XXXV. MİDNİGHT

11.7K 980 91
                                    








Taylor Swift - Wildest Dream


🥂


Aynadaki yansımama bakarak tebessüm ettim.

Üzerime geçirdiğim kahverengi pantolon, çizme ve beyaz kazak ile güzel gözüküyordum. Tek omzumu açıkta bırakan kazağı çekiştirerek düzelttim. Altın rengi küpelerimi ve saatimi taktıktan sonra düzleştirdiğim saçlarımı taradım. Dudak parlatıcımı tazeleyip ceketimi ve çantamı aldıktan sonra aşağıya indim.

Mutfağa girip kendime su doldurduğumda Pars'ın gelmesini bekliyordum. Beni beş gibi alacağını söylemişti ve on dakika içinde burada olmalıydı.

Randevuya çıkacaktık ki bu fazlasıyla garipti.

Birkaç ay öncesi ne halde olduğumuzu düşünerek tebessüm ettim. Hayatım her daim hiç tahmin etmediğim bir doğrultuda evriliyordu. Pars Arıkan ise olasılık dışı gibiydi. Gerçekleşmesini asla beklemediğim ama gerçekleştiğinde yokluğunu hiçbir zaman kabullenemeyeceğim bir şeydi bu.

Kalçamı tezgâha yaslayarak elimdeki telefona baktım. Dakikalar geçmek bilmiyor, tarifsiz bir heyecan kanıma sızarak beni etkisiz hale getiriyordu.

Kapının açılma sesini işittiğimde saniyeler içinde görüş açıma giren adam ile tebessüm ettim. Babam beni fark ederek mutfağa adımladı. Yüzünü ele geçiren gülümsemeyle boynundaki lacivert kravatı genişletti.

"Mira, nereye gidiyorsun?"

Bakışlarını üzerimde dolaştırarak sarf ettiği soru karşısında kuruyan dudaklarımı dilim ile hafifçe ıslatıp ona pembe bir yalan söyledim. "Kızlarla buluşacağım."

"Geç kalma." Dedikten sonra tezgâhın üstündeki su şişesini aldı. "Bu arada seni gördüğüm iyi oldu. Yarın ufak bir davet veriyorum. Yeni bir anlaşma imzaladık. Hem onu kutlar hem seni insanlarla tanıştırırım diye düşündüm."

Başımı sallayarak tebessümümü korumaya çalıştım. "Tamam, bana uyar."

Her ne kadar babamın iş arkadaşlarıyla çevrili bir partide vakit öldürmek istemiyor olsam da arkadaşlarımın ve ailelerinin de geleceğine emindim ki bu bana güç veriyor, o kadar da kötü olamaz diye düşündürtüyordu.

"Randevun nasıldı?"

Sözlerim ile babamın gülümsemesi genişledi. Bana çekingen bir bakış attığında ona cesaret vermek istercesine tebessüm ettim. Babamın başka bir kadın ile görüşmesi beni sadece mutlu ederdi. Annem ile yaşadıklarını ilk elden gözlemlemiş ve deneyimlemiştim. O ikisi arasında umut yoktu. Açıkçası olmasını da istemezdim.

"Gayet güzeldi." Diye yanıtladı sorumu. "Bütün bakışları üzerimize çektik ama bu beklediğim bir şeydi. Nergis'in gerilmemesi ve iyi vakit geçirmesi de beni mutlu etti."

"Sevindim."

Telefonuma gelen bildirim sesiyle yaslandığım yerden ayrılıp tezgâhın üstünde duran çantamı aldım. Kahverengi çantayı omzuma asıp çıkışa doğru yönelmeden önce babamın yanağına bir buse kondurdum. Onu ardımda bırakıp evden çıktığımda bahçede aceleyle adımladım. Pars beni az ileride beklediğini söylemişti. Dedesinin bizi görme ihtimalini sıfırlamaya çalışıyordu ve bu benim için sorun değildi. En son istediğim şey, Mehmet Alaz ile iletişim kurmaktı.

Evimin bahçesinden çıkıp sokağın sonuna doğru adımladım. Pars'ın spor arabasını bulmayı beklediğim yerde görünce yüzüme yerleşen tebessüme hâkim olamadım. Beni randevuya çıkaracağını söylemişti lakin ne beklemem gerektiğini bilemiyordum. Daha önce sadece birkaç kez randevuya çıkmıştım ve hepsi de gündelik bir buluşmadan ibaretti. Sadelikle bir zorum yoktu ama söz konusu Pars olunca bu ihtimal bana olasılık dışı geliyordu.

RAKİPWhere stories live. Discover now