43. BÖLÜM

199 10 19
                                    

Hızır Alinin içinde olduğu arabaya mermiler gelmeye başlar. Hızır Ali zar zor arabadan iner ve bagajı açar. Otomatik silahla sıkmaya başlar. Kapıda bekleyen Enişte, Hakan, Ercan da onlara yardım eder ve üç tetikçiyi de öldürdüler.

Enişte: İyi misin yeğenim.
Hızır Ali: Bende sıkıntı yok sizde bişey var mı?
Enişte: Bizde de yok çok şükür.
Mert: Kim bunlar abi?
Hızır Ali: Sizin adamlarınız mıydı bunlar?
Kenan: Ne alakası var.
Hakan: Öyle diyorsun da sizin arkanızdan gelmediler mi?
Kenan: Her bizim arkamızdan gelen bizim adamımız mı olacak.
Hızır Ali: Tamam kes! Yukarda bunun hesabını babana da soracam. Mert telefon arabada kaldı getir bana.
Mert: Tamam reis.
Hızır Ali: Toplantı başlayalı çok oldu mu Enişte?
Enişte: Herkes yeni geldi sayılır.
Mert: Abi telefon açık kalmış.
Hızır Ali: Alo, ben iyiyim anne.
Ceylan: Oğlum o sesler neydi?
Hızır Ali: Sizin dediğiniz gibi birileri tuzak kurdu.
Alpaslan: Tanıdık birileri miydi?
Hızır Ali: Yok daha önce görmedim. Hepsini geberttik sıkıntı yok. Şimdi toplantıya geçmem lazım sonra görüşürüz.

Hızır Ali yukarı çıkar korumalar kapıyı açar ve toplantının yapılacağı yere girer.

Ünal: Dışardan gelen sesler de ne?
Hızır Ali: Kendini bilmez üç beş it bana tuzak kurmuşlar.
Behzat: Ne tuzağı Hızır Ali?
Hızır Ali: Onu ben değil Necati açıklayacak.
Haşmet: O ne demek öyle?
Hızır Ali: Bana tuzak kuranlar bunlarla beraber gelmişler.
Durmuş: Bana emanet edilen birine kimse tuzak kuramaz. O tuzağı onun başından aşağı geçiririm.
İlyas: Burda bu kadar adam senden bir açıklama bekliyoruz. Ne bu rezillik?
Necati: Şimdi şöyle, o adamlar bizim arkamızdan geldiler burası doğru. Lakin onlar benim adamım değiller.
Yaşar: O ne biçim iş öyle. Benle gel ama adamım olma nasıl olacak.
Necati: Cemal Bey, sende masanın bir üyesisin orda güvenliğini ben  sağlıyorum dedi peşimden bunları da gönderdi. Onlar neden Hızır Ali'ye saldırdı orasını da bilmiyoruz, amatörlük yapmış birini sağ bırakmamış konuştururduk ve anlardık.
İlyas: Şimdiye kadar böyle bişey yoktu da şimdi niye seni düşünüp peşine adamlar takmış.
Necati: Onu Cemale sor İlyas bana değil.
İlyas: Soracam sen hiç merak etme ondan sonra da gözünün önünde öldürecem.
Ünal: Tamam beyler kesin didişmeyi. Masanın konusu kıymetli ortağımız Ahmet'in vefatı ve ondan sonra ki düzen ve işleyiş.
Onur: Evet gelelim Ünal bey. Kime hesap soruyorsak soralım. Kime sıkacaksak da sıkalım.
Hızır Ali: Abi Özcan şuan annemlerin elinde, ordan bir sonuç çıkmış olabilir.
Behzat: Ben yine hesabı Necatiye soralım derim. Selim sonuçta hain. Bunların yanında Cemal var o zaten Amerika'nın adamı değil mi hepsi onların başının altından çıkıyor.
Tipi: Aynen dadaş.
Necati: Ben şuan herşeyi geride bırakıp da kendi başıma geldim. Eğer ki onlarla ilgili kanıtınız varsa buyurun öldürün eğer yoksa bunlar boş bir söz hükmündedir benim için.
Yaman: Olur da Cemali, seni ve diğerlerinin iş birliği yaptığını görürsek öldürebiliriz yani.
Yavuz: Özcan'ı da zaten o Cemal kendi tarafına çekmiştir.
Necati: Özcan zaten uçan balon. Rüzgar nereye eserse o da oraya gider.
İlyas: Ben şunun haberini vereyim burada, ne Onur abisinin katilini bulduğunda affeder. Ne de biz az önce Hızır Aliye yapılan tuzağı affederiz.  Gerekli cevapları vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Durmuş: Tabi veririz İlyas, biz ki  Karadenizliyiz. İntikam ilk sırada bizim için.
Yavuz: Hızır Ali, Hamdi Baba merak ediyor Özcan'ı öldürdün mü?
Hızır Ali: Niye merak ediyor ?
Yavuz: Niye olacak, Özcandan daha çok çalacaktı.
Hızır Ali: Öldürmedim.
Haşmet: Sen ne düşünüyorsun Tosi?
Tosi: Hayretler içinde dinliyorum herkesi.
Behzat: Görüyorsun demi Tosi, ihanet edenlere neler yapılıyor.
İlyas: Görür görür herşeyin farkında.
Ünal: Toplantı bitmiştir. Herkes masaya ve kurallara aykırı bir harekette bulunmasın.

Necati toplantıdan çıkar oğlunun yanına doğru yürür. Yanına geldiğinde duyulmaması için iyice yanına yaklaşır.

Necati: Öldüremediniz lan bir tane adamı.
Kenan: Baba hiç sorma.
Necati: Neyi sorma lan neyi sorma size eksik iş yapmayacaksınız demedik ki.
Kenan: Baba sanki buna biri haber gitmiş gibiydi.
Necati: O ne demek öyle?
Kenan: Valla öyle baba, hazır gibiydi bir anda ne oldu ne bitti alaşağı etti Cemalin tetikçilerini.
Necati: Yürü lan yürü gidiyoruz.

SON REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin