12

19K 655 121
                                    

"Görkem yalnız bırak bizi." Ne kadar sakin görünse de sert olan sesi odanın etrafında yankılanmıştı. Görkem sanki içini okumuş gibi odadan çıkarken oturduğum koltukta öylece beklemeye başladım.

"O delik omzunla bir bok yapabileceğini mi sanıyorsun?!" küfredermişçesine çıkan sesi koltuğa sinmeme sebep olurken düşünmeden edemedim. O an omzum hiç  aklıma gelmemişti.

"Başıma bela olmaktan başka bir sike yaradığın yok!" ister istemez içimdeki güven duygusunu teker teker sökerken sessiz kalmakta kararlıydım. Bir sike yaramıyordum. Ama bu benim suçum değildi.

"Sana kafanın dikine gitme demedi mi Görkem?!" azarlamaları devam ederken daha fazla dayanamayıp odadan çıkmaya kalktığımda masadaki bardağı fırlattı. Yüzümü sıyırıp duvarda parçalanmasıyla şaşkınlıkla ona baktım.

"Sana git dedim mi?!" olduğum yerde kalıp olan biten şeyleri kafamın içinde yeniden yaşıyordum. Bu kadar sinirlenecek ne vardı?  Onun hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordum. O onun özeli diye düşünecek durumda değildim bu saatten sonra. Çünkü onun özelinde benimle ilgili şeyler vardı. Benim hakkımda olan şeyleri söylemek zorundaydı.

"O zaman söyle her şeyi! Sonra hayatından istediğin gibi siktir olup gideyim ne dersin?! Hatta direk öldür beni! Bu saate kadar kalman hataydı!" içimde tuttuklarım anında dışarı taşmıştı. Ne kadar şu durumda vereceği tepkilerden korksam da umrumda değildi.

"Gitmek istiyor musun?!" dedi kendinden emin ve sert sesiyle. Evet istiyordum. Ondan kurtulmak istiyordum. Bu çektiklerim bitsin istiyordum. Hayatımı yaşamak istiyordum.

Ama yapamazdım...

Babam belki masumdu. Bu olayların altında yatan kişi babam olmayabilirdi. Ve bunu kanıtlamadan gitmeyecektim. Eğet babam masumsa Alpay'ın onu öldürmesine müsade edemezdim.

Ama Alpay'ın söylediklerinden sonra babanı öldürmesini göze aldın.

İçimden geçenler acı çekmeme neden olurken bir kez daha sert bir dille söyledi.

"Gitmek istiyor musun?!" sesimi çıkarmayıp kendimi koltuklardan birine attım. O ise sırtını koltuğa yaslayıp gözlerini üzerime dikti.

"Bende öyle düşünmüştüm."
İçeriye Görkem girerken gözleri yerdeki cam kırıklarına takıldı. Bakışları ikimizin üzerinde dolanırken daha fazla beklemeyip Alpay'a döndü.

"Acar bekliyor."

"Planı uygula Görkem. Bu aptalın saçının teline zarar gelmesin. Acar'ı ben hallederim.
Eve geldiğimizde konuşacağız." gözleri son anda beni bulurken Görkem kolumdan tutup kaldırdı. Ne yani dövüşmeyecek miydim? O zaman hiçbir bilgi alamazdım. Buna izin veremezdim.

"Ölene kadar dayak yesem bile ben oraya gideceğim Alpay! Şu an elimdeki tek şans buyken seni dinleyeceğimi aklının ucundan geçirme!"

"Görkem!" dediği anda kolumdan tutulup çekilmem bir oldu.

"Gör-" ağzımı eliyle kapatıp vücudumu diğer koluyla sarınca altında kıvranmaya başladım. Şans elime gelmişken geri alamazlardı. 

Kaybedecektin zaten. Ve sana hiçbir şey söylemeyecekti.

Belki bir umut...

"Eve gittiğinde akıllı durursan ve sesini çıkarmazsan geldiğimde merak ettiğin bütün soruları cevaplandıracağım." Bir kez daha beni kandırmasına göz yumamazdım. Ona güvenmiyordum. Başından beri güvenmeye çalışsam da olmuyordu. O yalan söyleyerek istediği gibi hareket ediyordu. Beni de diğerleri gibi kandırıryordu. Belki de kendi hayatı için babama taraf almamı sağlamıştı. Masum olmasını umduğum babamı.
Görkem ellerini çektiğinde gözlerinde bir parça yalan aradım. Ama güven veriyordu. Ve ben o güvenine inanmıyordum.

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin