4-ÇITIR

5.7K 192 39
                                    

Başlamadan yıldıza basalım please

Yazın ılık rüzgarı açıkta kalan kollarımı ve bedenimi yalayıp geçiyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Yazın ılık rüzgarı açıkta kalan kollarımı ve bedenimi yalayıp geçiyordu. Hafifçe havalanan saçlarım beni mutlu ederken gözlerimi kapattım.

Bu sadece bana mı özeldi bilmesem de ne zaman hafif rüzgar esse,mutlu hissetsem kendimi filmlerdeki o başrol gibi hissediyordum. Arkada yaza uygun bir şarkının fon müziği,sanki her açıdan beni çeken bir kamera var.

Derin bir nefes alıp gülümsemeye ve etraftaki sesleri dinlemeye devam ettim. Önder ve annem konuşalı iki gün olmuştu. İki gündür her şey oldukça güzeldi.

Önder genelde kendi odasında takılıyordu. Ben de bazen oyun oynuyordum. Bazen de çizgi film izliyordum.

Bu arada yeni bir arkadaş daha edinmiştim. Dilek. Dün benimle birlikte sek sek oynamıştı ve her ne kadar ben kazanamasam da Buğlem gibi mızıkçı olmadığı için Dilek'i daha çok sevmiştim. Ve tüm bunlarla birlikte en güzel olan da Önder bana karışmıyordu. Sanırım oyun oynamama da ,çizgi film izlememe de alışmıştı.

Kim bilir belki bir gün o da benimle arkadaş olmak isterdi?

Saçmalama!

Saçma değildi. İnsan büyüdü diye neden benim yaptıklarımı yapamıyordu? Mesela kim koymuştu bu kuralı? Tam olarak kaç yaşına kadar oyun oynanabilirdi?  Hangi kitapta yazıyordu bu kural ki beni gören büyükler kınayıcı bakışlar atıyordu?

"Gül Hanım. "

Gözlerimi açıp karşımda oturan Önder'e baktım.

"Neden bana hanım diyorsun hep?"

"İsminin yanına çok yakışıyor. Üstelik hanımefendi değil misin?"

Elimi yanağıma yaslayıp güldüm.

"Öyle miyim?"

Usulca başını sallayıp çatalına batırdığı tavuktan bir miktar alıp ağzına attı.

"Neden yemiyorsun?"

"Ben tavuk yemem."

"Yoksa ona da mı alerjin var?"

Alerji demişken yüzümdeki izler iki günde bile oldukça küçülmüştü.

"Hayır yok. Ben tavuk sevmiyorum."

"E neden söylemedin? Sana da başka yemek yaparlardı? "

Omuz silktim. "Senden bir şey isteyebilir miyim?"

"Umarım zor değildir." Derken yüzünde muzip bir ifade vardı.

"Renkli saksı ve çiçekler almak zor mu?"

"Bunu mu istiyorsun? "

Neden bu kadar şaşırmıştı ki? Hızla başımı salladım ve havuçlu salatadan yemeye başladım.

GÜL Hanım Where stories live. Discover now