25-Sahte Dost

3.3K 163 55
                                    

Domatesleri kesme tahtasında dikkatlice keserken Nehir,masaya oturmuş benim telefonumdan bir şeyler izliyordu

Sabahın yedisinde garip bir şekilde çok uykumu almış olarak uyanmıştım.

Karnım deli gibi açtı. Herkes uyuyordu ve ben becerebildiğim kadarıyla kahvaltı hazırlamaya çalışıyordum.

Bilmediğim bir evde ne tepkiyle karşılaşacağımı bilmeden dolabı karıştırdığım için kendimi kınıyorum fakat guruldayıp duran karnıma da daha fazla dur diyemedim

"Gül, tost."dedi Nehir. Tosta bayılırdı.

"Sessiz ol. Yapacağım."diye bağıran bir fısıltıyla konuştum.

İçine kaşar ve domates eklediğim ekmekleri tost makinesine koydum ve çay bardaklarını bir tepsiye dizdim.

"Aman Allahım bu güzelliklerde kim?"Diyen sesle yerimde zıplarken kocamı görünce gülümsedim ve sanki dakikalar önce kollarının arasından çıkmamış gibi hemen işimi bırakıp boynuna sarıldım.

Elleri belimi sararken "Güzelim."dedi neşeyle. "Ne yapıyorsunuz?"

"Önder geldi."dedi ve güldü Nehir.

Omzumun üzerinden ona baktığımda hala gülerek bakıyordu kocama. Cadı!

"Geldim. Günaydın Nehir Hanım. Nasılsınız?"

Utandı. Elini ağzına kapatıp gülerken "Nehir iyi. Önder nasıl?"diye sordu.

"Sizi gördüğü için Önder çok mutlu."deyip bana döndü ve yanağımdan öptü.

Kolunu belime sararak benimle birlikte mutfağı içine ilerledi ve tezgahın üzerindekilere baktı. Her yer dağınıktı. Hem de çok dağınıktı.

"Gül Hanım kahvaltı mı hazırlıyor bize?"deyip bana baktı ve tekrar öptü yanağımdan.

Gülümsedim.

"Çok dağıldı ortalık ama çok acıktım."dediğimde karnımda beni onaylarcasına guruldamaya başladı.

Ellerimi hızla karnıma sararken Önder güldü.

Utanıp yüzümü ellerimle kapattığımda sıkıca sarılıp saçlarımdan öptü.

"Belli oluyor. Ne yapılacak hadi söyle de birlikte hazırlayalım."

"Ya Önder!"

"Ya ben ne yaptım? Ne kızıyorsun bana?"derken hala gülüyordu.

"Utandım!"

"Biraz daha beklersek benimkide guruldayacak. Sen utandın bari beni de utandırma."deyip ellerimi yüzümden çekti ve öptü.

Ardından çoktan hazır olan tostları yanmaktan kurtarıp makineden çıkardı.

Sonra bana baktı. "Hadi hayatım harekete geç. Yoksa ben açlıktan seni yiyeceğim."deyip göz kırptığında aptal bir heyecan sardı beni.

Elim kalbime gittiğinde onun bakışları da elimi buldu ve sırıttı. Hoşuna gidiyordu benim aklımı başımdan almak.

Derin bir nefes aldım ve hala doğramadığım domatesleri doğramaya başladım.

O da dolaptan yumurta çıkardı ve cezveye koydu.

"Yumurta kırma oyunu oynayalım mı?"dedi bana bakarken

"Nasıl bir oyun?"

"Yumurtalar pişince taş kağıt makas yapıcaz. Kazanan diğerinin yumurtasına vuracak ve çatlatmaya çalışacak."

"Tamam."dedim heyecanla. Oyunlar söz konusu olduğunda istemsizce hırslı oluyordum.

"Hadi bakalım kim kazanacak."deyip güldü ve işine döndü.

GÜL Hanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin