XXXIX. ÇARPIŞMA ANI

9.9K 847 97
                                    





The Weekend - In Your Eyes
Jay Sean - Ride İt

🥂


Avucumun içine yayılan sıcaklık sayesinde bir nebze olsa da gevşeyebilmiştim.

Dünden beri sinirden kuduruyor, olanları idrak etmekte güçlük çekiyordum. Birinin Berke ile Koray'ın öpüşürken ki fotoğrafını yüz kişilik bir okul grubuna attığına inanamıyordum. Bunu kim yaptıysa kesinlikle karaktersizlikte ayrı seviye de olmalıydı.

Okulda bütün gün, herkes, Koray ile Berke'yi konuşmuştu.

Birkaç kişi Başak'a giderek bunun dedikodusunu yapma cesareti göstermiş ve ağızlarının payını acı bir geri dönüş ile almışlardı. Kimse bana bir şey sormamıştı çünkü bütün gün kim yanıma yaklaşacak olsa onları adeta bakışlarım ile susturmuş ve kaçırmıştım.

Bu muhabbetin acilen kapanması gerektiğini düşünüyordum. Eğer insanlar konuşmaya devam ederse Koray'ın ailesinin durumdan haberdar olacağına emindim. Her ne kadar bunun bir sorun olmayacağını ummak istesem de bunun bir hayal olduğunu biliyordum. Kızlar Koray'ın ailesinin bu olayı öğrenmesi dahilinde kıyameti koparabileceklerini söylüyordu. Bana kalırsa bu kabul edilebilir gibi değildi. Bir anne ve baba, evlatlarını ne olursa olsun sevmeli ve ona sahip çıkmalıydılar.

Okul çıkışı kızlar ile Lara'nın babasına ait olan kitap evine gelmiştik. Hepimizin canı fazlasıyla sıkkın olduğu için yarım saattir hiçbirimiz ağzımızı açıp konuşmuyorduk. Açıkçası ne demem gerektiğini de bilmiyordum. Tek isteğim Koray'ın iyi olduğunu öğrenmekti fakat kendisi telefonlarımızı açmıyordu. Pars evine gidip onu kontrol edeceğini söylediğinde belki hakkında haber alabileceğimizi ummuştum fakat anlaşılan evde değildi. Nerede olduğunu bilmemek beni daha da endişelendiriyordu. Özellikle yine madde kullanabilecek olma ihtimalini her aklıma getirdiğimde boğulacak gibi oluyordum.

Kahvemden büyük bir yudum alıp önümde duran telefonun ekranına baktım. Pars'tan haber bekliyordum lakin hala geri dönüşte bulunmamıştı. Sağımda kalan pencereden dışarıya baktığımda güneşin batmak üzere olduğunu gördüm.

"Biraz daha sessiz kalırsak..." diyerek konuşan Başak'a döndüm. Dişlerini sıkarak kollarını göğsünde birleştirdi. "Çığlık atacağım."

"Düşünüyorum."

Bade'nin sözleriyle Lara gözlerini kırpıştırarak mırıldandı. "Neyi?"

"Bunu kim yapmış olabilir onu."

Başak homurdandı. "Cevap bariz." İşaret parmağını bana doğrulttu. "Mira geçen akşamki davette Evrim'in Berke ile Koray'ı gördüğünü söyledi. Kesin o sürtük yaptı." Sinirle soluklandı. "Bu sefer hiçbiriniz onu elimden alamazsınız. O kızı gördüğüm yerde mahvedeceğim."

"Ama Berke onun yakın arkadaşı."

Bade haklıydı fakat Berke ile Koray'ı kim görmüş ve fotoğraflarını çekmiş olabilirdi?

Özellikle o fotoğraftaki kıyafetleri babamın davetinde giydikleri kombinlerle aynıyken, tek mantıklı cevap Evrim gibi gözüküyordu.

Daha önce de içimizden birini ifşalamıştı.

Kendini tekrarlamış olması muhtemeldi.

İç geçirerek kahvemden bir yudum daha aldım. "Olan oldu artık. Şu an odaklanmamız gereken asıl şey Koray nerede ve nasıl olduğu."

RAKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin