52💛

916 137 414
                                    

Selamlar

Evet bu hafta ikinci bölüm, biliyorum, evet, farkındayım, aynen eski değil yeni bölüm, tamam sen de selam söyle.

2384 Kelime

Keyifli okumalar

💛💛💛

Uyanmayı isteyip uyanamadığınız bir kâbus olursa, bir ayna düşünün zihniniz onu sizin için yaratacak ve bir şekilde bulmanızı sağlayacaktır, bulduğunuzda o aynaya iyi bakın. Büyük ihtimal kâbusunuzdaki şekliniz ya da yüz hatlarınız gerçekle örtüşmeyeceğinden halinizden ürkerek uyanırsınız.

Bunu kaç yaşında nerede okudum bilmiyorum ama kızlar tuvaletindeyim. Karşımda bir ayna var ve okuduklarımın işe yaramasını bekliyorum.

Okuduğunuz, beyninizin bir köşesine çöreklenip yer kaplayan şeylerin, gerçek hayattaki işlevsizliği tam bir hayal kırıklığı değil mi?

"Sen burada n'apıyorsun?"

Aditi beni bulduğunda karşımdaki aynaya bakıp yüz hatlarımın değişmesini bekliyordum. Onun silueti aynada belirdiğinde de bir farklılık olmadı. O kuğu gibi boynu, ince çenesi, çıkık elmacık kemiklerinin üzerindeki hafif pembelik, dudaklarının güzel orantısı, kaşlarını çatarken alnının aldığı şekil... O da değişmedi.

Uyanamıyorum.

Feza Kandemir tüm gerçekliğiyle buradaydı ha? Harika.

"Mr. Akman sınıfa girdi. Ve yanında kim var tahmin bile edemezsin!" Ses tonuna bakılırsa sınıfta heyecan dorukta olmalıydı.

"Gözleriyle amfiyi taradı ve seni bulup gelmemi söyledi. Allah aşkına ne oluyor?" Soluk yüzüme, mor gözaltlarıma bakıp aklına gelen ihtimale kaşlarını çatmadan edemedi.

"Sen ilacını mı almayı unuttun, bu ne hal?"

Zihnim hatırladıkça, unutmaya çabaladığım ne varsa resmen çağırıyordum. Bedenim bile yardımcım değil. İlaç ne yapabilir ki bana? Gözaltlarımı kapatıcı da hallediyor. Birkaç göz damlası, kızarıklıkları makul düzeye indiriyor. Başka?

Bu arada kapatıcımın linkini aşağıya bırakıyorum diye tertemiz deliresim var.

Aditi'nin hemen ardından önüme bakarak yürürken, sınıftaki konuğun bana sürpriz olması için ismini söylemeyip bir yığın ipucu vererek, beni heyecanlandırdığını düşünmesine izin veriyorum.

Amfinin kapısından içeri girdiğimiz an uğultu çoğalıyor sanki. Garip bir kakofoni hakim ortama. Prof. Brith ders anlatırken arka sıraları tercih eden arkadaşlarımız, dersin hâkimiyeti Akman'a geçtiğinden beri önlerde saf tutuyorlardı zaten ama bu sabah tek sandalyeye iki popo sığdıran kızlar görüyorum.

Konu ne?

O, sevildiğini zannederken siz, bir diğeriyle rahatça nasıl devam edersiniz mi?

Uzmanı sınıfta çünkü.

Aditi, nereye geçerse yanına oturup çantamı kucağıma koyuyorum. Ne kadar bakmak istemesem de orada işte. Feza Kandemir, Alp Akman'ın masası ile kocaman pencereler arasında kalan kalorifere kalçasına dayamış, kollarını göğsünün altında birleştirmiş şekilde bana bakıyor.

"Başka sorusu olan?" Alp Akman gözlerini parmak kaldıranların arasında gezdirip birinin adını söylüyor. Bu adam tüm bu kadar ismi hafızasında nasıl tutabiliyor? "Evet Mr. Opsel?"

"Şu ana kadar öğrendiğimiz şifreleme yöntemlerini sanal ortama geçirmede, geçen haftaki sunum esnasında çok da iyi gitmediğimizi belirtmiştiniz. Başvuru kısmını doldururken onay almak için ne yazmalıyız sizce?"

BU SAATTEWhere stories live. Discover now