11. BÖLÜM

350 19 5
                                    

(Hastane)

Haşmet: Ne oluyor İlyas bu ne hâl bunu kim yaptı böyle.
İlyas: Abi bana da birşey sormayın benimde sizinle beraber haberim oldu.
Ömür: Behzatların yemek yiyeceğini kimse bilmiyordu kim yapmış olabilir İlyas bunu?
İlyas: Bilmiyorum Ömür.
Tipi: Bu alemde haber tez yayılır.
Emine: Durumları nasılmış peki.
Enişte: İkisi de ameliyatta şuan.
Alpaslan: Amca ben müsade alabilir miyim?
Hızır Ali: Hayırdır kuzen böyle bir günde nereye gidiyorsun?
Alpaslan: Şu olayı bir araştırayım.
İlyas: İyi yeğenim git iyi haberlerle geri gel.
Alpaslan: İnşallah amca.
Ömür: Doktor geliyor.
Haşmet: Durum ne Doktor Bey.
Doktor: Kızın durumu iyi. Kurşun karın boşluğuna gelmiş çıkardık.
İlyas: Behzat... Onun durumu nasıl?
Doktor: Onun için daha erken hatta ben derim ki herşeye hazırlıklı olun.
Ömür: Abi...
Haşmet: Doktor ne yapın ne edin kardeşimi ayağa kaldırın.
Emine: Sakin ol Haşmet izin ver Doktor işini yapsın.
Enişte: Buyrun cenaze namazına Ahmet Ağa geliyor.
Ahmet: Kardeşim nerde durumu nasıl.
İlyas: Merve kardeşimiz iyi abi panik yapma.
Emine: Doktor daha yeni durumu iyi dedi müsterih ol.
Ahmet: Hep sizin yüzünüzden oldu. Zorla Behzatla kardeşimi yapacağız dediniz daha evlenmeden normal bir akşam yemeğinde vuruldu. Evlenseler Allah bilir başlarına daha ne gelecek. 
Bu iş bitmiştir Haşmet. Kardeşine söyle bir daha bacımla görüşmeyecek.
Haşmet: Ahmet, sesini yükseltme derdim başımdan aşkın kardeşim canıyla cebelleşiyor bide seninle uğraşmayayım. 
Ahmet: Kardeşini de senin de...
Haşmet: Düzgün konuş!!!
İlyas: Ahmet abi gel biz dışarıya hava almaya çıkalım. Hadi abi hadi...
Emine: Ne yapıyosun Haşmet. Hastanede böyle konuşulur mu?
Acısı var.
Haşmet: Onun acısı varsa bizimde var.
Tipi: Herkes bi sakin olsun. Dua etmek dışında kimse konuşmasın artık.

(Hastanenin Bahçesinde)

İlyas: Abi seni anlıyorum ama yukarıdakilerin ne suçu var. Adamın kardeşinin durumu kritik. Bak Merve kızımız iyi niye böyle yapıyorsun.
Ahmet: Bak İlyas benim kız kardeşim  bu hikayede en masum kişi, bizim bu karanlık dünyamız için ölemez ölmemeli onun suçu ne?
İlyas: Abi ben suçlu mu dedim.
Ahmet: Olmaz İlyas olmaz. Bu iş olmaz ben kardeşimi korumak için taburcu olduktan sonra yurt dışına göndermeyi düşünüyorum.
İlyas: Abi kader diye birşey var. İnsanın kaderi neyse onu yaşar. Bak rahmetli Hızır abime kaç yıl yer altı dünyasında yaşadı herkes kesin bir düşmanı tarafından ölecek diye düşündü ama abim kalp krizi sebebiyle öldü.
Ne olacak diye yaşanmaz abi tedbir bizden taktir Allah'tan.
Ahmet: İyi diyorsun hoş diyorsun İlyasta ben kardeşime kıyamam dayanamam.
İlyas: Gel abi şimdi boşver bu konuları.
Kardeşlerimiz ayağa bir kalksın sonra oturup konuşuruz. Ben sana bir su getireyim sen bi dinlen, soluklan.
Ahmet: Olur...

(Alpaslan İstihbaratta)

Alpaslan: Sonuç ne Orhan.
Orhan: Abi hemen ögrenemeyiz.
Alpaslan: Oğlum kamera kaydı veya telefon kaydı yok mu şuan elimizde.
Orhan: Abi diyorum ya hemen olmaz. Mafyaların yanında kala kala işlerimizi unuttun. Amcanı bırak Ceylan hanım ve rahmetli Dayının yolunda istihbaratta kal abi. Valla çok güzel ekip oluruz. 
Alpaslan: Gevezelik yapma Orhan. 
Orhan: Ceylan Hanım geldi.
Ceylan: Ooo sen buralara gelir miydin?
Alpaslan: Bide sen başlama Teyze işimize bakalım ne yapıyoruz kim yapmıştır bu işi.
Ceylan: Kim olabilir şuan başınıza musallat olan çete.
Alpaslan: Emin miyiz teyze kanıt var mı elinizde.
Ceylan: Şuan yok ama büyük bir ihtimal onlar çıkacaklar işin arkasından.
Alpaslan: İyi çıksın ondan sonra ne yapacağımıza aileler karar verir.
Ceylan: Aile demişken nasıl durumları.
Alpaslan: Merve iyi bir kaç güne taburcu ederler ama Behzat abi kötü
Orhan: Eğer Behzat ölürse o Façalı Dayı gövde üstünde baş bırakmaz.

(Hastane)

İlyas: Ömür hadi Zafer sizi eve götürsün.
Ömür: Ne evi İlyas ben bir yere gitmem.
İlyas: Burda ne yapabilirsin Ömür evde çocuklar var birşey olursa size haber ederiz.
Emine: İlyas gardaşım doğru söylüyor ben burdayım siz gidin.
Ömür: İyi öyle olsun. Bi gelişme olursa haber edin İlyas.
İlyas: Tamam hayatım hadi.
Enişte: İlyasım Onura haber verdik.
İlyas: Keşke hiç gelmeseydi. Ahmet abi zaten burnundan soluyor bide onu görünce iyice sinirlenecek.  
Enişte: Aha geliyor.
Onur: Nerde kardeşim. Durumu nasıl?
İlyas: Sen niye geldin.
Onur: Ne demek niye geldin bacım vurulmuş tabi geleceğim.
(Ahmet gelir)
Ahmet: Ulan hayvan herif o kadar kardeşini düşünüyordun niye yanında yoktun. Yine ne halt yedin kaç gündür yoksun. Ulan sana ne zaman sürü emanet edilir. Ne zaman adam olacaksın lan sen.
Onur: Abi herkesin içinde bağırma.
Bak ağrıma gidiyor.
Ahmet: Beter ol lan keşke ölsen de kurtulsak.
İlyas: Abi pişman olacağın sözleri ne olur söyleme.
Onur: Bırak İlyas söylesin. Ya sen ne zaman bana adam gözüyle baktın. Hiç neyin var eksiğin var mı bir ihtiyacın var mı ya bir kere başımı okşadın mı sen bana neden bahsediyorsun. Varsa yoksa kendi egon için yaşadın.
Ahmet: Öyle mi Onur bey. Ulan ben ailemizi ayakta tutmak için kaç yaşına geldim daha uğraşıyorum. Sen aylak aylak geziyorsun. Çık şimdi gözüm görmesin seni yoksa ilk sana kurşun sıkarım.
Tipi: Onur gel ikimiz kantinden çay alalım.
Emine: Yapma Ahmet görmüyorsun çocuğu.
Ahmet: Bırak Emine beter olsun.

SON REİSМесто, где живут истории. Откройте их для себя