3-Alerji

5.7K 190 34
                                    

Koşarak kaçtığım bahçeden gerçekten de mutfağa sığınmıştım. Ben ilgili ve güler yüzlü Önder'i sevmemiştim. Kızgın suratı ve çatık kaşlarıyla çok daha iyiydi.  Sadece bana bağırmasa yeterdi. İletişim kurmak istemiyordum.

Leyla Hanım ve Aslı yemek yaparken Dilekte oturmuş telefon oynuyordu. Dolabın kapağını açtığımda üst rafta gördüğüm çileklerle gözlerim parlarken az önce yarım kalan çilek aşkımı tamamlamaya karar verdim.

"Bu çileklerden yiyebilir miyim?"

Leyla Hanım bana baktı.

"Ev sizin mutfak sizin Gül Hanım. Lütfen bize sormayın. "

O zaman bana afiyet olsun.

Dolaptan çilekleri çıkarttım ve daha önce tabakların olduğunu gördüğüm dolabı açıp içinden bir tabak aldım. Çilekleri içine koydum ve lavaboda yıkadım.

"Hadi gelin hep birlikte yiyelim."deyip gelmelerini bile beklemeden bir tanesini hızla ağzıma attım.

Çok seviyordum. Masaya oturup diğerlerini de zorla başıma toplarken hep birlikte bir tabak dolusu çileği bitirmiştik. İtiraf etmem gerekir ki ben bu işin dozunu fazla kaçırıp herkesten çok yemiştim. Ne yapayım o kadar uzun zamandır yemiyordum ki özlemiştim.

Çilekten sonra herkes tekrar işinin başına dönerken akşam yemeğini birkaç saat sonra yiyeceğimizi öğrenmiştim.

Mutfaktan çıkıp odama girdiğimde yerdeki eşyaların ve Buğlemle birlikte savaş alanına çevirdiğimiz odanın toplandığını gördüm.

Ben biraz dağınıktım. Sürekli topluyor olmak bana göre değildi. Dağıtır dağıtır daha sonra da bir gün her yer iyice batınca kollarımı sıvar,toplamaya başlardım.

Giyinme odasına gidip üzerinde pembe kalplerin olduğu pijamalarımı giydim. Yüzümdeki makyajı sildim ve televizyonu açıp yatağın içine kuruldum. Bugün hiç çizgi film izlememiştim.

Rastgele birini açıp izlemeye başlarken yanaklarımı kaşıdım. Bir anda çok kaşınmaya başlamıştı.

Ormandaki hayvanlar bir piknik düzenlerken ormanın kralının bir aslan olmaması beni gerçekten şaşırtmıştı. Kaşınan ellerimi de hızla kaşıdım ve tekrar yanaklarımı kaşıdım.

Maymun ve kuş ağaçtan meyve toplarken diğerleri de oyun oynuyordu. Bu çizgi filmi pek beğenmemiştim. Daha sonra kanalı değiştirip yenisini açarken bacaklarımı da sarmıştı kaşıntı.

"Öf. Bitlendim mi ben?"diye sızlanırken yeni çıkan çizgi filme baktım.

Sırf Tarih dersi  iyi olmadığı için sürekli dışlanan Gürgen'e hep üzülüyordum. Herkes her derste başarılı olmak zorunda mıydı? Neden kimse onu takdir etmiyordu? İstanbul Muhafızları onu dışlamak yerine takdir etse, onunla birlikte insanlığı kurtaracak harika icatlar yapsalar ne olurdu? Kimse farketmiyor muydu onun dışlandıkça daha da kötü bir insana dönüştüğünü?

Her izlediğimde bu duruma çok sinirleniyordum. Kaşıntılarım artmaya devam ederken bacaklarım ve ellerimdeki nokta nokta oluşan kızarıklıklarla kaşlarım çatıldı

Ne oluyordu?

Ayağa kalkıp aynanın karşısına geçtim. Yanaklarım da kıpkırmızıydı ve her yer nokta nokta olmuştu. Korkuyla merdivenleri inip mutfağa koştum. Sesimle mutfaktakiler bana bakarken korkuyla bakıyorlardı yüzüme.

"Gül Hanım."dedi Aslı şaşkınlıkla. "Siz iyi misiniz? Bu haliniz ne?"

"Bilmiyorum her yerim bir anda böyle oldu. Çok kaşınıyor."derken bir yandan da ellerimi kollarımı kaşıyordum .

GÜL Hanım Onde as histórias ganham vida. Descobre agora