XII. YÜREK YARASINA TUZ

30.6K 1.9K 383
                                    




Lana Del Ray - Dark Paradise

🥂


Cuma günü güneş bir farklı parlıyor, sıcak rüzgâr tenimi yalayarak beni mest ediyordu.

Sırtımı ardımdaki ağaca iyice yaslayıp bacaklarımı kendime doğru çektim. Uzun zamandır tatmadığım bir huzur ile sarmalandığımı hissediyordum. Ruhu dinlendirmek belki de bu denli basitti. Gürültüden uzak, doğayla iç içe olmak istemsizce her insana iyi geliyordu. Dudaklarıma tembel bir tebessüm yerleşti. Zihnimde en sevdiğim şarkılardan biri çalmaya başladığında istemsizce mırıldandım.

Dün gecenin kırıntıları düşlerime sürüklenmeme neden olduğunda derin bir nefes aldım. Pars'ı adeta dizlerimde uyutmuş, bir süre onu izlemiştim. Tuhaf ve dengesiz bir adamdı lakin içindeki merhameti görebiliyordum. Bazen öyle bir şey yapıyor ya da söylüyordu ki bütün düşüncelerimin onun üzerine yoğunlaşmasına neden oluyordu.

Bu durumdan memnun mu şikayetçi miydim?

Emin olamıyordum.

Gözlerimi aralayıp zihnimde yankılanan sesleri susturmaya çalışarak karşımdaki kıza baktım. Başak çimenlere uzanmış, siyah büyük güneş gözlüklerinin ardından etraftaki insanlara bakarken benim gibi mırıldanıyordu. Siyah deri eteği v file çoraplarıyla klasik bir Başak kombini vardı üzerinde.

Saçlarımı geriye savurdum. Bize doğru yaklaşan kız görüş alanıma girdiğinde ise tebessüm ettim. Alara sarı saçlarını dağınık bir topuz yapmış, yüzüne hafif bir makyaj uygulamıştı. Sırt çantasını az ilerimdeki boşluğa attı ve yüzündeki gülümsemesiyle konuştu. "Bu ağacın yakında tabusunu alacağım."

Okullar başladığından beri her boşlukta buraya geliyorduk. Bir nevi hepimizin buluşma noktası haline gelmişti.

Çimenlerin üzerine oturup bağdaş kurduğunda gözlerimiz buluştu. Başak yattığı yerden doğrulup güneş gözlüğünü çıkarıp saçına taktı. Yeşil gözleri hafifçe kısılmıştı. "Bade nerede?"

Sorusuyla gerildiğimi hissettim. Bade'yi bu ara pek göremiyordum. Bunun nedeni bu akşamki parti miydi yoksa zamanının çoğunu Berke ile mi geçiriyordu bilemiyordum. Açıkçası bilmek istediğimden de emin değildim. Küçük kız kardeş tarafım ona Ayaz'a yaşattıklarından dolayı bir parça kızgındı.

Alara hafifçe omuzlarını silkti. "Hiçbir fikrim yok. Bu ara bir şeyler karıştırıyor ama anlamadım."

Başak'ın kaşları çatılırken bakışlarımı kaçırdım. Neler karıştırdığını biliyordum lakin onlara bunu söylemek haddim değildi. Geçen gün restoranda gerçekleşen tuhaf konuşmayı anımsadım. Berke ile Bade birbirini tanımıyor gibi davranmışlardı. Anladığım kadarıyla kimsenin aralarındaki ilişkiyi bilmelerini istemiyorlardı. Derin bir iç çektim. Haklıydılar da. Benim bile Berke ile konuştuğumu görüp mâni olmaya çalışan deli bir Pars varken kardeşini duysa neler yapardı düşünmek dahi istemiyordum.

"Akşam partiye gidecek misiniz?"

Sorusu üzerine Alara'ya döndüm. Geldiğimden beri hayatımda gitmediğim kadar partiye gitmiştim. Poyraz benim ile dalga geçmekte haklıydı. İzmir 'deki evinden günlerce çıkmayıp kitap okuyan, vaktini film izleyerek geçiren o kıza ne olmuştu?

Onu anımsamak bile kendimi tuhaf hissetmeme neden oluyordu. Sanki adım attığım şehir karakterimi de değiştiriyordu. Bunun iyi mi kötü mü olduğu konusunda kararsızdım. Bazen eski sessiz ve sakin hayatımı özlediğimi hissediyor, yalnız kalmak istiyordum. Mavi gözlerim karşımdaki iki kızın üzerinde dolaştı hafifçe. İtiraf etmeliydim ki yalnız kalma isteğim birkaç saat sonra kayboluyordu zira içinde bulunduğum hayatı sevmeye başlıyordum. Hayatımda hiç bu denli kalabalık ve birbirine bağlı bir arkadaş grubunun içinde olmamıştım. Biliyordum, onların sadece iki aydır hayatındaydım fakat lise yıllarını yalnız geçirmiş bir kız olarak varlıklarını benimsemeden edemiyordum. İçimdeki ilgiye ve sevgiye muhtaç küçük kızın beni bu denli aciz bırakması sinirlenmeme neden oluyordu.

RAKİPWhere stories live. Discover now