileşti mi?"