29-Kardan Adam

1.7K 134 10
                                    

Önümdeki kurabiyeyi dökmemek için büyük bir gayretle yerken arka planda oluşan sesler ve kalabalık umursamam gereken bir unsur muydu emin değildim.

"Neden hala hiçbir şey hazır değil!"diye isyan eden Seline dönüp baktığımda bakışları beni buldu

"Aferin ya! Ben burada hiçbir şey yetişmedi diye delireyim sen otur kurabiye ye!"

Son saniye düşecek olan parça aniden açtığım avucuma düşerken ağzımdaki lokmayı zorlukla yutkundum.

"Afedersin ben çok acıktım."

"Ben kahvaltı bile yapmadım Gül. Sen ne ara acıktın acaba?"

Siteminde haklı olabilirdi lakin ben de açıkmıştım işte. Mideme de  söz geçiremezdim ya.

"Sen yemediysen bu karımın suçu değil."diyerek suratsız bir biçimde yanıma gelen kocam şakağımdan öptü ve yanıma oturdu.

Selin yüzündeki sinirden sıyrıldı ve "Sanırım ağlıycam."dedi dudakları titrerken.

"Sakın!"diye uyardı kocam. "Sonra makyajın bozulacak bir de o yüzden başımızın etini yiyeceksin. Ağlamak falan yok. Her şey de hazır. Git otur sana Aslı yemek getirsin."

Elleriyle göz yaşlarını engellemeye çalışırken görümcemi dikkatle izledim. Saçlarını düzleştirmişlerdi.

İnci bir taç takmış,kalem,lacivert bir elbise giymişti.

Makyajı da çok güzel olmuştu.

Evet,nihayet isteme günü gelmişti ama herkes birbirine kan kusturuyordu. Sabah erkenden gelmiştik buraya. Yol boyu Önderin surat asmalarına maruz kalmıştım. Eğer arabada Aslı ve Leyla Hanımlar olmasa kesinlikle laf söylerdim. Bir de kocamın asık suratı yetmemiş gibi kayınvalidemlerde de herkesin bol bol surat astığı bir kahvaltı yapmıştık.

Düğün değil cenaze eviydi. Neyse ki Nehir dün okula başlamıştı da bu ortama maruz kalmamıştı. Hoş,birazdan okuldan gelecekti ama benim kadar sabırlı olmayabilirdi.

"Kurabiyeyle karın doyurulmaz. "Dedi ters bir sesle. Ardından "Leyla Abla yemekte ne var?"diye sordu.

"İslim kebabı var. Yanına da pirinç pilavı yaptık. Dilerseniz çorba da var Önder Bey."

"Sen yemekten bize biraz ayarla lütfen."Dediğinde Leyla Hanım itiraz etmedi.

Kocama yaklaşıp "Bana bak."diye fısıldadım öfkeyle. " Başlatma kardeşine de sana da. Yeter be surat astığınız. Çekemem sizin yersiz triplerinizi. Kendinize gelin"

Şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. İşaret parmağımı köprücük kemiğine bastırdım. "Ayrıca sana ne ? Ne yemek istersem yerim. Belki ben böyle karnımı doyurmak istiyorum."deyip ondan uzaklaştım  ve sandalyemi geriye çekip ayağa kalktım.

Gerçekten yeter.

Ne kızmış. Neden bu kadar büyütüyorlar anlamıyorum. Hayır kendileri kız alırken sorun yok da neden kız verirken ortalığı ayağa kaldırıyorlar? Allahım ben nasıl bir aileye düştüm acaba?

Girişteki aynada kendime bakarken lila rengi elbisemle gülümsedim.

Dizimin hemen üstünde biten, kloş etekleri olan elbisenin kolları uzun,yakası birazcık açıktı.

Sanırım kocam biraz da bu yüzden gergindi ama ne yapayım canım çok beğenmiştim elbiseyi. O kıskanacak diye giymeyecek değildim. Bana kalırsa dekolte ölçüsü yerindeydi.

Bağlı olan saçlarım maşalıydı ve bence her zaman yapmadığım eyeliner oldukça yakışmıştı.

"Ayna çatlayacak yeter."

GÜL Hanım Where stories live. Discover now