12- Miş Gibi

516 47 4
                                    

"Anne!" diye tısladım. "Beni nasıl bir çıkmaza soktuğunun farkında mısın?"

"Hayır, ben sadece... Anlamıyorum. Apartman sadece üç katlı ve on beş kişi nasıl gelebiliyor?"

"Bunu bize mi soruyorsun cidden?"

"Kenan'ı ve seni özel bulmuş olmalılar. Yoksa bu kadar çabuk..."

"Anne! Şimdi Kenan'ı da zor durumda bıraktık. Onun da özel bir hayatı var. Of ya! Nasıl çıkacağım bunun içinden." Bir elimi belime koyup diğeriyle saçlarımı geri aldım oflayarak.

"Sakin ol kızım. Bir yolunu buluruz elbet."

O sırada zil çaldı. Sude büyük bir hızla kapıyı açınca ikinci bir çıkmaza daha girdim.

"Kenan'ı mı aradı?"

Kenan elindeki poşetlerle birlikte mutfağa yanımıza geldi.

"Annen, Kenan'ın markete bir şeyler almaya gittiğini söyleyince gitmek bilmediler. Ben de gelirse giderler diye düşündüm."

"Aferin kızım." Annem Sude'nin sırtını sıvazladı. Sessizce onlara çıkıştım.

"Gelin kaynana toprağından olurmuş sözünü de kanıtlamış olduk. Sıradaki ne? Çocuğu ne zaman yapacağımızı mı konuşacağız teyzelerle? Bu kadar yeter! İçeri girip her şeyi söylüyorum."

Her biri ayrı bir yerimden tutup beni durdurdu. Aynı anda konuştular.
"Şimdi olmaz!"

Babam işe gitmeseydi keşke. Beni bir tek o kurtarabilirdi. Fatih de babamı bırakmaya gitmiş ve henüz dönmemişti geri.

"Bade kızım, damat beyi gördük sanki."

İçerideki teyzelerden biri seslendi bana. Allahım nasıl bir apartmana düşmüştüm ben böyle.

Kenan'a baktım. Duruşu, gülüşü, gözleri... Yine beynim ağır çekim moduna almıştı onu.

"Bade! Bade!" Dalıp gittiğim yerden annemin sessiz fısıltısıyla sarsılarak ayrıldım.

"Hadi!" Annem uyarırcasına gözlerime baktı.

"Tabi siz gülün. Burada yaşayacak olan benim."

İçeri geçtiğimizde dördümüz ayakta tüm gözler bizdeydi.

Kalbimin yerinden çıkacakmış gibi çarpmasına aldırmadan Kenan elimden tuttu. Bayılacakmış gibi terler akıyordu içime. Sıkılarak annem ve Sude'ye baktım.

Yetmiyormuş gibi bu defa bir elini belime koydu. Daha samimi olduk. Kıpırdanıp aramıza mesafe koymak istediğim sırada ise sıkıca tuttu belimi. Gerçekten bayılmak üzereydim. Sonunda Sude bunu fark edip imdadıma yetişti.

"Badecim sen lokumları dağıt istersen."
Elime cam kaseyi tutuşturdu. Kenan'a baktım. En az benim kadar kızarmıştı ve acı çekiyormuş gibi bir yüz ifadesi vardı.

"Kenan oğlum da Sude kızım gibi polis."
Annem yalancı damadını överken tıpkı gerçekmiş gibi konuşması sinirimi bozuyordu.

Teyzeler aralarında fısıldaşıp hayranlıkla Kenan'a bakmaya devam ettiler. O an Sude'ye hak verdim. Bu teyzeler almak istediklerini almadan bu evden gitmeyeceklerdi.

"Ne güzel." Her biri ayrı ayrı mırıldandı. Tüm herkese lokum dağıtıp cam kaseyi içerideki masanın üzerine bıraktım ve orada beklemeye başladım.

Mesleklerinin zorluğunu bildikleri, gece nöbetlerinde bana göz kulak olacakları, aklının bende kalmamasıyla ilgili bir çok tavsiye aldı Kenan, komşu teyzelerden.

Görevimiz Mutluluk 2Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon