003

909 93 283
                                    

"Chrissy?! Burada ne yapıyorsun?! Bu... Kan mı? Yaralı mısın?"

Koşarak Chrissy'nin omuzlarını tuttum. Titeyerek ağlıyordu. Gözlerimin içine o büyük parlak gözlerini dikerek baktı. Gökyüzünden düşen yağmurlar gibi sırılsıklamdı. Ben ise dehşete düşmüştüm. Onu bir şey mi yaraladı? Ne oldu? Delirmek üzereyim.

"Tamam hadi gel, gel elini yüzünü temizleyelim. Sakinleş. Bana neler olduğunu anlat."

Bir şey demesine izin vermeden koluna girdim ve ne olur ne olmaz diye cebimdeki mendille yerdeki kanlı bucağı tutarak yanıma aldım.

Chrissy'i yaşamakta olduğum yalnız kale dediğim kötü karavanıma getirdim. Ortalık darmadağandı fakat bunu düşünecek durumda değildim. Şu an tek düşündüğüm onun iyi olmasıydı. Koltuğa oturdu ve tek kelime etmeden ağlamaya devam etti. Ona su verdim ve yanına oturdum. Hiçbir şey demiyordum. Hatta ona bakamıyordum bile. Belki de ne demem gerektiğini bilmiyordum. Ben tesellide iyi değilim.

Bir anda vücudumu bir buz gibi his sardı. Chrissy bana sarılmış omzumda ağlıyordu. Senelerdir hayalini kurduğum bu şeyin bu şekilde gerçekleşeceğini tahmin edemezdim. Keşke o iyi olsaydı ama bana sarılmasaydı. Benim de ona sarılmaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu. O sakinleşene kadar bekledim.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama artık akşam olmuştu. Uyuya mı kalmıştım? Yoksa uyanmak istemediğim bir rüyadan mı uyanmıştım? Derken Chrissy'nin artık kollarım arasında olmadığını gördüm. Panikle ayağı kalktım ve karavandan çıkmak üzereyken odamın kapısının açık olduğunu gördüm. Korkar adımlarla odaya doğru girdim. Orada oturuyordu.

"Ben..."  dedi. "Ben sanırım çok kötü bir şey yaptım."

Yanına yaklaştım ve oturduğu yerin önüne çömeldim.

"O bıçak... Naptın sen Chrissy?"

Gözlerini yerden ayırmıyordu.

"Bilmiyorum. Ne olduğunu hatırlamıyorum. Okuldaydım. Sonra bir anda kendimi orada, ormanda buldum. Ne oldu hatırlamıyorum."
Hatırlamıyorum."

Bu sırada, bomba düşmesinden farksız bir şekilde kapının çaldığını duydum.
Dışarıda bir ya da iki kişi vardı. Belki daha fazla. Fakat aralarından birinin sesini tanıyordum. Jason.

"Seni ucube! Aç şu kapıyı! Lanet olasıca içerde olduğunu biliyorum!"

Chrissy hâlâ tepkisiz oturuyordu. Ona sessiz olmasını işaret ederek odadan çıktım ve kapısını kapattım. Kapıyı açmadan önce derin bir nefes aldım.

Sahte gülümsememi yüzüme yerleştirdim.

"Ne var saman kafa? İnsan evinde rahat edemeyecek mi?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ne var saman kafa? İnsan evinde rahat edemeyecek mi?

"Nerede o? Chrissy nerede?"

"Neden havaalanına gitmiyorsun? Şu an senin gibi biriyle olduğu için kaçıyor olmalı."

Eddie Munson || The HellfireWhere stories live. Discover now