21- Yüzleşme

698 43 12
                                    

Bu bölüm de üçüncü ağız ile yazılmıştır. Keyifli okumalar...

Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı durdu. Bade gittiğinden beri herkes kabuğuna çekildi, güneş üzerlerine doğmaz oldu. Kutuplardaki gibi daimi gece moduna geçmişlerdi sanki. Hiçbir şey yeterince zevkli, eğlenceli veya mutluluk verici değildi. Hiçbir şeyin eski tadı yoktu.

Üzerlerine doğru gelen dev dalgalarla dolu azgın bir okyanusta çırpınıp dururlarken bir anda durulmuştu her yer ama o boğuşmaya o kadar çok alışmışlardı ki hayatın renkli olan kısmı gitmiş, siyah beyaz hali de sıkıcı ve boş geliyordu. Bu da haliyle her birinin bocalamasına sebep oluyordu.

Sude'nin karnının büyümesiyle birlikte yaptığı herkese göre gereksiz ama Sude'ye göre oldukça önemli olan erken bebek alış verişleri bile kimsenin dikkatini çekmiyordu. Düşündükleri tek şey Bade'ydi. Sude bu duruma içten içe gıcık olsa da Bade dokunulmaz olduğu için azıcık bile serzenişte bulunamıyordu. Bir gün patlayacaktı ama kime ve ne zaman, onu tam kestiremiyordu.

"Bade arıyor." Sevdiye büyük bir heyecanla eşini çağırdı. Daha telefonu açmadan gözleri yaşlarla dolmuştu.

"Ben çıkıyorum." dedi hemen Sude. Ailenin Bade'yle konuşurkenki dramı sinirlerini daha çok bozuyordu.

"Nereye?" Fatih'in bu kadar da mı saygın yok bakışlarıyla birlikte sorduğu soru karşısında Sude'nin sinirleri daha da zıplamıştı.

"Midem biraz kötü. Hava almak istiyorum."

Neyse ki hamileydi ve bahane bulması için uzunca düşünmesine gerek yoktu. Fatih ayağa kalkıp annesine sarıldı ona destek olurcasına. Ardından babasıyla tokalaştı.

"Görüşürüz. Bizim de selamımızı söyleyin."

Babası bir ona bir Sude'ye baktı. Aslında tüm olayın farkındaydı da görmezlikten gelmek işine geliyordu şimdilik. Bade yanlarına döner dönmez bu işe de bir çözüm bulacaktı.

Oğluyla seni anlıyorum dermiş gibi bakıştıktan sonra onlar giderken eşine geri döndü.

Sevdiye ağladığını kızına hissettirmemek için derin bir nefes alıp gözyaşlarını geri göndermek üzere kirpiklerini kırpıştırdı. Kocası ise şefkatle bir kolunu onun omzuna atıp gövdesine yasladı başını.

"Hadi bekletme."

"Tamam." Nazikçe gözyaşlarını silip telefonu öyle açtı Sevdiye.

"Alo, anne..." Bade'nin sesini duyar duymaz az önce gönderdiği gözyaşları ılık ılık akmaya başladı yanaklarından. Cevap veremeden cümleler boğazına dizildi. Telefonu kocasına uzatıp arka odalardan birine geçti hızla. Babasının yufka yüreği de kızının sesine kayıtsız kalamadı. Karısı içeride sesli sesli ağlayarak gözyaşları dökerken kendisinin sessizce dökülüyordu gözyaşları.

"Kızım..."

Ağladığını ona belli etmemeye çalışsa da sesi hemen onu ele veriyordu.

"Baba..." Bade'nin de sesi titredi. "Sizi çok özledim."

Telefonu kendinden uzaklaştırıp bir süre ağladıktan sonra öyle konuştu babası.

"Nasılsın? Her şey umduğun gibi mi? Bir şeye ihtiyacın var mı?"

Ona böylesi habersiz gittiği için çok kırgın olsa da kıyamıyordu ilk göz ağrısına.

Görevimiz Mutluluk 2Where stories live. Discover now