VII. YASAK AŞKIN TEMELİ

35.5K 2.1K 393
                                    





The Weekend - Blinding Lights
Ari Abdul - Taste
Ruella- War Of Hearts

🥂


Karanlık geceyi esiri altına alırken gökler deliniyor, şiddetli yağmur bütün şehri ele geçiriyordu.

Cama vuran yağmur damlaları zihnimde yankılandı. Karşımda uzanan deniz bütün şiddetiyle sahile vuruyordu. Sabahki güzel havayla büyük bir ironi oluşturan kasırga endişeyle dudağımı ısırmama neden oldu. Gökyüzünü saniyelik bir zaman diliminde ikiye bölen beyaz şimşek ile bir iki adım gerileyip camdan uzaklaştım. Böyle havalardan korkmak için fazla büyük olduğumun farkındaydım lakin gök gürültüsü oldum olası hoşuma gitmezdi. Yatağıma oturup dizlerimi karnıma kadar çektim. Mavi gözlerim karşımdaki manzarada dolaşıyor, tedirgin hissetmeme neden olan düşüncelerim gün yüzüne çıkıyordu.

Hava koşullarından dolayı bu akşam katılmamız gereken davet ertelenmişti. Yarın gece davete katılacak cumartesi sabahı otelden ayrılacaktık. İtiraf etmeliydim, her şeyden uzak bir hafta geçirmek oldukça iyi gelmişti. Annem ile hala konuşmamıştım ve araya zaman girdikçe hem onu daha çok özlüyor hem ona daha çok kızıyordum. Düşüncelerim kadar anlamsız duyguların içine hapsolmuştum. Babam ile gerçekleştirdiğimiz geçen günkü konuşmadan sonra bir daha iletişime girmemiştik ki bu benim için bir artıydı. Bana adım attığını görebiliyordum. Çaba sarf ediyor, konuşmaya iletişim kurmaya çalışıyordu lakin yaptığı her hareket bana samimiyetten oldukça uzak geliyordu. Yıllarca onsuz bir hayat sürmüş, yeri geldiğinde yokluğunda ağlamış ve defalarca kez onu aramayı düşünmüştüm fakat yapamamıştım. Kabullenemediğim çok şey vardı. İçimde parçalanan ve tamir edilemeyeceğine emin olduğum hayal kırıklıklarım bünyemde sonsuz bir yer edinmişti.

Önüme gelen saçlarımı geriye savururken odanın içinde yankılanan gök gürültüsü titrememe neden oldu. Yıllarca kendimi yalnız hissetmiştim. Annem fazlasıyla meşgul biriydi. Özellikle üç yıldır kendi markası üzerinde gece gündüz çalıştığı için arta kalan zamanlarında benimle vakit geçirmeye çalışmış, çoğu zaman evde kendi başıma zaman geçirmiştim. Çok fazla arkadaşım olmadığı için Poyraz ne zaman müsaitse o zaman onun ile görüşür, plan yapardım.

En yakın arkadaşım, sevgi ve birlik dolu bir ailede büyüdüğü için yeri geldiğinde onu kıskandığımı hatırlıyordum. İnsan bazen bencilleşiyordu. Belki de bu yüzden şu an içinde bulunduğum insanlar ile bir anda bağlantı kurabilmiş, yakınlaşabilmiştim. Onlarda en az benim kadar kırık görünüyorlar, içlerinde savaşıyorlardı. Belli etmediklerini, boş eğlenceler ile herkesin onlara hayranlıkla bakmasıyla kendilerini kamufle edebildiklerini zannediyorlardı fakat ben görüyordum.

Başak ailesindeki ilgisizlik yüzünden bu kadar değer veriyordu insanlara. Onları korumaya, değerli hissettirmeye çalışıyordu. Ayaz, annesine en ihtiyaç duyduğu dönemlerde ondan mahrum edilmişti. Ergenliğinde bir anne figürü olmamıştı. Belki de bu yüzden kadınlar ile iletişim kurmakta zorlanıyordu. Alara'nın içine hapsettiği sırları vardı. Gözlerinden görebiliyordum. Yaptığı hataların bedelini ödemekte zorluk çekiyordu. Tuna kendini sevdiği kadın tarafından ihanete uğramış hissediyordu. Bu yüzden her gününü eğlenerek geçirmeye çalışıyor, düşüncelerinden kaçıyordu. Bade her zaman neşeli ve mutlu gözükmeye çalışsa da gerçekler ile yüzleşemiyor, duygularını içine hapsediyor, Ayaz ile konuşmuyordu.

Pars ise apayrı bir dünyaydı.

Annesinin gidişiyle kendini kaybetmiş, yitirdiği otokontrolü yüzünden ne yapacağını kestiremeyeceğin belirsiz bir adam haline gelmişti. Kendini her an patlamaya hazır bir volkan olarak tanımlamak ile oldukça doğru bir tespit yapmıştı, gerçekten de öyleydi. İçinde biriktirdiği acıları ne zaman gün yüzüne kavuşturacağını bilmiyordum lakin o gün geldiğinde çok kişinin canının yanacağına emindim.

RAKİPWhere stories live. Discover now