Silver | Seo Changbin

32 | Night Guest

Üçüncü Kişi Ağzından Anlatım

3Racha'nın canlı yayında sorulara cevap verdiği gün;

Kayıt bitince üyeler kulise gittiler ve Changbin'in başı işte o zaman ağrımaya başladı. Çünkü menajer de, üyeler de aynı anda üstüne gelmişti.

"Sen delirdin mi Changbin! Kız arkadaşım da ne demek?! Bizi çok büyük bir belanın içine soktun!" menajerin azarlaması ile Chris araya girdi. O da çok sinirliydi Changbin'e, ama her şeye rağmen hala onu koruyordu.

"Hyung tamam, halledebiliriz."

"Nasıl halledelim Chris? Canlı yayındı, herkes öğrendi. Şimdi ne açıklama yapsak boşa!"

Jisung yayına gelen yorumları okuyordu, hepsi Changbin'in açıklaması hakkındaydı doğal olarak. Changbin, menajerin azarına daha fazla sessiz kalamayarak saygısını da bozdu, "Söylediğim şeyin doğru olduğunu sen de biliyorsun hyung!"

"Bunu açıklamak zorunda değildin! Şirket buldu diyebilirdik-"

"Bu yayını Yoko izlemeyecek miydi zannediyorsunuz siz? Zaten yeterince kalbi kırılmışken bir de bu ihaneti mi yapsaydım ona?"

"Bana ne Yoko'dan?! Sen milyonlarca hayranı olan bir rapçisin, o kızın ne önemi var?"

Menajer şimdi çizgiyi aşmıştı. Chan ile Jisung aynı anda panikle menajere baktılar, bunu söylememesi gerektiğini ikisi de biliyordu. Changbin sinirden çenesini sıkarken önünde duran Chan'ı kenara çekip menajerin yakasına yapıştı. Kulisteki çalışanlar hemen onları ayırmak için araya girdiler ama nafile.

"Laflarına dikkat et!"

"Changbin dur tamam!"

Changbin, menajerin yakasını daha sıkı kavrayarak nefessiz kalmasına neden oldu, "O herkesten daha önemli! Senden de, aptal şirketten de!"

Aylardır Yoko'yu görememiş olmanın verdiği acıyla bağırıyordu Changbin.

"Biz daha sizi tanımazken, çıkış hayalleri bile kurmazken o vardı yanımızda. Adımızla ünlü oldunuz ama bu adı o buldu! Anladın mı beni?!" Changbin'in iyice delirdiğini anlayan Chan tüm gücüyle onu çekip kulisin öteki ucuna götürdü. Çalışanlar menajeri dışarı çıkarırken kuliste sadece 3Racha kalmıştı. Jisung da arkadaşlarına yaklaşıp Changbin'in yanına oturdu.

Chan, öfke içinde oturan Changbin'in kollarından tutup onu sakinleştirmek için bir şeyler söylüyordu. Ama Changbin zapt edilecek gibi değildi. Yavaş yavaş durgunlaşmıştı.

"Lan adam nereden bilsin Yoko kimdir, senin için önemi nedir? Saçma sapan konuşuyor işte. Sen onu duyma bile. Sadece bu yaptığının sonuçlarını düşünmemiz lazım. Başkana ne diyeceğiz Changbin?"

"Umurumdaymış gibi bir ifadem mi var?"

Jisung, "Umurunda olsun abi olsun! Bak biz çıkış yapalı birkaç ay oldu sadece ve çok iyi ilerliyoruz. Aileni düşün! Sana inanmıyorlardı ama sen başardın. Şimdi böyle skandallarla gündeme gelirsen babanın kazanmasına izin vermiş olacaksın. Her şeyden önce Yoko'yu düşün be oğlum! Ya o kız linç edilirse bundan dolayı?"

Changbin endişeyle Jisung'a baktı, "Olabilir mi öyle bir şey?"

Chan, "Yani... Sonuçta kıskanç ve sasaeng fan çok. Yoko'yu bulmaları zor olmaz, tabii sen bundan sonrasına dikkat edersen."

Changbin derin bir of çekerek eliyle yüzünü sıvazladı, "Her geçen gün daha da boka batıyorum... Onunla konuşmam gerek."

"E konuş kardeşim! Seni tutan mı var? Çık karşısına, geberene kadar af dile." diye gaz veren Jisung'a karşı Changbin gözlerini devirdi, "Kolay mı zannediyorsun? Kızın koruması gibi çevresi var. Ailesinden kaçsam arkadaşlarına yakalanırım!"