XLI. JULİETİN RÜYASI

10.8K 941 161
                                    






Azealia Banks - Luxury
Azealia Banks - 212
Timbaland - The Way I Are

🥂



Ensemdeki sıcak nefes ile gözlerimi araladım.

Belime dolanan kollar, odama sızan gün ışığı ve bedenimi esir alan sıcaklık ile tebessüm ettim. Güne başlamasının en güzel yollarından biriydi bu. Ardımda yatan Pars uyandığımı hissetmiş gibi beni kendine daha sıkı bastırıp burnunu saçlarımın arasına gömdü. Dün gece uyuya kalmış olmalıydık. Odama girdiğimiz an kapıyı kilitlemek ile doğru olanı yapmıştım. Aksi halde basılabilirdik.

Bileğimdeki saate bakıp neredeyse öğlen olduğunu fark ettim. Pars'ın kolları arasında dönüp onunla yüz yüze geldiğimde uyurken nasıl bu kadar güzel olabildiğini sorguladım. Yanağına ardı ardına birkaç öpücük bırakıp uyanmasını sağlamaya çalıştım.

Uğraşlarım sonucu gözlerini araladığındaysa ona sıkıca sarıldım. "Günaydın, sevgilim." Saçlarımı okşayarak başını boynuma gömdü ve boğuk sesiyle homurdandı. "Günaydın, güzelim."

"Kalkmamız gerek." Diyerek hafifçe geri çekildim. "Ayaz birazdan kapıya dayanır, kahvaltıya gel diye."

Pars doğrulup bana mahmur bakışlar ile baktığında uyku sersemliğinin ne kadar tatlı olduğunu fark ederek kıkırdadım. Şu an onu ısırmak istiyordum. Aniden bunu neden yapmadığımı sorguladım. Kollarımı boynuna dolayıp onu kendime doğru çektim ve yanağını hafifçe ısırdım.

Geriye çekildiğinde sırıtıyordu. "Artık Ayaz'a kahvaltını yaptığını söyleyebilirsin." Diyerek üzerime eğildi ve yanağımı ısırdıktan sonra öptü. "Sıra bende."

Dudaklarımızın buluşmasına sadece bir iki santim vardı ki kapım tıklatıldı. Hızla geriye çekildiğimde Pars'ın sinirle dişlerini sıktığını gördüm. Ardından beklenildiği gibi ağabeyimin sesini duydum.

"Mira, kalk hadi."

Kapıyı birkaç defa daha yumrukladığında bağırdım. "Geliyorum, in sen."

Adım seslerini işittiğimde Pars yataktan kalkarak üstüne çeki düzen verdi. Komidinin üstüne bıraktığı telefonunu alıp ekrana baktığında bende üzerimdeki örtüyü atıp doğruldum. Ona doğru adımladığımda benim ile yarı yolda buluştu ve başını telefonundan kaldırıp tebessüm etti. "Gitsem iyi olacak, bebeğim. Bade mesaj atmış, dedemler kahvaltıya bekliyormuş."

"Sahi deden çok tepki verdi mi?"

Sorum üzerine iç geçirdi. "Emir'i mirastan menetti ama bu zaten beklenen bir şeydi. Sinir krizi geçirmedi desem yalan olur ama bir yandan da dersini almış olmalı ki benim ile arasını iyi tutmaya çalışıyor."

Elbette tutardı.

Pars artık Mehmet Alaz'ın yegâne varisiydi.

"Öyleyse geç kalma." Diyerek parmak uçlarımda yükseldim ve dudaklarına ufak bir buse kondurdum. "Ayrıca deden ile konuşabilir misin?" Başımı yana yatırarak gözlerinin içine baktım. "Babaannemin onu aldattığını neden düşündüğünü merak ediyorum."

"Aklımda." Diyerek eğildi ve benimkinden daha uzun süren bir buseyi dudaklarıma bıraktı. "Bir şey öğrenirsem haber veririm."

Balkona çıkıp her zamanki gibi terasımdaki sarmaşıklardan aşağı indiğinde sağ salim yere varmasını bekledim. Ardından hızlı bir duş alıp üzerime rahat kıyafetler geçirdim ve aşağıya indim. Salona girdiğimde babam ile Ayaz'ın beni beklediğini gördüm. Yüzümdeki gülümsemeyle babama yanaştığımda bakışlarımızı buluşturdum. "Geceniz nasıl geçti, Selim Bey?"

RAKİPWhere stories live. Discover now