14

18.2K 651 153
                                    

Bazı insanlar gibi biz de kaderin sert sularında alabora olmaya mahkumduk. Mutlu olmak yasaktı. Belki yasağı kaldıran şey fedakarlıktı ve biz başkalarının mutluluğu için kendimizi feda etmeye hazırdık.

Acar'ın o masum insanlar için karısını feda etmesi gibi.

O gün üzerinden tam tamına bir hafta geçti. Yaşananlardan sonra babam diye bildiğim adamı bir daha görmedim. Babam diyemiyordum ona. Artık o benim gözümde sadece Halil Alkan'dı.
Alpay'ın dediklerine göre Halil'i Acar götürmüştü. Ondan sonrasını da sorgulamadım. Alpay ise hala klasik Alpay'dı. Sakladığı bir şey olduğunu artık düşünmüyordum. Ki saklasa da öğrenmem gerekenleri öğrenmiştim.
Bütün polisler şu an Halil'i arıyordu. Bütün karakollar harekete geçmişti. O yüzden dava kapanana kadar ortalıkta görünmeyecektik. Bunu sağlayacak kişi de Acar'dı. Ortaya intihar süsü verecektik. Ve ben hastaneye dönüp Halil'in otopsisini yapacaktım. Sonrası ise tahmin ettiğiniz gibi dava kapanacak ve işe geri koyulacaktık. Alpay, başkomiser olarak hayatına devam edecek bende seminerden dönmüş olup babamın ölüm haberini öğrenen saf kızı oynayacaktım. Tek üzüleceğim şey annemin durumu olacaktı galiba. Onu teyzemlerin yanına yani memlekete göndermeyi düşünüyordum. Kafası en azından orada dağılırdı.

"Asla vazgeçmeyeceksin demi? Oda duman altı oldu Alpay." her zaman ki koltuğuna oturmuş sigarasını içerken söylediğim şeye sırıttı.

"Benim odamdasın Tutku." dediğinde gözlerimi devirip koltuğa yayıldım.

"Sigaradan hoşlanmadığımı biliyorsun."

"Sikimde gibi mi duruyor?"

"Dursaydı zaten karşımda içiyor olmazdın." diye geçiştirdim.

Manyak herif!

"Görkem odana teşrif ederse annemin yanına gitmeyi düşünüyorum. Kadın kaç gündür beni seminerde zannediyor."

"Evine gitmen için onun gelmesi lazım. Sonuç olarak babanın haberini almalıyız değil mi?" zevkle söylediği cümle yaşananların aklıma gelmesine sebep olurken içeriye Görkem girdi.

"Halil hastaneye nakledildi. Bir şekilde her şeyi halledip babanı sana gönderdim. Hastanede beklemede."

"İyi o zaman ben eve gidiyorum. Babamın öldüğünü yeni öğrendim ve biraz ağlayıp kahrolmam gerek. Sende beni ziyarete gelirsin artık. Uzun süredir ortalarda olmadığın için Batu'yla Suna'ya hesap vermen lazım." Alpay'a olan sözlerim sigarasını içine çekmesiyle sona erdi.

"Fazla rahatsın. Anneni gördükten sonra iyi olabilecek misin? Ne de olsa babam diye bildiğin adam öldü." Görkem'in dediğine gülüp çantamdaki sakinleştiriciyle ağrı kesici kutusunu çıkardım.

"Bir haftadır bütün besinim buydu Görkem. Odadan çıkmadığım ve sadece odaya giren kişi Alpay olduğu için ne durumda olduğumu bir ben bir o bir de Allah bilir. Şu an gayet iyiyim. Ne de olsa dünya bir kötüden daha kurtuldu."

"O zaman sana evde başarılar." dediğinde gülümsedikten sonra kapıya ilerleyip aklıma gelen şeyle durdum.

"Hastanenin seminerde olduğumu sanmalarına yardım ettiğin için teşekkür ederim. Hastanenin sahibini nasıl dize getirdin bilmiyorum ama yine de sağol."

"Sihirli parmaklar ve birkaç kağıt parçası." diyip göz kırptı.

Şimdi her şey tamamdı. Tek yapacağım biraz gözyaşı dökmekti.

"Başınız sağolsun kızım." karşı komşumuz Emine teyzenin acı dolu bakışları gözlerime firar ederken yanağımdan süzülen yaşı elimin tersiyle sildim.

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Where stories live. Discover now