38. BÖLÜM

477 16 9
                                    

Korhan: Kim kim var?
... : Efendim kalabalıklar. Yaşar bile gelmiş belki onun bir sürü kimsezi de vardır.
Korhan: Fark etmez.
Nur: Saçmalama! Burdan sağ çıkartmazlar bizi.
Korhan: Bunu vurup arkadan çıkalım o zaman.
Nur: Bunu şimdi yapamayız.
Korhan: Ne demek yapamayız. Elimizdeki adamı onlara direkt teslim mi edeceğiz. Bunca mücadeleyi ne için yaptık o zaman.
Nur: Güç gösterisi yapmış olduk.
Eğer Alpaslanı öldürürsek bu savaşı kaybetmiş oluruz. Hem hatırla Alpaslanı biz öldürmek için almadık.
Korhan: İyi kahretsin yürüyün!
Alpaslan: Lan şerefsizler bu burda bitmez!!!

(Dışarıda)

Hızır Ali: Bi hareketlilik var sanki. Geldiğimizi anlamış olmasınlar.
Behzat: Valla olabilir.
Onur: Nerden anlayacaklar.
Enişte: Nasıl yapıyoruz İlyasım?
İlyas: Şöyle yapıyoruz Enişte, sen Zaferle arkayı tutuyorsun çıkan olursa indirmek için.
Zafer: Emredersin Reisim.
Fahri: Kim çıkarsa direk indirin.
Behzat: Senin kimseziler nerde Yaşar?
Onlar haber etti burda olduklarını ama kendileri yok.
Yaşar: Biz geliyoruz siz orda durmayın dedim. Onların başına birşey gelmesin diye Behzat.
Onur: İçerde kaç kişi olduğunu bilmiyoruz acaba diyorum Yamanlara da mı haber etseydik.
İlyas: İlk defa mı bir mekan basıyorsun.
Onur: Ondan demedim şimdi içerde bizi kaç kişi bekliyor bilmiyoruz ya.
Yaşar: Kaç kişi bekliyorsa bekliyor.   
Behzat: Hadi kardeşim adamlar kaçacak.
Fahri: Behzat haklı basalım içeriyi.
İlyas: Enişte, Zafer siz arkaya. Diğerlerimiz önden giriyoruz.
Enişte: Takip et beni Zafer.
İlyas: İçerde Alpaslana dikkat edin. Yanlışlıkla şimdi biri sıkar.
Onur: La havle...

(İçerde)

Yaşar: Gelin gelin kimse yok.
İlyas: Hani burdalardı.
Hızır Ali: Ben dedim bi hareketlilik var diye. Kaçmış şerefsizler.
Behzat: Yaşar'ın adamları yanıldı.
Yaşar: Benim kimsesizlerim yanılmaz.
Şunu görüyoruz musun?
Onur: O ne?
İlyas: Ne olacak, silahları da bırakıp kaçmışlar.
Behzat: Alpaslanı da götürdüler mi acaba.
İlyas: Yeğenim!!! Alpaslan!!!!
Hızır Ali: Kuzen!!!

Alpaslan: Burdayım amca.

İlyas: Alpaslanın sesi.
Onur: Şuradan geldi ses.
Yaşar: Dikkatli gir İlyas. Bunlar Alpaslanı bırakıp kaçtılarsa bomba düzeneği kurmuş olabilirler.
Behzat: Doğru söylüyor.   
İlyas: Ne varsa var ben giriyorum.

Alpaslan: İlyas amcam.
İlyas: Alpaslan, iyi misin yeğenim. 
Alpaslan: İyi sayılırım.
Onur: Çok şükür.
Fahri: Seni kaçıranlar nerde Alpaslan.
Alpaslan: Kaçtılar abi.
Behzat: Bu yüzünün hâli ne Alpaslan?
Alpaslan: Misafirperver değillerdi abi.
Yaşar: Aslan gibi ya birşeyi yok.
İlyas: Kimlerdi yeğenim bunlar.
Alpaslan: Amca anlatsam inanmazsınız.
İlyas: Niye ki?
Alpaslan: Bi gidelim şurdan kendime bi geleyim uzun uzun anlatırım.
Onur: Doğru söylüyor adam yeni işkenceden çıktı dinlensin kendine gelsin eşiyle hasret gidersin. Hadi girin koluna. Arabalar hemen kapının önünde Alpaslan dayan biraz oraya kadar.
Alpaslan: Eyvallah abi.
İlyas: Enişteyle, Zafer neredeler?
Behzat: Arkayı tutsunlar diye gönderdin ya.
Hızır Ali: Ben haber edeyim onlara.
Yaşar: Siz geçin ben haber ederim. Alpaslanın koluna gir sen Hızır Ali.
Hızır Ali: Tamam abi. Hadi kuzen.

(Arka Kapıda)

Zafer: Enişte acaba diyorum içeriye mi girsek.
Enişte: Niye Zafer?
Zafer: Reisleri tuzağa düşürmüş olmasınlar. Hiç silah sesi de gelmedi.
Enişte: Bu beni de tedirgin etti ama İlyas burayı tutmamızı söyledi. Yerimizi terk edersek dilinden düşürmez şimdi.
Zafer: Doğru diyorsun.
Yaşar: Ne yapıyorsunuz burda.
Enişte: Burayı tutuyoruz Yaşar Ağa.
Yaşar: Nasıl tutmak Enişte bu.
Zafer: Niye ki Yaşar Reis bişey mi oldu?
Yaşar: Niyesi şu, adamlar kaçmışlar.
Enişte: O imkansız işte. Çünkü burdan kimse geçmedi bizi yıkmadan da geçemezler zaten Yaşar Ağa.
Yaşar: Başka yerden uzadılar o halde.
Zafer: Alpaslan Reis de mi yok?
Yaşar: O var çok şükür. E hadi gidiyoruz artık.
Enişte: Gidelim Yaşar Ağa. Çok şükür yeğenim iyiymiş.  

SON REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin