10. BÖLÜM

411 18 9
                                    

Selim: Ne oldu İlyas dondun kaldın.
İlyas: Onur ne bu halin. Ne işin var senin burda.
Halit: Şimdi senin arkadaşının konuşacak hâli yoktur ben anlatayım. Bu Onur benim bacımla görüşüyordu, ben bunları bastım burda iyice ezdik hepsi bu İlyas.
Tipi: Doğru değil de Onur.
Selim: Eee nasıl yapıyoruz İlyas. Eğer beni burda öldürürsen benimle birlikte arkadaşın Onurda ölür.
İlyas: Tamam ver Onuru bende canını bağışlıyayım.
Selim: Anlaştık. Hadi özgürsün.
Halit: Ama bir daha kardeşimle görüşürsen direk kafana sıkarım.
İlyas: İyi misin?
Onur: İyiyim desem yalan olur bu hâlim için değil kendi hâlime acıyorum.
İlyas: Yürü hadi yürü.

(Arabada)

İlyas: Ahmet abi bu halini görünce ne yapacaksın?
Onur: Bir süre görüşmeyi düşünmüyorum.
İlyas: Bu haltları yerken birşey düşünüyordun şimdi mi düşünmüyorsun.
Alpaslan: Nerde kalacaksın o zaman abi.
Onur: Valla hiç bilmiyorum.
İlyas: En iyisi bize gitmek.
Onur: Ben hiç size zahmet vermeyeyim.
İlyas: Lan ne zahmeti sus.

(Çakırbeyli Evinde)

Ömür: Mine, İlyas telefon açtı şimdi geliyorlarmış, Onur'a bir yatak hazırla yukarı bide çorba yap hâli kötüymüş.
Mine: Tamam.
Hayriye Ana: Ne oluyor.
Ömür: İlyaslar geliyorlarmış anne.
Hayriye Ana: Gelsinler ilk defa mı evine gelecek.
Ömür: Onuru kötü bir halde bulmuşlar oda buraya geliyor. Al geldiler.
Hayriye Ana: Onur uşağım ne bu hâlin.
Onur: Kaza yaptık Hayriye Ana.
İlyas: Baya iyi kaza yapmış üstünden çete geçmiş sanki.
Onur: İlyas!!!
Ömür: Mutfağa geçin birşeyler hazırladık.
Onur: Yenge kusura bakma senide bu saatte rahatsız ettik İlyas gidelim dedi.
Ömür: Olur mu ne rahatsızlığı.
İlyas: Tamam ana sen yat artık bizde bişey atıştıralım bizde yatacağız.
Enişte: Ben yıllardır bu işin içindeyim böyle birşey görmedim. Ne demek seni almak ne demek bacısıyla görüşmek ne demek öldürmeden bırakmak.
İlyas: Oha Enişte oha!!!
Alpaslan: Abi sen o kızla gerçekten hoşlandığın için mi görüştün yoksa...
Onur: Sevdim kızı ne yapim oğlum.
İlyas: Üstüne gitmeyin sizin karşınızda bugüne bugün Mecnun var.
Onur: İlyas sen çıkıp yatsana.
İlyas: Doğru diyorsun çok yoruldum ha.
Sende iç çorbanı çık yukarı yat sabah bundan sonra ne olacak konuşuruz.
Onur: Tamam.

(Ahmet Ağların Evinde)

Merve: Onur abime neden ulaşılamıyor.
Ahmet: Bende ulaşamıyorum. Dün sabahtan beri ses seda yok.
Merve: İlyas abiyi aradın mı?
Ahmet: İlyas birşey olursa arayacak.
Merve: Abi bu arada Behzat mesaj atmış yarın akşam yemek yiyelim mi diye sen ne dersin.
Ahmet: Tabi gidebilirsin. Behzat sert ve kabadır kardeşim eğer senin için bir sıkıntı olursa bana söyle.
Merve: Abi onun eksik taraflarını ben tamamlarım benim eksik taraflarımı da o tamamlar.
Ahmet: Aferin kızım her zaman böyle ol. Geçinmeyi bil.

(Façalıların Evinde)

Behzat: Abi ben şimdi Merveyle yarın akşam buluşacağım ya abisinden bahsedecek miyim?
Haşmet: İlyasın arkadaşı Behzat bana niye soruyorsun.
Emine: Bu çocuk ne zaman uslanacak.
Tipi: Uslanmaz abla uslanmaz. Onu sadece ölmek uslandırır.
Haşmet: Siz eskiden beri tanıyorsunuz bu çocuk her zaman çapkın mıdır?
Emine: Yani.
Tipi: Ne yanisi abla evet öyle Haşmet.
Behzat: Ama delikanlı adam. Diğer huyları beni ilgilendirmez.
Haşmet: Hah Behzatta onay verdiğine göre iş tamamdır.

( Sabah Çakırbeyliler Evinde)

İlyas: Eee bugün nasıl oldun.
Onur: Fena değil ama halâ her tarafım ağrıyor.
İlyas: Olacak oğlum üstünden çete geçti çete.
Onur: Bak İlyas herkes içinde de çete mete birşeyler diyorsun yapma.
İlyas: Ne oldu gururun mu kırıldı. Şimdi boşver onu bunu da Ahmet abilere ne zaman söyleyeceksin. Oğlum meraktan öldüler lan evdekiler.
Onur: Biraz daha toparlanayım ondan sonra giderim.

SON REİSWhere stories live. Discover now