32💛

2.5K 213 238
                                    

Selamlar

2245kelime.

Keyifli okumalar.

💛💛💛

Alnımdaki devasa şişliğin ağırlığı yüzünden başımı geri yaslamakta zorlanıyordum resmen. Abartmıyorum!

Üç gündür toplamda sadece bir saat uyuyabilmiştim, bunu da sanırım verilen ağrı kesicilere borçluydum. Bu seferki uyku arasının ne kadar süreceğini bilmesem de uyuyamayacağıma o kadar emindim ki ders sonrası tek istediğim odaya gidip saatlerce karanlıkta tavana bakmaktı ve de adının Hakan olduğunu söyleyen yeni çocuktan uzaklaşmak. Mümkün olan en kısa zamanda ve en hızlı biçimde. Tanımadığınız biri sizi erkek arkadaşınıza ulaşmak için kullanmaya kalktığında ve karanlıkta tavana bakmak için acele ederken on iki basamak yuvarlandınız mı hiç? Yuvarlanın. İçinizde kalmasın. Keşkeniz olmasın. O bedavaya uçuyor hissi inanılmaz. Bana ne! Ben yuvarlandım ya siz de yuvarlanacaksınız.

Her yerim sızlıyor, doktor vücudumda herhangi bir kırık bulunmadığını söylese de morfin için yalvarmama az kaldı. Yalnız yutkunmak bile çok zorken, cidden bir daha mı baksak şu kırık olmadığı söylenen filmlere ha daktır?

İşin kötüsü yan koltukta iki büklüm uyuyan Özlem yüzünden koridorun sivil giyimli korumalarla dolması. Bir şeyimin olmadığına ikna edemedim hanımefendiyi. Beynimin daracık alana sığmayıp büyüme çabalarını göz ardı ettiğim için böyle bir yola başvurduğunu söyleyip alnımdaki dev topa doğru kötü kadın gülüşü attı. Vizitede doktor mümkün olduğunca uyumaması gerek diye Özlem'i uyardığında kahkaha atmak üzereyken kendini tuttuğunu gördüm ve anında teatral havaya bürünmesini izledim.

"Tanrım, bunu nasıl yapabilirim bilmiyorum, çok sever uykuyu. Siz arada bizi yoklasanız... Valla travma falan geçirirse Allah muhafaza." Evet, tüm bu dram doktor yakışıklı diye.

Adam gider gitmez biraz önce alay ettiği alnımın hasarsız bölgesine kocaman bir öpücük bıraktı, doktor gelirse kendisini uyandırmamı tembihledi ve koltuğa yayıldı. Uyuyamayacağıma emin çünkü. O uyuduktan iki dakika sonra yanıma bıraktığı telefonu çalmaya başlayınca dünyanın en zor eylemiymişçesine açtım ve kulağıma götürdüm. Tamam, biraz abartıyormuşum.

Savaş amcanın aramasını tekmil vererek açtım. Bir şeyimin olmadığına ikna için uğraşlarımı, kızını alması için ağıt yakmaya kadar götürdüm. On iki basamak uçan birine göre çok konuştuğumu, sakar savsak adımlı bir kızdan daha önemli işleri olduğunu söyleyip tam kapamak üzereyken bizi koşulsuzca yan yana görmenin onun için değerini asla bilemeyeceğimi belirtti. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Savaş çıksa diğer orduların anasını ağlatacak ordunun başındaki adamdan bunları her daim duymuyorsunuz arkadaşlar. Şu an koltukta iki büklüm prensesler gibi uyuyan Özlem'e dönüp bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Koltuğa yayılmış sarı saçları, parlak renkli gözleri içine hapsetmiş titreyen göz kapakları... Savaş amca sima olarak Atatürk'ü andırıyordu ve Özlem de tam olarak babasının kızı. Özlem gibi güzel bir gen havuzuna doğduysanız ne mutlu size.

Ah bu arada birkaç gün önce reşit oldum demiş miydim? Evet, doğum günü şeysi... Bu sayede annemlere haber vermek zorunda kalmadım. Endişelenmelerini istemiyorum. Zaten yeterince şeyle uğraşırlarken bir de benim hiçbir yerinde kırık olmayan vücudumu düşünüp hayıflanmasınlar.

Anladık Şiir kırıkmış gibi ağrıyor her yerin anladık!

İyi.

Tmm

Pki

Ok

Kes

Feza mı? O, birkaç gündür İngiltere'de. Bir yazılım firması ile görüşmeye gitti. Yarın dönüyor. Ona da haber vermedim gerek yok şimdi hiçbir yerinde kırık olmayan vücudumu düşünü- tamam vurmayın ağrıyor işte anasını satayım.

BU SAATTETempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang