42. BÖLÜM

189 10 14
                                    

- FİDANLIK -

Enişte: Ne dersin İlyas, Durmuş Reisi herkes sevdi mi?
İlyas: Görüşmede ters bir durum olmadı. Hem kim ne diyecekmiş. 
Fahri: Allah var baba adam.
Zafer: Fahri Baba haklı ben kenardan köşeden çaktırmadan baktım herkesin dibi düştü.
İlyas: Durmuş abi öyledir. Doğru doğrudur onun için, yanlış biz olsak bile. O yüzden Durmuş Reisin varlığı bize ve masaya her zaman güç katacaktır.
Enişte: Unuttum sormasını da memleketten niye gelmiş İlyas?
İlyas: Adama dar geliyor oralar Enişte. Hem kimsesi kalmamış ne yapacak. Burda da biz olunca buraya gelmiş.
Enişte: O zaman haklı gelmekte.
İlyas: Onur arıyor hayırdır inşallah. Efendim Onur.
Onur: İlyas... İlyas... Abim...
İlyas: Ne diyorsun oğlum bişey anlaşılmıyor net konuş.
Onur: Abim...
İlyas: Ne olmuş Ahmet abiye.
Onur: Abimi vurmuşlar.
İlyas: Ne... Ne vurması nerdersiniz şimdi?
Onur: Hastaneye gidiyoruz durumu ağır.
İlyas: Tamam sen kapat biz geliyoruz.
Enişte: Ne olmuş İlyasım?
İlyas: Ahmet abi vurulmuş.
Fahri: Kim yapmış?
İlyas: Bilmiyorum. Hadi gidiyoruz yolda haber ederiz diğerlerine.

- NURLAR -

Nur: Bişey mi oldu Selim?
Selim: Sormayın neler oldu neler.
Korhan: Soruyoruz anlatsana işte.
Selim: Ahmet... Benim özel notlarımı karıştırırken senin de isminin olduğu notu buldu. Bu ne dedi biraz tartıştık sonra senin hain olduğunu biliyoruz dedi. Silahına davrandı tabi ben ondan hızlı çıktım.
Nur: Sonra ne oldu?
Selim: Ne olacak sıktım üç tane çıktım geldim.
Korhan: Açığa çıkman hiç iyi olmadı.
Selim: Ahmet'i vurduğumu kimse görmedi. Ama Ahmet ayağa kalkacak olursa o zaman açığa çıkarım.
Nur: Ahmet ölmeli bu hepimiz için daha hayırlı olacak.
Korhan: Bu işi de sen yapacaksın.
Selim: Ben önce bizim çocuklardan haber alayım eğer ölmediyse icabına bakarım merak etmeyin.

- HASTANE -

İlyas: Nasıl oldu bu olay Onur?
Onur: Bilmiyorum İlyas bilmiyorum. Kapıdaki çocuklar silah sesine koşmuşlar abim kanlar içinde yerde sonra direk hastane işte.
Behzat: Yav kim yapacak İlyas tabiki de Selim denen kansız yaptı.
Tipi: Zaten haindi bu dadaş herşey beklenir.
Haşmet: Selim'in yaptığına dair bir delil var mı Onur?
Onur: Yok Haşmet abi.
İlyas: Nerde o şimdi.
Onur: Onu aramaya fırsat kalmadı.
Tipi: Ne demek kalmadı Onur, sen bizimle fidanlıkta oturuken ne abin
ne de Selim yoktu. Tek şüpheli o.
Haşmet: Birazdan gelirse belli ki olayın suçlusu o değil. Ama gelmezse o şerefsiz yapmış.
İlyas: Haşmet abi haklı biraz beklemek daha doğru olur.
Behzat: Durumu nasıl Ahmet abinin?
Onur: Ağır Behzat ağır. Çok kan kaybetmiş.
İlyas: İnşallah sapa sağlam kalkacak ordan sen içini ferah tut.
Onur: İnşallah

ODANIN ÖNÜNDE

Ömür: Ebru canım nasılsın?
Ebru: Abisi yeni vurulmuş birisi nasıl olursa bende aynı öyleyim Ömür.
Özlem: Ahmet abinin durumu nasıl?
Ebru: Hayati tehlikesi var dediler.
Hatice: Teyzem de gelecekti ama şimdi buralarda heba olmasın diye getirmedik. Dualarım sizinle dedi.
Ebru: Sağolsun.
Ömür: İlyaslar nerde?
Ebru: Kafeteryaya indiler.

- KORKMAZLARIN EVİNDE -

Yaman: Ahmet Ağa'nın durumu ağır diyor Behzat.
Yavuz: Onlar hastaneye mi gitmişler?
Yaman: Gitmişler.
Yavuz: Biz niye gitmedik, kalkın hadi.
Yaman: Otur Yavuz, adamın başı kalabalık hem İlyaslar da zaten orda.
Hamdi Baba: Yaman doğru söylüyor, koştur koştur gidersen ilk kurşunu sen yersin.
Yavuz: Benim aklıma ilk Selim geldi. Yapsa yapsa o yapmıştır.
Yaman: Bence de o yapmıştır. İkisi gelmemişti biz toplandığımızda. Demek ki bir olay çıkmış orda.
Yavuz: Aynen öyle.
Hamdi Baba: Bu Özcan suboşu hastaneye mi gitti?
Seko: Ben aradım ama bakmadı.
Yavuz: Seko doğru söylüyor. Bende aradım dünden beri bakmıyor.
Yaman: Belli ki bizim onun hain olduğunu anladığımızı öğrendi.
Seko: Af buyur Yaman abi.
Hamdi Baba: Sen ne dediğinin farkında mısın Yaman.
Yavuz: Doğru duydun Hamdi Baba Özcan hain çıktı başkalarına çalışıyormuş.
Hamdi Baba: Vay hain it. İlk geldiği günden beridir gözüm hiç tutmuyordu.
Yaman: Yeğenim diye severken iyiydi.
Hamdi Baba: Ben onun kara kaşı, kara gözü için sevmiyorum. Ben onu  cebindeki paralar için seviyordum.
Seko: Gitti paralar desene Hamdi Baba, ne güzel de çalışıyorduk.
Hamdi Baba: Yavaş yavaş dalını budağını kesiyordum.
Yaman: Takip ettiriyorsun demi Yavuz?
Yavuz: Yoo.
Yaman: Ne demek yoo. Şimdi nerde bulacaksın.
Yavuz: Sen ben kaçırmış gibi niye böyle muamele görüyorum Yaman. Ben tekrar eve gelecek sandım.
Yaman: Belli ki toplanıp gitmiş.
Hamdi Baba: Bana bak Yavuz, eğer Özcan itini bulamazsan ondan çalamadığım paraları senden çalarım haberin olsun.
Yavuz: Biz diyoruz Özcan hain çıkmış sen diyorsun çalamadım.
Hamdi Baba: Banane lan kim hain çıkmış kim çıkmamış. Benim için tek gerçek paradır para.
Seko: Aynen öyle Hamdi Baba için baktığı her yer paradır.
Yaman: Sen birilerini gönder arasınlar.
Yavuz: Tamam.
Hamdi Baba: Bana atıştırmalık birşeyler getir Seko, şekerim düştü.
Seko: Hemen Hamdi Baba.

SON REİSWhere stories live. Discover now