1

86.6K 1.1K 138
                                    

"Yangın sırasında bütün vücudu yandığı için parmak izi alamadım fakat dişler sayesinde durumu hallettim. Ölüm yangından dolayı değil, on beş santimlik bir bıçakla gerçekleştirilmiş. Bıçak izleri belli olmasın diye yakılmış fakat vücut tam yanmadığı için bıçak izi kendini belli etti.
Son olarak maktulün dili kesilmiş. Aynı bıçak olduğunu düşünüyorum. Geri kalan bilgileri raporda gönderdim." Ayakta kalmayı bırakıp sandalyeye oturdum. Karşımdaki Batuhan'ın cevap vermesini beklerken bana uzun bir süre bakıp gülmesiyle elimle anlıma vurdum. Ortaokuldan beri arkadaş olunca kafa ciddiyete çalışmıyordu işte.

"Kızım ben senin yanında ciddi olamıyorum." diyip gülmeye devam etti. Morg odasında verdiği tepkileri göz ardı ederken elindeki kahveyi masama koydu. Arkasını dönüp etrafı kontrol ettikten sonra sandalyesini yaklaştırdı.

"Kızım baban başımıza yeni birini getirdi. Adam yargı dağıtıyor, sıçıyor ağzımıza. Dünden beri kahve içmekten midem altüst oldu. Günde en az beş öğün yiyen beni bu hale soktuğuna inanabiliyor musun? Otoriter piç. Gözünü sevim babanla bir konuş. Belki bir şey yapar." dediklerine gülüp kahveden bir yudum aldım.

"Beş öğün yediğin halde fiziğinin mükemmel olması. İnsan olmak için fazla iyi bir şey bu."

"Salak salak konuşma. Yediklerimi yakmak için götümü yırtıyorum deli gibi." ayağa kalkıp götünü gösterdiğinde güldüm.

"Bu götü yapmak için çok çabaladım valla. Körün gözünü açar bu göt. Hem lafı değiştirdiğinin farkındayım. Halil amca diyorum help me diyorum. Göt sohbeti yapıyoruz burada." daha fazla saçmalamasını istemediğim için kahveden bir yudum aldım. Şu an konumuz bu değildi. Götünü konu olarak almam daha bir saçmayken daldığım düşüncelerden ayrılıp yüzüne baktım.

"Yeni bir vaka var mı?" dediğimde öksürmeye başladı. Eh ben benim salağımı biliyordum. Zaten babam bu kadar otoriter herifi başlarına diktiğine göre ciddi bir şey vardı. İçinde kahve kalmamış bardağı kafasına dikince bardağı elinden çektim.

"Bardağın içinde bir şey yok Batu, dökül hadi."  Batu benim kahvemi alıp içince kafasına geçirdim. Olay yeri incelemeye zırt pırt sataştığımı bildiği için babam gitmeme izin vermiyordu. Tabi ben bir şekilde Batu'yu kullanıp olay yerine giriyordum. İşleri bana illaki düşüyordu. En son iki hafta önce gitmiştim. Tabi olay yeri incelemeyle ufak bir tartışma yaşanmış olsa da babam emniyet müdürü olduğu için sesleri çıkmıyordu.

"Halil amca bu sefer beni evire çevire döver.  Senin yüklerini taşımaktan fıtık olacağım. Yaptığım kasa ve göte yazık." somurtup yalvarmak üzereyken telefonu çalınca sesimi kesmek zorunda kaldım. Hep böyle zamanlarda ararlar zaten.

"Evet başkomiserim. Raporu hallettim şimdi dönüyorum."

"..."

"Hemen geliyorum." masadaki birkaç eşyasını alıp gidecekken kolundan tuttum.

"Hiçbir şeye karışmayacağıma söz veriyorum. Yani işimle alakalı değilse. Sonuç olarak eğer yine bir cinayetse o ceset illaki bana gelecek ve sonunda sen söylemesen de öğrenip konuya maydonoz olacağım." dediğimde pes ederek güldü. Hastaneden çıkıp arabaya bindikten sonra yola koyulduk.

"Kısaca bilgi vereceğim sakın bir şey söyleme. Biliyorsun birkaç gün önce ünlü iş adamı Hakan Akın evinde ölü bulundu. Cesedi adli tıpa gönderdik lakin incelemesi için gönderdiğimiz doktorun cesedi şehrin dışındaki bir köyde bulunmuş." Batu bu yüzden bana söylemekten çekinmişti. Başıma bela almamı istemiyordu. Genellikle cesetleri bana gönderirlerdi çünkü. Babam da tembihleyince cesedi başka birine göndermişlerdi.

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Where stories live. Discover now