48. BÖLÜM

147 8 2
                                    

Necati: Seçim senin İlyas, Cemali bırakmazsan bizde Alpaslanı sağ bırakmayız.
İlyas: Alpaslan nerde?
Necati: Emin ellerde.
İlyas: Nereye götürdünüz lan!
Necati: Siz bizim gücümüzü hafife almışsınız. Ama biz kendimizi size hatırlatırız.
Ünal: Masanın kuralını bilmiyor gibi hareket ediyorsun Necati.
Tipi: Kendini bana öldürtmek mi istiyorsun.
Necati: Ben şimdi Cemali de alıp gidiyorum. Bir dahaki gelişimiz masanın yönetimini ele almak için olacak. Hadi gidiyoruz Cemal.
İlyas: Alpaslanın yerini söylemezsen burda ikinizi de gebertirim.
Necati: Alpaslan, büyük patronun yanında İlyas. O sana vakti gelince ulaşacak. Neyse bize müsade iyi akşamlar.

Necati ve Cemal toplantıdan çıkarlar.

Behzat: Niye gitmelerine izin verdin kanka sık ikisine de kurtulalım.
Onur: Aynen öyle İlyas.
İlyas: Bende bilirdim öldürmesini ama duymadınız mı Alpaslan ellerinde.
Haşmet: Alpaslan nasıl tuzağa düşmüş?
İlyas: Hiç bilmiyorum. Ben çıkıyorum.
Yaşar: Nereye dostum, eğer birilerine sıkmaya gidiyorsan bende yanında geleyim.
İlyas: Ceylan ablanın yanına gidiyorum. Onların bu durumdan haber vardır belki.
Ünal: İyi düşünmüşsün, bi gelişme olursa bize de haber et. Toplantı bitmiştir.

- ALPASLAN -

Armin: İsmini çok duydum Alpaslan.
Alpaslan: Gereksiz bir şekilde bende çok duyuyordum ismini. Sen galiba şu öve öve biteremedikleri Arminsin.
Armin: Evet karşında duruyorum.
Alpaslan: Gelmene ne sebep oldu?
Armin: Amcan, sen, teyzen, kuzenin, dostlarınız yani kısaca hepiniz.
Alpaslan: Ne yapmışız biz sana, daha doğrusu sen kimsin?
Armin: Benim kim olduğumu soracak sen değilsin hatta kimse değil. Sizler benim yapmak istediklerime engel oluyorsunuz.
Alpaslan: Yapmak istediğin devleti çökertmek, milletin bölünmez bütünlüğüne kastetmek. Daha saymamı ister misin?
Armin: Akıllı adamsın dediklerin çok doğru. Seni yetiştiren iyi yetiştirmiş tebrik etmek gerekir.
Alpaslan: Seni yetiştirenlerin de yüzüne tükürmek lazım.

- İSTİHBARAT -

Ceylan: Hangi rüzgar attı İlyas?
İlyas: Rüzgar değil, Karayel attı abla.
Ceylan: Kötü bişey mi oldu?
İlyas: Oldu...
Ceylan: Tek tek mi konuşacaksın ne oldu diyorum İlyas?
İlyas: Alpaslan...
Ceylan: Ne olmuş Alpaslan?
İlyas: Alpaslanı almışlar.
Ceylan: Ne alması... Kim almış?
İlyas: Masada tam o Cemali öldürecektim, Necati kalktı eğer sen Cemali öldürürsen bizde Alpaslanı öldürürüz dedi. Alpaslan ellerinde yani.
Ceylan: İsim verdi mi peki?
İlyas: Büyük patron mu ne dedi.
Ceylan: Kahretsin! Gelmiş demek ki.
İlyas: Bekliyor muydun Ceylan abla?
Ceylan: Bekliyorduk hepimiz.
İlyas: Ben böyle bekleyemem. Nerde tutuyorsa gidip mekanını basıp yeğenimi kurtarırım.
Ceylan: Bu dediğini yapamazsın.
İlyas: Sebep?
Ceylan: Bu büyük patron yani Armin öyle kolay bulacağın, mekanını basacağın bir isim değil İlyas.
İlyas: Ne yapacağız Ceylan abla o zaman. O şerefsize Alpaslanı yem mi edeceğiz.
Ceylan: Tabi ki öyle yapmayacağız ama şuan haber beklemekten başka çaremiz yok.
İlyas: Ne haber beklemesi ya. Onun keyfini mi bekleyeceğiz haber edecek diye, olmaz bu dediğin Ceylan abla.
Ceylan: İlk hedefi Alpaslan ise ya konuşturmak isteyecek ya da pazarlık yapacak. Bu nedenle bekleyeceğiz.
İlyas: Hay ben böyle işe.
Ceylan: İlyas, Alpaslanı kurtana denk evdekilerin ve özellikle Özlemin yanında ol. Onlara moral ver.
İlyas: Moral verecek bir halim mi var  benim Ceylan abla.
Ceylan: Aileyi senin bir arada tutman gerekir.
İlyas: Hangi aileyi abla, komada bir yeğenim yatıyor. Birini de kaçırıyorlar öldürdüler mi bilmiyoruz. Nerde aile?
Ceylan: Toparlayacaksın herkesi tekrar bir araya getireceksin. Ben sana güveniyorum...

- HASTANE -

Didem, kanepede uzanırken doktor odaya gelir. Doktor, Hızır Ali'yi kontrol eder. Hızır Ali'nin yavaş yavaş gözünü açtığını görür. Doktor " Beni duyuyor musunuz" der. Hızır Ali kafası ile onay verir. Didem, doktorun sesini duyunca kalkar.

SON REİSWhere stories live. Discover now