16 | Bandits Of Love

1.3K 153 269
                                    

|Anlatıcı Bakış Açısı|

Bir gencin hissedebileceği en yoğun sevgiyi hissediyordu yüreğinin orta yerinde. Bu başta kabul edilebilir gibi gelmese de gittikçe daha da bağlanmıştı ona.

Şimdiyse korku vardı, korkuyordu.

Ona göre normalde asla pişmanlık duymaması gereken bir 'hata' yapmıştı ve şimdi kara kara düşünüyordu. Tek başına düşünmekten kafayı yiyecekti, bu yüzden soluğu en yakın arkadaşının yanında aldı.

Hyunjin sırtını koltuğa verip dirseğini dizine yasladı ve yanında dakikalardır sessizce oturan Felix'e döndü. İki gündür böyle çatık kaşlarla geziyor, yüzü adam akıllı gülmüyordu. Sue'yi anlık bir cesaretle öpmeyi hep hayal etse de arkasını dönüp gitmesini beklemiyordu. Kalbi kırılmıştı ama dahası onu kazanmak istiyordu. Deli gibi seviyordu çünkü; kelimenin tam anlamıyla.

"Ne yapacaksın şimdi?"

Hyunjin'in sorusu ile dış dünyaya döndü Felix, kuruyan dudaklarını ıslattı. Düşünmekten başı ağrımıştı.

"Bilmiyorum... Aklımda bir şey var ama, ondan da emin değilim yapabilir miyim..."

"Neymiş o?"

"Changbin, Yoko için bir şarkı yazmıştı. Yoko'nun şimdi şarkıyı dinlemediği tek bir gün bile yok. Bu sayede bir araya geldiler. Eğer ondan yardım alabilirsem..."

Hyunjin buruk bir tebessüm sundu, "Camının altında serenat mı yapacaksın?"

"Dalga geçme oğlum, anlamlı bir şey olsun istiyorum!"

Hyunjin sessizce gülüp kafasını salladı. Aklına takılan şeyle kaşları çatıldı, "Bir dakika lan, ne alaka Changbin? O şarkı mı yazıyormuş?"

"Öyleymiş. Yoko'yu darladım anlatması için ama sadece rap yaptığını ve kendine ait besteleri olduğunu söyledi. Ki bana kalırsa Changbin bundan daha fazlası."

"Vay be..." diye mırıldandı Hyunjin, "Gerçekten de tam Yoko'nun tipi."

Felix kafasını salladı. Hyunjin biraz daha ona dönerek, "O zaman hemen git yanına. Madem bu kadar kafaya takıyorsun, bir an önce hallet. Şarkı yapmak öyle kolay iş değil belli ki."

"Bunun işe yarayıp yaramayacağını bilmiyoruz ki Hyunjin... Ya daha kötü olursa?"

"E denemeden bilemezsin."

Felix derin bir iç çekti. Zaten aklına gelen başka bir şey yoktu. Sue'ye iki gündür ulaşamıyordu bile, nasıl düzeltebilirdi ki durumu başka türlü? Bugün kursa gitmeden önce Changbin ile konuşsa iyi olurdu.

"Ya sen? Gahyeon ile bir ilerleme yok mu hala?"

Hyunjin başını geriye atıp koltuğa yasladı, "Of Felix... Kızın yüzünü gördüğüm mü var ki ilerleme olsun?"

"Koca yaz tatilinde hiç mi karşılaşmadınız?"

Kafasını iki yana salladı Hyunjin, "En çok takıldığı mekanlara gittim, bir kere bile görmedim. Belki de tatilini başka bir şehirde geçiriyordur..."

"Hyunjin, bir kere reddedildin diye pes edecek biri değilsin sen. Neden Gahyeon'un seni bu kadar üzmesine izin veriyorsun?"

Hyunjin sıkıntıyla iç çekti.
"Ben... Onu unutmaya çalışacağım. Baksana, bana acıdan başka bir şey katmıyor. Elimden geleni yapacağım ve ondan vazgeçeceğim."

Felix bir süre sessiz kaldı, düşünüyordu. Hyunjin'in Gahyeon'a olan sevgisini kendisinin Sue'ye olan sevgisi ile birebir aynı görüyordu. Şimdi Hyunjin vazgeçeceğini söylüyordu ve buna inanmak Felix için çok zordu. Öte yandan üzülüyordu da. Onu Gahyeon ile o kadar çok bağdaştırmıştı ki, ileride olacaklarına çok emindi. Şimdi Hyunjin'in vazgeçiş yoluna sapması Felix'e de çıkmaz sokağın tabelasını gösteriyordu adeta.

Silver | Seo ChangbinWhere stories live. Discover now