67💛

917 103 307
                                    

Selamlar

3605kelime

Ne deseniz haklısınız, arayı öyle bir açtık ki... İki ayı geçkin bir süredir Feza ve Şiir bekleyen, soran, beni zorlayan, yorumlarını eksik etmeyen herkese minnettarım. Ancak işimin çalışma saatleri, zorluğu, stresi beni tüketmek üzere. Eve girebildiğim anlar sınırlıyken ailemden ufak ufak çaldığım zamanlarda tamamlayabildiğim bir bölümle karşınızdayım.

Sadece ama sadece aklımdaki kurguyu kâğıda dökerek yaşayabileceğim paralel bir evren varsa oradaki beni katletmeye öyle hazırım ki duysanız kanınız donar.

Keyifli okumalar...

💛💛💛

"Öğrendiğinden beri aldığı hasarın haddi hesabı yok."

"Yapma Feza, sen de çok iyi biliyorsun ki öğrenmediği her an tehlikedeydi."

"Şimdi farklı mı amına koyayım! Şu haline bi' bak!" Feza bir süredir fısıltıyla bağırma arasında gidip geliyor. Sesinin tınısındaki öfke öyle bariz ki...

"Doktor iyi olduğunu söyledi."

Benden bahsediyorlarsa eğer ben doktor falan gördüğümü hatırlamıyorum.

"Travmadan halliceye iyi mi diyoruz artık?"

Travmatik bir şey olduğunu düşünmüyorum, atlatırım bence ya.

"Levent'i neden vurdun?"

"Yanlış sordun. Levent'i neden öldürmedin diyecektin."

"Seni anlıyorum Allah belamı versin seni anlıyorum abi. Öldürsen bile için soğumayacak biliyorum. Ama sorgulayabilirdik. Belli ki Adrian'la Levent'in tasmasını salan aynı sahip değil."

Çakmak sesi duydum. Derin bir nefes, sigaranın çıtırdayan ucu...

"Adrian'ın Levent'i kucaklayıp acile yetiştirdiğini hayal ettim de... Komik geldi."

Feza dişlerinin arasından tıslayarak "Umarım bir tane de Adrian sıkmıştır." dedi. Ve ikinci bir çakmak sesi daha... İkisinin de bu güne kadar sigara içtiğine şahit olmamıştım. Art ardına çekilen dumanlar, havaya üflenirken çıkan ses baca gibi içtiklerini söylüyordu.

"Arabadan çıkışı gözümün önünden gitmiyor." Feza sıkıntılı bir nefes aldı.

"Amına koyayım! Ödü kopmuştu lan ödü. O siktiğimin arabasında kaç kere öleceğini düşündü kim bilir." Tahta bir şeyin çatırdadığını işittim.

İyi de ben ölmeyi düşünmedim ki, yani düşündüm tabi de derdim o değildi ki. Feza'ya bir şey olacak korkusuydu o ürkmüş suratımın nedeni.

"Abicim bir sakin olsana sen." Uyuyor muydum ki? Neden ses var görüntü yok?

"Sakinim ben!" Sakinim ben derken bile kükrediğinin farkında mı? Beynim zonkluyor.

"Bok sakinsin!" Al işte Hakan'ın da sesi yükselmeye başladı. Hakan mı? Bir dakika ben Hakan mı dedim?

Hakan ne zaman geldi? O en son denizaltında kalmamış mıydı?

O esnada tok bir telefon sesi yankılandı. Beynimde çalıyor gibi. Biri baksın şuna n'olur.

"Açma." dedi Feza.

"Efendim komutanım."

Hakan'ın Feza'yı bir an bile tınmayıp telefonu açışına kıkırdamak istedim. Karşıdakini hoparlöre alsa da duysak. Hakan komutanım dediğine göre ya yarbay ya da Güneş... Benim vatana ihanetimin askeri ayağı oluyor kendileri.

BU SAATTEDonde viven las historias. Descúbrelo ahora