14-SON VERİLEN SIZI

4.2K 195 74
                                    

Bölümün aşkından ölünce dayanamayıp yb yayınladım.

İyi okumalarrrr Tepkilerinizi merak ediyorum

Zaman içime yük olmuştu benim. İlerlemedikçe ruhumu boğuyor nefesimi kesiyordu.

Önceden nasıl işliyordu zaman bilmiyorum ama üç gündür resmen saniyeler bile geçmek bilmiyordu. Evde tek başımaydım.

Leyla Hanımların sürekli işi vardı. Çıtır ve Küp Şekerle belli bir süre sonra vakit geçmiyordu. Sıkıntıdan onlara komut vererek eğitmeye bile başlamıştım yavaştan ama olmuyordu. Canım çizgi film izlemek istemiyordu. Hatta oyun bile oynamak istemiyordu.

Önder ise eve geliyordu ama varlığıyla yokluğu birdi. Akşam sofralarına oturmuyor,sabah ben uyanmadan çıkıp gidiyordu.

Oysa önceden ben uyusam bile çoğunlukla uyandırırdı ve birlikte kahvaltı yapardık. Geceleri de aynı zaman da yatağa girmeye çalışıyorduk ama artık öyle değildi.

Çalışma odasından çıkmayan Önder'i geç saatlere kadar bekliyordum. O gelsin ve yüzünü görmek için bahanem olsun istiyordum ama saat kaçta geliyor bilmesem de uykumun en ağır bastığı bir vakitte geliyor,gözlerimi açtığımda çoktan gitmiş oluyordu.

Saksıdaki çiçeklerimi dikkatle severken Önderle birlikte ektiğimiz geldi aklıma. O öğretmişti bana ekmeyi. Hatta kendisi bile bilmiyordu ama birlikte öğrenmeyi seçmişti.

Şimdi haberi yoktu ama çiçeklerinin çoğu olmuştu. Buram buram kokuyor, balkonu renkleriyle süslüyorlardı. Vakit akşama çok yakındı ve ben sabırla Önder'i bekliyordum.

Balkon demirlerine yaslanmış gökyüzünü izlerken bahçedeki ekili alana ilerleyen bedenle kalbim hızla çarpmaya başladı. Sebzelerin arasında gezinip bazılarının solmuş yapraklarını koparttı. Ardından bir tane minik domates yedi.

Sessizce onu izlerken dikizliyor gibi hissediyordum fakat benim kadrajıma girmek onun suçuydu. Ben ona böyle bir şey söylememiştim.

Birkaç sebzeyi toplamaya başlarken topladıklarını toprağa koyuyordu.

Çıtır, havlayarak ve koşarak babasına giderken arkasına dönüp gülümsedi ve oğluna sarıldı.

Çocuklarım da çok özlemişlerdi babalarını çünkü sorumsuz babaları onlarla ilgilenmiyordu.

"Naber oğlum?"dediğini duydum. Sessizlik vardı ortam da ve bahçeyle balkonun arası çok fazla yoktu. Başını kaldırsa beni göreceğine emindim ama yanından geçerken bile bana bakmadığı için şu an beni görmeyeceğine de emindim.

Çıtır havlayıp kucağına tırmanmaya çalışırken yere bağdaş kurup oğlumuzu kucağına aldı ve başını okşadı.

"Anne nerede? "Dediğinde sanki kalbim yerinden çıkacaktı. Beni mi sormuştu o?

Çıtır cevap bile vermeden durmadan sırnaşıyordu.

"Yoksa seni de mi küstürdü?"

Çok kabaydı. Kalbimin kırıldığını hissettim sorduğu soruyla. Ve neden bu gözlerim ısrarla her şeye doluyordu anlamıyordum.

"Bazen anne ve babalar küser oğlum. Tartışadabilirler ama evlatlarını hep severler. Bu yüzden lütfen endişe etme tamam mı?"deyip mıncırırcasına sevdi oğlunu.

En azından oğlumuzu dolduruşa getirmiyordu ve bu güzeldi.

"Bir de söylemek isterim ki ben her şeye rağmen anneyi çok seviyorum."

Kalbimin kanatları olabilir miydi? Yerinden çıkmak istercesine hızlanmış,göğsümden dışarı çıkacakmış gibi hareket ediyordu.

"Biraz küstüm ona ama insan küsse bile sevmeye devam edebilir. Sevgi,nefretten bile üstün gelebilir."

GÜL Hanım Where stories live. Discover now