19

17.9K 639 275
                                    

"Sikim sizi! Bas gaza!" arabadaki sert sesi gazı fullemeye sebep olurken koltuğa daha çok sindim.

"Alpay b-"

"Sus! Sana sonra geleceğim!" kesin çıkan sesiyle susmak zorunda kaldım. Çok sinirliydi. Eğer Mete'ye bir şey olursa bunun hepsi benim suçum olurdu.

Allah kahretsin!

"Daha hızlı git Görkem." sakinleşmeye çalışan sesi sanki yeniden küllerinden doğuyormuş gibiydi. Ve bu sakinlikten çok vakti geldiğinde patlamaya hazır olan biri volkan gibiydi. Söylediklerimi sindirmeye çalıştığından emindim.

Ev göründüğünde torpidodan silah çıkardı. Görkem arabayı kenara park etmesiyle hızla arabadan inip eve girdik. Koltuğa yayılmış Savaşgil'i gördüğümüzde rahatlarken Alpay beni kenara yitip İnci'nin odasına daldı. Arkasından yetiştiğimde odanın boş olduğunu gördüm.

"Alpay ne oluyor? Ne bu sinir? Hem neden İnci'nin odasındasınız?" Barış'ın dediğiyle şifonyere sert bir tekme geçirmesiyle irkildim. Kaçırılmış mıydı yani?

Odaya girip etrafı kurcalamaya başladım. Bu kadar kişi evdeyken kaçırılmış olamazdı.

"Alpay ne oluyor?!" Barış'ın ısrarlı tavrına karşılık Alpay daha fazla sinirlendi.

"Mete nerede?" kulaklarımda turlayan isim canımın yanmasına sebep oldu. Gebertecekti onu. Odaya bakınmayı bırakıp Alpay'ın yanına ilerlediğimde oturma odasından buraya gelen Nil'in gözleri beni buldu. Endişe yüzünde gezindi bir müddet. Alpay'ın öğrenip öğrenmediğini anlamaya çalışıyordu fakat çok geçti. Şu an bu durumdan yırtmış olabilirdi ama Alpay'a her şeyi anlatacaktım. Ona da sıra gelecekti.

"Yetimhaneyi ziyarete gitti. Biri artık bir şey söyleyebilir mi? Neyin peşindesiniz?"

"İnci?"

"İnci ne?" anlamsız bakışlar Alpay'ın yüzünde gezindi.

"O nerede?"

"Azra ile hastaneye gittiler. Kendini kötü hissediyormuş. O kadar yemeye bende hasta olurum." Kutay'ın her zamanki rahat tavrı Alpay'ı daha fazla gerdi. Patlamaya yakındı.

"Adam bizi parmağında oynatıyor. Ve bizde parmağında olmayı zevk biliyoruz." Görkem'i içten içe onayladım. HL fazla oluyordu artık. Bu işte bir bokluk vardı.

"Tutku tatlım bir gelsene benle." Nil'in sahte nazikliğini umursamazken koluma dokunmasıyla ona dönmek zorunda kaldım. Hala kendi paçasını kurtarmaya çalışan bir orospudan farkı yoktu.

"Tutku'yla benim işim var. Mete ve İnci geldiğinde bana haber verin." Alpay'ın sesiyle Nil ellerini üzerimden çekerken Alpay bakışlarını üzerime dikti. Nil ise artık her şeyi ona teker teker anlatacağımı anlamış gibiydi. Merdivenlerden çıkmaya başlayınca bende arkasından ilerledim. Odasına gelmiştik. Her zamanki gibi düzenliydi. Fakat konu bu değildi.

"Sıkışmış kuyruğunu kurtarmak için üç saniyen var." dediğinde derin bir nefes verdim. Anlattıklarımdan sonra bu sefer kendine gelebileceğini sanmıyordum. Şu an bile çok sinirliyken söylemem mantıklı sayılmazdı.

Fakat zorundasın.

Haklıydı. Söylemek zorundaydım. Daha fazla bu güven olayında sorun yaşamamız doğru değildi. Birbirimizden bir şeyler saklamaktan sıkılmıştık. HL işini kökten halletmek için bu işe doğru şekilde başlamalıydık. Ama sıkıntı o değildi. Eğer ona her şeyi söylersem Nil'le yaptığımız anlaşmayı da söylemek zorundaydım.

İnci'den uzak tutmak için onu ayartmaya çalıştığım anlaşmayı.

Bilmemeliydi. Eğer ona bunu söylersem bende yanardım.

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Onde as histórias ganham vida. Descobre agora