X. GEÇMİŞİN KORKUSU

30.7K 1.9K 352
                                    






Ari Abdul - Babydoll
RAC - High Enough
Sabrina Carpenter - Skin

🥂

Çarşamba gününün yoğunluğu bedenimi tükettiği için okul çıkışı doğruca eve geldim. Eşyalarımı odanın bir köşesine fırlatıp üstümü değiştirdiğimde kendimi direkt yatağıma attım.

Güne güzel ve enerjik başlamıştım lakin şu an o enerjimi zerre kadar hissetmiyordum.

Yatağın içinde yuvarlanıp yastığıma sarıldım. Aralık duran kapıdan giren Karamel ile yüzümde bir gülümseme peydahlandı. Tatlılık abidesi küçük köpek yatağıma sıçrayıp büyük kahverengi gözleriyle bana baktığında yavaşça başını okşadım.

Dün onun yüzünden çapraz ateşin arasında kalmıştım. Beni yakan asıl kişi Pars olmuştu zira bakışlarındaki tedirginliği hissedebilmiştim. Sanki içinde bulunduğumuz durum en çok onu rahatsız etmişti.

Anlayamıyordum, neden tedirgin olmuştu ki?

Karamel üzerime sıçrayıp siyah şortumun kenarlarını çekiştirmeye başladığında gülümsedim. Sabah kahvaltısında babaannem ile sohbet etme şansım olmuştu ve bana oldukça sıcak bir şekilde yaklaşması istemsizce mutlu hissetmemi sağlamıştı. Babaannem ve Ayaz ile gerçekten güzel bir saat geçirmiştim. Günden güne daha iyi fark ediyordum ki içimdeki küçük kız aile özlemiyle yanıyor, gördüğü en ufak ilgi de mutlu oluyordu. Bu kadar aciz olmaktan hoşlanmıyordum lakin elimde değildi. Bir tarafım her daim sevgi dileniyordu.

İlerimde duran telefonu alıp ekrana baktığımda yüzüm asıldı. Neredeyse bir aydır annem ile konuşmuyor, sesini duymuyordum. Ona olan öfkem azalmıştı lakin geçmiyordu. Beni terk edişini sindiremiyordum. Onu aramamak adına kendim ile savaşıyor, yenilmemek adına direniyordum.

Bilgisayarımdan yayılan melodiyle hafifçe doğruldum. Poyraz'ın görüntülü araması ekranda yanıp söndüğünde yüzümdeki gülümsemeyle yataktan kalkıp aramayı yanıtladım. Görüş alanıma giren kişiyle anında kendimi daha mutlu hissetmeye başladım.

"Hayat enerjin beni benden aldı."

Poyrazın sesi ruhumu şenlendirdi. Bir bakışıyla hemen içinde bulunduğum kederi görebilmişti. Bazen gerçekten Poyraz'ın ruh eşim olduğunu düşünüyordum. Beni her koşulda karşılıksız seven, koruyan, bir bakışımdan düşüncelerimi anlayan belki de tek kişiydi.

"Üzgünüm Poyraz Bey. Bugün pek palyaçoluk havamda değilim." Yüzümü buruşturdum ve arkama yaslandım. Karamel kucağımda mayışırken ellerim üzerinde geziyor, varlığı beni sakinleştiriyordu. Poyraz elindeki kolayı diktikten sonra bana döndü. "Seni neşelendirmek için ne yapabilirim?" Sorusu üzerine yüzüm biraz daha asıldı. "Burada olabilirsin."

Ona gerçekten ihtiyacım vardı. Bu ara istediğim belki de en büyük şey Poyraz ile sahil kenarında oturup saatlerce sohbet etmekti. Eskiden her hafta sonu yaptığımız, bazen bana sıkıcı gelen bu ritüeli bu kadar özleyeceğimi tahmin bile edemezdim.

Poyraz'ın gülümsemesi de yavaşça tebessüme dönüşürken çocuk gibi davrandığımın farkındaydım.

"Sınav dönemindeyim, güzelim. Yaza kadar gelmem mümkün değil." Poyraz yüzündeki tebessüm ile konuştu. "Neden sen gelmiyorsun? Bildiğim kadarıyla sınavların daha başlamadı."

Doğruydu, sınavlarım daha başlamamıştı lakin İzmir'e gitme gibi bir ihtimal söz konusu bile değildi. Evet, Poyraz'ı özlüyordum lakin İzmir benim için ölü bir şehirden farksızdı artık. Eğer Poyraz'da olmasa orayı haritadan silmek isterdim.

RAKİPWhere stories live. Discover now