23. BÖLÜM

295 17 9
                                    

(Toplantı)

Cemal: Merhaba İlyas.
İlyas: Sizin yeni ortak dediğiniz CIA den adam mı Ünal Bey? Biz bunun ne mal olduğunu bilmiyor muyuz?
Ünal: Ha CIA ha MOSSAD ne fark eder.
İlyas: Çok şey fark eder Ünal bey. Bu herif hem ülkemiz hemde ailemiz adına tehlikeli birisi.
Cemal: Benim kimseyle bir husumetim yok sende şahsi algılama İlyas.
Tipi: Başka adam mı kalmadı?
Ünal: Cemal ile yapacağımız bu ortaklıkla Orta Doğu'da daha güçlü hale geleceğiz.
İlyas: Ben sivil vatandaşların canına kast edenlere ne silah satarım nede o mekanda bulunurum.
Ünal: Sen ne diyorsun İlyas?
İlyas: Diyorum ki ya bu herif masada kalır yada bu masanın en büyük silah ticaretini yöneten Çakırbeyli ailesi bu ortaklıktan çekilir.
Cemal: Ben kime git dersem o gider kime kal dersem de o kalır İlyas.
İlyas: Ben rahmetli Hızır Abimden senin gibi vatan hainleri nasıl yok edilir iyi öğrendim merak etme senin son gördüğün benim gözlerim olacak.
Yürü yeğenim gidiyoruz.
(İlyas ve Hızır Ali toplantıdan ayrılırlar)
Ünal: Hadsiz...
Cemal: Çakırbeyli ailesi gibi bu masadan kalkıp ölmek isteyen başka kimler var?
Yaman: Biz ölmeye değil öldürmeye talibiz benim içinde toplantı bitmiştir.
Behzat: Abi biz niye duruyoruz bizde kalkalım.
Haşmet: Karışma sen.
Doğan Baba: Ortada bir haksızlık veya yanlış birşey görürsen onu elinle düzelt buna gücün yetmezse dilinle  düzelt buna da gücün yetmezse kalbinle o işi reddet. Benim içinde toplantı bitmiştir.
Ünal: Gidenler oldu kalanlar oldu toplantı bitmiştir.

(Çakırbeyliler Evinde)

Hayriye Ana: Ne oldu?
Alpaslan: Amcamı bekliyoruz.
Hatice: Niye bekliyorsunuz İlyası.
Ceylan: Toplantı da ne oldu onu öğrenmek için.
Mine: Kötü birşey mi var Ceylan abla.
Ceylan: Sayılır.
Mine: Abimlerde geldiler. Hoşgeldiniz.
İlyas: Ne oldu yine toplanmışsınız?
Alpaslan: Amca biraz konuşabilir miyiz?
İlyas: Seni dinliyorum.
Ceylan: Müsait bir yerde konuşsak daha iyi olur.
Hayriye Ana: Bizden ne saklınız gizliniz olacak.
Alpaslan: Sizi rahatsız etmeyelim.
İlyas: İyi mutfakta konuşalım birşeyler atıştıralım acıktık bizde.
Ceylan: Hadi o zaman.
(Mutfakta)
Hızır Ali: Ne oluyor anne?
Ceylan: Masaya Cemal mi oturdu?
İlyas: Evet de siz nerden biliyorsunuz? Yoksa masayı mı dinliyorsunuz.
Alpaslan: Yok amca toplantı öncesi Ünal beyle fidanlığa geldiler biraz ön hazırlık yaptılar ordan biliyoruz.  
İlyas: Fidanlıkta ben masaya mı oturacağım dedi açık açık.
Ceylan: Evet hatta ekledi benim şartlarım da geçerli olacak dedi.
Hızır Ali: Biz tabi masadan ayrıldık.
Alpaslan: O ne demek öyle.
Hızır Ali: İşte kuzen o Cemal lafını etti amcamda kesti raconu bizde ayrıldık masadan.
Ceylan: Niye böyle birşey yaptın İlyas.
Bu daha kötü çünkü masa dışındaki birini bitirmek daha kolay.
İlyas: Bitirsin bakalım nasıl yapacak.
Alpaslan: Amca şu aralar senin yanında olsam iyi olur.
İlyas: Niye beyim kendini mi feda edeceksin Fedai...
Ceylan: Sen yinede dikkatli ol.
İlyas: Olur olur.
(Kapının Önünde)
Adnan: Hoşgeldin abla. Seni tekrar görmek çok iyi.
Ömür: İlyas evde mi Adnan?
Adnan: Yeni geldiler toplantıdan.
Ömür: İyi aç kapıyı.
(Evde)
Hızır Ali: Yenge... Hoşgeldin
Ömür: İlyas sen ne yaptığını sanıyorsun?
İlyas: Yine ne yapmışım ya ben.
Ömür: Avukat Oğuzhan beyi dövmüşsün.
Ceylan: Ne avukatı?
Alpaslan: Oğuzhan kim?
İlyas: Ömür hanım benim o kadar işimin arasında ne olduğu belirsiz bir adamı kapıma dayatıp al şu boşanma
kağıdı diye sinirime sinirime başımda konuşturuyor. Bende dayanamadım sinirimi ondan çıkardım.
Ömür: Her ne olursa olsun senin böyle yapmaya hakkın yok.
İlyas: Ömür herkesin yanında bağırma.
Ömür: Ne olur bir kadın bulup onunla yemek mi yersin. Her zaman yaptığın gibi.
İlyas: Ömür!!!
Ceylan: Hızır Ali, Alpaslan siz bizi biraz yalnız bırakın. Ben İlyasla Ömürle bir konuşayım.
Alpaslan: Olur teyze.
Ceylan: Otur Ömür sende şöyle...
Ne oluyor size. Siz yaşını başını almış kocaman iki insansınız yakışıyor mu bu yaptıklarınız.
İlyas: Ceylan abla, Ömür geçinmesi zor bir insan. Yani nasıl desem onun her istediği olacak bu hayatta istediği olmadığında ise dünyayı yakan birisi.
Ömür: Ben mi geçinmesi zor insanım. Yahu senin gibisi var mı bu dünyada.
Ceylan: Durun durun. Şimdi Ömür sen son olaylardan sonra böyle tutum içindesin. İlyas sende bana niye güvenilmedi tarafındasın demi.
İlyas: Öyle.
Ceylan: Önce sen dinle Ömür. Sen cezaevindeyken Nur, İlyasa bir teklif yapıyor ya benimle bir akşam yemeği yersin yada karın bir ömür hapisten çıkamaz diye. İlyasta sana karşı olan aşkından zorla ve istemeyerek kabul ediyor. O fotoğraf konusu ise takıntılı Nur tarafından birilerine ilerde koz olarak kullanırım diye çekilmiş bir resim. İlyas ise bu olaylar olurken sadece senin içerden sağ salim çıkmanı sana kavuşmayı sabırla bekleyen bir adam.
Ömür: ...
Ceylan: Şimdi sen dinle İlyas.
O sebeple veya bu sebeple sen biriyle yemek yerken fotoğrafın çıkıyor ve eşin seni bir kadına sarılırken görüyor. Bu kadın da seni herşeyden daha çok seven bir kadın.
İlyas: Beni herşeyden çok seviyorsa olayları anlamadan dinlemeden ve bilmeden bir gün sonra kapıma avukat göndermek hangi sevgide hangi aşkta var abla.
Ömür: Ben senin gelmeni bekledim ama sen her zaman olduğu gibi gururunu bir kenara bırakıp gelmedin.
Ceylan: Bakın boş sebepler için yuva yıkılmaz. Sizin yukarda çocuğunuz var gelin ikinizde inadınızdan vaz geçin.
İlyas: Ben bana güvenmeyip kapıma avukat gönderen biriyle işim olmaz.
Benim bi kaç işlerim var gidiyorum...
Ömür: Bence bizim biraz zamana ihtiyacımız var abla. Yine de herşey için teşekürler.
Ceylan: Ömür sen yapma bari.
Ömür: Bende gideyim. Annemlere çok sevgilerimi iletirsin Ceylan abla şimdi içeri girersem tatsızlık çıkar.
Ceylan: Tamam...

SON REİSWhere stories live. Discover now