20. BÖLÜM

344 22 25
                                    

(Cezaevi)

Gardiyan: Senin koğuşun burası.
...: Hoşgeldin. Allah kurtarsın abla.
Ömür: Sağol. Adın ne senin?
...: Gülsüm ben abla.
Ömür: Bende Ömür. Niye girdin buraya Gülsüm.
Gülsüm: Kocamı öldürdüm.
Ömür: Sebep?
Gülsüm: Bana kaç yıldır şiddet uyguluyordu. İki çocuğum var onlar için evlere temizliğe gidiyordum aldığım iki kuruş paraya göz diker onunla içki alır içer sonra hem beni hemde çocukları döverdi. Bende en sonunda dayanamadım bıçakladım.
Ömür: Peki çocukların nerde?
Gülsüm: Daha küçük oldukları için devlet sığanma evindeler.
Ömür: Böyle adamlardan kaç tane varsa Allah hepsinin belasını versin.
Gülsüm: Seni buraya atan suç ne abla?
Ömür: Bende bi kadını vurdum ama maalesef ölmedi.
Gülsüm: Özel değilse sorabilir miyim? Neden vurmuştun?
Ömür: Ahlaksızlık yaptı. Kimse benim sahip olduğum birşeye göz dikemez.
Gülsün: Anlıyorum. Neyse ben gideyim sende biraz dinlen abla.
Ömür: Sağol.

(Çakırbeyliler Evinde)
(Odada)

Hayriye Ana: Uşağım...
İlyas: Gel ana gel.
Hayriye Ana: Ne bu halin? Herkes aşağıda niye inmiyorsun.
İlyas: Yalnız kalmak istedim ana ondan inmedim.
Hayriye Ana: Kalk ayağa böyle odada oturmakla olmaz.
İlyas: Ana canım birşey yapmak istemiyor. 
Hayriye Ana: Bizimle otur akşama kadar dedikodu yap demiyorum. Dışarda dostumuz da var düşmanımızda var. Onlara rezil mi edeceksin bizi.
İlyas: Ana Allah aşkına karımı gözümün önünde tutukladılar. Eşini kurtaramayan adam bu saatten sonra ne yapabilir.
Hayriye Ana: İşte bende onu diyorum çabala uğraş bir eylem göster.
İlyas: Kalkıp savaşmalıyım yani öyle mi ana.
Hayriye Ana: Aynen öyle. Kendin düşme, pes etme savaşarak yıkıl.
İlyas: İyi o zaman bizi karımla ayıran bu şehri yakmaya başlaya bilirim.
Hayriye Ana: Dur nereye gidiyorsun.
(İlyas Odadan Çıkar)
Hayriye Ana: Koşun İlyasa yetişin.
Hızır Ali: Nereye gidiyor dedi mi?
Hayriye Ana: Demedi ama iyi değil gidin peşinden.
Didem: Belli ki birilerinin canını yakacak.
Enişte: Yürü yeğenim yürü.

(Fidanlık)

Ceylan: Nur senden ablan olarak birşey isteyebilir miyim? Hani beni ablan olarak yakın görüyormuşsun ya.
Nur: Tabi Ceylan... abla seni dinliyorum.
Ceylan: Ömür meselesi. Biraz hatrım varsa uzamadan şu işe son ver. Şikayetini geri çekerek diyorum yani.
Nur: Ceylan abla bu olay sadece benimle alakalı değil olayın içinde Aziz beyde var.
Ceylan: Nasıl yani?
Nur: Bana kalsa şikayet bile etmez Ömürle yüz yüze savaşırım ama şu aralar İlyasın omzuna yük yükleyip biraz durdurmak istiyor Aziz bey.
Ceylan: O ne demek öyle biraz daha açık konuş.
Nur: İlyas mafya usulü üzere iş yapıyor biz devlet usulü iş yapıyoruz.
Düşman kim Cemal. Biz ona karşı operasyon yapacakken işleri mahvetmesin diye belki karısı içerde olursa başka işlerle uğraşmaz görüşünde.
Ceylan: İlyas böyle bir zamanda herkesle uğraşır.
(İlyas Gelir)
Ceylan: İyi insanda lafının üstüne gelir. Sakın yanında sinirini bozacak birşey deme.
Nur: Tamam.
Ceylan: Naber İlyas.
İlyas: Ceylan abla şuan sana da Alpaslana da ağzıma geleni söylemek istiyorum.
Ceylan: Sebep?
İlyas: Sizin insanın arkasından iş çeviren halleriniz yüzünden. Yok derin devlet yok fedailer dediniz olmadık insanları içimize soktunuz sonuç karım cezaevinde.
Nur: Olmadık insan ben miyim?
İlyas: Ceylan abla sen beni tanırsın gözüm döndüğünde kime ne yapacağım belli olmaz. Elimden bir kaza çıkmaması için sen de bu yanındaki de benim mekanımdan gideceksiniz. Ne fidanlıkta ne galeride hiç bir yerde sizi görmek istemiyorum. Yoksa yemin ediyorum ilk kurşunu size sıkarım.
Ceylan: Anlıyorum İlyas. Sen nasıl istiyorsan öyle olsun. Hadi Nur.
Nur: Görüşürüz İlyas. Yalnız olduğunda bana söyle ben gelirim yanına.
İlyas: Dolanma ayağımın altında yoksa karımın eksik bıraktığı işi ben tamamlarım.
(Ceylanla Nur Çıkar)
Enişte: Ne oluyor İlyasım. Arkandan zor yetiştik valla.
Hızır Ali: Annemler nereye gittiler.
İlyas: Arayın milleti gelsinler.
Enişte: Yav ne oldu?
İlyas: Enişte ara diyorsam ara. Bir şeyi de merak etme sana ne diyorsam onu yap.
Enişte: Tamam.

SON REİSWhere stories live. Discover now